Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:

BDP'ye sert eleştiriler:
- Hale bakın. Cenazeleri bile etnik kökenleriyle tasnif edenler, insanlıktan nasibini alamayanlardır. Siyasi zihniyeti nedir bilemem, ancak mesela orada ölenlerden birinin ablası da benim şu an kadın kollarında çalışan bir bayan, başkanlık yapan bir bayan. Bu da var. Bizden bunun istismarını duydunuz mu?

- Bunlar vicdanlarını yitirmişler. Irkçılık ve faşizm, iblisin yani şeytanın açtığı bir yoldur. Cenazeleri bile Türk-Kürt diye ayıranlar işte iblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir.

- İstanbul’da yaptıkları basın toplantısının görüntülerini izlediniz değil mi? Kendi milletvekilleri. Güya acı içindeler. Ama kameralar önünde kahkahalar atmaya çekinmeyecek kadar insafsızlar vicdansızlar. Bunların koruculara nasıl baktıklarını çok iyi biliyoruz. O korucu kardeşlerimizi nasıl hedef yaptıklarını biz çok iyi biliyoruz. O cenazelerin tabutların üzerine parti bayraklarını asmak iki yüzlülük fırsatçılık değil de nedir?

- Cenaze terörist başının resmini taşıyanlar neye hizmet etmek istiyorlar? Sonra birileri çıkıyor, bazı densizler çıkıyor, bu olay yüzünden bu ülke bölünmüştür diyor. Yahu sen kimsin? Kimi temsil ediyorsun?

- Siz silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz. Neyi bölüyorsunuz? Kimi bölüyorsunuz?

- Apo'ya peygamber diyenlerin Her türlü manevi değeri çiğneyenlerin gençlerin kanıyla beslenen vampirlerin bu topraklarda hiçbir şekilde muhatabı yoktur.
- Faili meçhullerle, köy yakmalarla anılan bir devlet yok, vatandaşını koruyan bir devlet var.

- Yaşanan talihsiz bir olay üzerine devleti cani gibi göstermeye kalkmak büyük bir şuursuzluk ve vicdansızlıktır.

- Terör örgütünün tüm tahriklerine rağmen insanı yüceltmeyi esas alan bir anlayış iktidadır.

"Kaymakam dövmek..."

- Benim Kürt kökenli vatandaşım ekmeğini aşını suyunu, misafirle paylaşmaktan onur duyar gurur duyar. Bu ülkenin insanı başım gözüm üstüne der, misafiri evinin de gönlünün de baş köşesinde ağırlar. Taziyeye gelmiş, başsağlığı dilemeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın insanı olan bir kaymakamı öldüresiye dövmek, linç etmek, benim Kürt kökenli kardeşlerimin değil, o insan diye geçinen müsveddelerin işidir.

- Cenazeleri dahi istismar edecek kadar mı aklınızı vicdanınızı yitirdiniz? Ayrıştırmak, kutuplaştırmak, tahrik etmek, demokrasiye inanmayan zihnin ürünü olabilir. Toplumu tahrik etmeye değer mi?

- Fırsatçı siyasetçiler kadar, bazı medya kuruluşları, bazı yazarlarda bu acı hadiseyi istismar etme içine girdiler. Dertleri acıyı paylaşmak değil, dertleri suyu bulandırmak. Ve ilk saatlerde kendi ürettikleri komplo teorilerine kendileri de inandılar.

Devlet halkını bombaladılar diyorlar, katliam diyorlar, güya kuzu postu altında toplumu terbiye etmenin, çok bilmiş edasıyla millete istikamet çizmenin gayreti içerisindeler.

- Bu millet, bu ülke habis bir ur karşısında teslim olmayacak kadar asildir, güçlüdür, sağlamdır. En önemlisi de bir ananın çocukları gibi, bir elin parmakları gibi birbirinin kardeşidir. Bunu böyle bilin. Sizin nifak tohumlarınız bu topraklarda asla kök salamaz.

"Ben Kasımpaşalı Tayyip olmaktan şeref duyarım”

- "Ben eli silahlı olandan korkmadım, Kasımpaşalı’dan mı korkacağım" diyor. Şunu unutma veya unutmayın. Ben Kasımpaşalı Tayyip olmaktan şeref duyarım. Kasımpaşa’dan çıkan oranın bir evladı olarak, tüm halkımın da bizi oralara getirmesinden dolayı, milletime hizmet etmekten onur duyarım.

- Eğer bu ülke yüzde 50 bize oyunu verdiyse, ondan sen gocun. Herhalde bu yüzde 50’den daha akıllı değilsin. Kendinizi kontrolden geçirin. Bu ancak adaletle olur. Bu ancak dürüstlükle olur. Biz bunu yaptık, yapıyoruz. Ama kendi kendinize sorun biz ne yaptık? Kusura bakmasınlar beyler. Bizim istikametimizi her zaman millet çizdi. Bunlar gibi, bunların taşeron fikirlerini alacak değiliz. Biz devlet millet kaynaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunlar da terör örgütünün düşman devlet algısı için çanak tutuyorlar.

CHP'ye eleştiriler:
Başbakan Erdoğan'ın eleştirilerinin hedefinde BDP'den sonra CHP vardı.

- Ana muhalefet partisi CHP’den gelen açıklamalarda tam bir sorumsuzluk örneği olmuştur. CHP genel başkanı bu hadiseyi “33 kurşun” yani Mustafa Muğlalı olayıyla eş tutarak, sorumsuzluk örneği sergilemiştir. Bu hadiseyi 33 kurşuna benzetmek sorumsuzluktur fırsatçılıktır. Biz BDP’nin olayı nifak girişimine çevirmesini anlıyoruz, zira işleri bu. Bazı medya kuruluşlarının yanlış bilgilendirmesini de anlıyoruz. Onların da işi bu. Ama CHP’nin PKK’nın diliyle, BDP’nin diliyle konuşmasına açıkçası anlam vermekte zorlanıyoruz.

- Seçim meydanlarında gördüğümüz siyasi ittifakı şimdi de taziye çadırında görüyoruz. CHP’nin BDP’nin değirmenine su taşıması çok acıdır. Mustafa Muğlalı olayı CHP’nin eseridir.

- Van’ın Özalp ilçesinden bir kışladan Mustafa Muğlalı ismini indiren de AK Parti iktidarı olmuştur. Bir kez daha ifade ediyorum. Bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceğiz gidiyoruz. Uludere’deki acılı kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Onların acısını yüreğimizde taşıyacak, paylaşacağız.

- Başbakan Yardımcım Sayın Atalay, bakan arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız olarak hemen olayın ardından Uludere’ye gittiler. Oradaki kardeşlerimizle bir araya geldiler, tehditlere rağmen bir araya geldiler. Bende orada telefonla oradaki kardeşlerimizle görüştük. Yapılması gereken neyse hepsini biz yapacağız. Biz işi geleceğe taşımayacağız. Biz işi geçmişte olduğu gibi, sürekli bunun üzerinde spekülasyonların yapılmasına fırsat vermeyeceğiz.

"Molotof silah sayılacak"

- İstanbul’da Tarlabaşı Caddesi’nde bir otobüsün içindeki vatandaşımızın ne günahı var? Bunları Molotoflarla ateşe vermek zihniyetine, hakkına nasıl sahip olabilirsin? Bunun insani bir yanı var mı? İşte onun için şimdi biz molotof kokteylini de bir silah olarak yasalaştıracak bir yasayı inşallah getiriyoruz. Bu teklifi çıkaracağız. Masum bir olay değil. Bu da bir silah. Serap kızımızı böyle kaybettik, nice yavrumuzu yanan otobüslerde kaybettik. Vatandaş ticaretini yapıyor, cam çerçeve her şey iniyoruz. Böyle bir hakkını var mı? Yahu otobüs duraklarının ne günahı var. Bunlar hepimizin. Bunlar insanlıktan nasibini almamış, gerçekten bunlar müsvedde bile değil.