Atilla, ülkemizin 2009 yaz sezonunun diğer turizm ülkelerine göre bir artış yaşandığına dikkat çekerek, “Son açıklanan verilere göre Türkiye Eylül ayında yüzde 5,2 artış ile 3,1 milyon yabancı turisti ağırlamış ve 2009 da 9 ay içerisin de ağırladığı 21,8 milyon turist ile 2008 de ki 21,5 milyon olan turist sayısını geçmiş durumda, 2009 yılında bütün sektörler can çekişirken ve rakip ülkelerimiz olan İspanya ve Yunanistan da turist sayısı gerilerken Türkiye Turizmde artış kaydediyor ve her ne kadar bu artışta yeni ve modern tesislerimiz ve her şey dahil konsepti büyük bir rol oynamış ise de, sadece buna bağlamak mümkün değildir.

Türkiye de turizmciler turizm elçisi gibi çalışmaktalar ve her yerde varlıklarını hissettirmektedirler ve buna yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızda dahildir, onlar da genelin de hem tatillerini Türkiye de geçirmekteler, hem de kaldıkları ülkede turizm lobisini geliştirmektedirler” dedi.

Atilla, Didim turizminin 2009 yaz sezonu faaliyetlerine de değinerek, “Didim de elimizde de bir veri olmadığı için artışımız konusunda bir şey söylemek ne yazık ki mümkün değildir, büyük ihtimal bu artıştan bizde payımıza düşeni almışız, fakat yeterli midir veya arzu ettiğimiz artışı yakalamış mıyız, işte burada çelişkili düşünceler ve görüşler mevcuttur.

Didim bilindiği gibi turizm sektöründe eskidir ve işin garip tarafı herkes turizmin nasıl gelişmesi gerektiğini biliyor, fakat belirli bir noktadan sonrada çıkmaza girebiliyor, hareket adımları tıkanabiliyor, sağa sola bakınıyor, çözüm bulamayınca da, geçmişe dönüyor. Özünde çözüm elimizde. Kabul edelim, artık Didim dışarıda bizim değerlendirmemizden daha değişik değerlendirilmekte. Didim olumsuzluklar içerisinde gelişmiştir, olgunlaşmıştır ve tam atak içerisinde olması gereken bir süreci yakalamıştır, bu süreçte bana göre herkes sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmelidir, kısır döngülere mahal verilmemeli, bilhassa Ticaret Odası, esnafı temsil ediyor, temsil ettiği esnafın önünü açma, ona öncülük etme özeliğini ruhunda hissedip, ona göre hareket etmelidir. Didim her kalitede turisti ağırlayacak bilince de, güce de, yapıya da sahiptir, önemli olan bu şartlar altında Didim"i daha ileriye götürmek, uluslararası pazarlara daha aktif bir şekilde taşımak, görülen sorunları çözmektir, yoksa herkesin kendi yapısına göre bir sorunu vardır, en gelişmiş kentlerin dahi. Birbirimize karşı gösterdiğimiz acımasızlığı, Didim"in tanıtma ve pazarlamasında da gösterebilme cesaretini kendimizde bulabilmeliyiz. Kendimize ve elimizde olan donelere güvenmeliyiz ve onları geliştirme çabası içerisinde olmalıyız” diye konuştu.