Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, sigara yasağı ile ilgili kapalı ve açık alan tanımının yeniden yapıldığını belirterek, ''Bundan sonra camekan alanların hepsi, pencere açık dahi olsa kapalı olan olarak kabul edilecektir. Bu nedenle camekan yaptırmış ve bunu ihlal için kullanacağını ümit eden işletmelerin çok fazla masraf yapmamasını rica ediyoruz'' dedi.

Prof. Dr. Dağlı, sigara yasağında kapalı ve açık alanın yeniden tanımlanmasıyla ilgili Taksim Eresin Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Kasım ayında İstanbul'un 5 farklı semtinde bar ve restoranların incelenerek sigara yasağındaki ihlallerin tespit edildiğini söyledi.

Bunun sonucunda işletmelerin sigara yasağını esnetmek amacıyla camekan uygulamasını kullandığını gördüklerini anlatan Dağlı, bunun da sigara yasağını uygulanamaz hale getirdiğini belirtti.

Bu nedenle kapalı alan tanımının, Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği tanımları doğrultusunda yeniden yapılması için harekete geçtiklerini ifade eden Prof. Dr. Dağlı, ''19 Temmuz 2009'da sigara yasağı çıktı. Bu yasak uygulanmaya başladıktan sonra uyum iyiydi. Türkiye kapalı alanlardaki yasaklara önderlik etti. Sağlık Bakanımız ve Başkan, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ödül kazandı. Dünyanın gözü üzerimizde. Biz mahcup olmak istemiyoruz. Sigara endüstrisinin işletmelere camekan yapması için para ödediğini biliyoruz'' dedi.

Sağlık Bakanlığının geçen yıl bir iç yazışma düzenlediğini ve işletmelerde camlar tam olarak açık bulunduğu takdirde alanın açık alan olarak sayılacağını belirttiğini söyleyen Dağlı, ancak camekan yapan işletmelerin kurala uymayarak bütün camlarını kapalı tuttuğunu, burasını açık alanmış gibi tanımladığını bildirdi.

Sigara yasağının çıkma nedeninin insan sağlığını korumak olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, şunları kaydetti:

''Günde 300 kişi kanserden ölüyor. Kanser vakaları son 40 senede 40 kat arttı. Bunun için bir şey yapılsın çabaları ve çığlıkları var. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Kanunun ana nedenlerinden biri sigara içmeyenlerin haklarını korumak.

Bizim yaptığımız çağrı sonucunda Sağlık Bakanlığı kapalı ve açık alan tanımını tekrar belirlemeye karar verdi. Bir bilim heyeti eşliğinde Sağlık Bakanlığında toplantı yaptı. Kapalı alan tanımını aynen Başbakanlık Genelgesi'nde 2009 yılında olduğu gibi Dünya Sağlık Örgütünün öngördüğü tanımlama, Avrupa Birliği direktiflerine uyum gösterecek şekilde yazdı. Bunu il sağlık müdürlüklerine gönderecek ve uyumunu talep edecek. Ancak biz sadece tanımların yeterli olmadığını görüyoruz. Denetimlerin çok sıkı bir şekilde devam etmesi, kış aylarında da sigara dumanının artık iç ortamlara girmesinin engellenmesini istiyoruz. Aksi takdirde ne aldığımız ödüller geçerli olacak ne de yabancı heyetlerin buraya gelmesiyle 'Biz Türkiye olarak çok iyi bir şey yaptık' diyebileceğiz.

Bundan sonra camekan alanların hepsi pencere açık dahi olsa kapalı olan olarak kabul edilecektir. Bu nedenle camekan yaptırmış ve bunu ihlal için kullanacağını ümit eden işletmelerin çok fazla masraf yapmamasını rica ediyoruz.''

SSUK Hukuk Danışmanı Avukat Turgut Kazan, seçim sürecine girildiği için denetimlerin gevşediğini iddia etti.

Denetimin iyi yapılmamasının yasayı ihlal edenlerin cüretini artırdığını ve giderek kapalı alanların sigara içilebilir hale geldiğini söyleyen Kazan, ''Türkiye sigara yasağı uygulamasıyla dünyaya örnek olmuştu. Ancak bu durum şu anda değişti. Denetimler yerine getirilmezse, kapalı alanda sigara içimi seyredilirse, dünyada bu uygulamayı örnek sayanlara gidişin kötü olduğunu anlatmayı görev sayacağız'' dedi.

Yeşilay Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Vehbi Altunçul da Yeşilay olarak İstanbul'da 5 ayrı semtte 203 mekanda yaptıkları araştırmada işletmelerin yüzde 41'inde camekan olduğunu tespit ettiklerini söyledi.

Bu camekanların yüzde 37'sinin kapalı alan görünümünde olduğunu söyleyen Altunçul, buralarda sigara yasağı ihlallerini sürdürdüğünü bildirdi.