Sarı lacivertli futbolcunun Futbol Federasyonu"nun TamSaha Dergisi"ne verdiği röportaj şöyle:

*Genç Milli Takımların tüm kategorilerinde forma giymiş, ama sonrasında A takıma yükselme döneminde sekteye uğramış bir oyuncusun. Milli Takımlardan uzak kaldığın bu dönemde senin için yanlış giden şeyler nelerdi? Neden Milli Takımlarda bir süreklilik sağlayamadın?

“Ben sürekliliği A Milli Takım"da sağlayamadım, diğerlerinde istikrarlı bir şekilde oynadığımı düşünüyorum. A Milli Takım"a ilk geldiğim dönemden hemen sonra çok ağır ve uzun bir sakatlık dönemi geçirmiştim. Ondan sonra da toparlanmak oldukça güç oldu. Pek de iyi bir performans sergileyemedim. Ayrıca, benim oynadığım bölgede çok kaliteli oyuncu arkadaşlarımızın bulunması rekabet ortamını yükseltti. Belki de bu yüzden geri planda kaldım. Şimdi kendimi toparladım diyebilirim. Umarım bundan sonra A Milli Takım"a gelişim süreklilik kazanır.”

*Rıdvan Dilmen"in senin hakkında “Daha çok çalışmalı, kendisine yazık ediyor” diye bir yorumu var. Bu yorumun alt metninde aslında senin çok yetenekli bir oyuncu olduğun, ancak potansiyelini tam anlamıyla kullanamadığın fikri yatıyor. Bu konuda neler söylersin?

“Konu çalışmaksa, zaten ben her antrenmanda çok çalışan, gayretli bir futbolcuyum. Bu küçüklüğümden beri hep böyle olmuştur. Rıdvan Hoca"nın benim hakkımdaki düşüncelerini biliyorum. Kendisine teşekkür ediyorum. Belki Rıdvan Hoca değerlendirmesinde şu noktada haklı olabilir; ben uzun yıllardır Gaziantepspor"da oynuyorum. Aralıksız olarak aynı yerde bulunmak bir süre sonra insanı yormaya başlıyor. Ama bu kesinlikle benim için bir bahane olamaz. İtiraf edeyim ki 2-3 yıl önce ekstra olarak değerlendirilebilecek çalışmalar yapıyordum. Bir süredir bu çalışmaları yapamasam da antrenmanlarda bütün enerjimi harcıyorum. Ekstra çalışmaları yapmaya yeniden başlamam gerektiğini biliyorum.”

*Hangi özelliklerini daha çok beğeniyorsun?
"Sezgilerime çok güvenirim. Bence bu, iyi bir defans oyuncusu olmak için gereken en temel özellik. Böylelikle, ağır kaldığınız pozisyonlarda bile sezgilerinizi kullanıp avantajlı duruma geçebilirsiniz. Ayrıca maçlara çok iyi konsantre olduğumu düşünüyorum. “

*Bu sezonda takımınızda iki kez teknik adam değişikliği yapıldı. Teknik adam değişikliklerinin futbolcu üzerinde ne gibi etkileri oluyor?

“Oyuncularda meydana gelen etkiler teknik adamın özelliğine göre değişiyor. Futbolcular, gelen hocaya ayak uydurmak zorunda olduğu için teknik direktörün karakteri belirleyici etken olarak ortaya çıkıyor. Bu sezona Nurullah Sağlam"la başladık. Kendisi zaten bildiğimiz, tanıdığımız bir kişiydi. Ardından kısa bir süre altyapıdan aşina olduğumuz Seçkin Göksel"le çalıştık. Son olarak da Jose Coucerio göreve geldi. Portekizli teknik direktörümüzle uyum sürecimizi çok çabuk atlattık. Onun gelişini kendimiz açısından bir şans olarak değerlendiriyorum. O, hem kariyeri hem de sahip olduğu vizyon itibarıyla çok değerli bir insan. Bu süreci kolay geçirmemizde yardımcısı Krito"nun da büyük rolü var. “

*Jose Coucerio"nun oyun felsefesi nasıl?
“Hücuma çıkarken orta sahada top kaptırılması konusunda çok hassas. Bunu, asla yapılmaması gereken bir hata olarak görüyor. Ayrıca, bir atağa çıkıldığı zaman onun en azından bir şutla sonlandırılmasını istiyor. Bunun arkasında yatan şey, tabii ki kontratağı engellemek. Her zaman kendimize güvenmemiz gerektiğini söylüyor bize. Belki dikkatinizi çekmiştir, Gaziantepspor olarak geriye düştüğümüz maçları çok zor çeviriyorduk. Yeni hocamızla bu değişti. Bursa maçında iki kez geriye düştük, maçı çevirdik, Sivasspor"a karşı da aynısını yaptık. Bu özelliği bize kazandırdı. Artık oyundan kopmadan mücadele edebiliyoruz.”

*Bu sezonun ikinci yarısında seni daha çok sağ bek bölgesinde gördük. Hangi özelliklerin nedeniyle bu bölgede görevlendirildiğini düşünüyorsun?

“Erkan ve İlhan"ın sakatlıkları nedeniyle o bölgede bir boşluk oluşmuştu. Onların yokluğunu ben doldurdum. İyi defansif özelliklere sahip olduğum ve atağa çıktığımda telaşlı olmadığım için orada oynatıldığımı düşünüyorum. Açıkçası ben, beklentileri karşıladığım fikrindeyim. Teknik direktörümüz nerede oynamamı isterse, takım için yaparım. Ön libero olarak dahi oynayabilirim. “

*Ligimizde ve dünyada beğendiğin stoperler hangileri?

“Aslında bir Fabio Cannavaro hayranıyım ama son yıllardaki düşüşü gözümden kaçmıyor. Bir de Manchester United"daki Nemanja Vidic"i beğeniyorum. Ligimizde de değerli stoperler var. Kayserisporlu Eren Güngör, genç yaşına göre oldukça yetenekli.”

*Modern futbol defans oyuncularından sadece rakip atakları durdurmasını değil, aynı zamanda topu iyi kullanmasını da istiyor. Sen bu noktada kendini nasıl değerlendiriyorsun?

“Her şeyden önce bir defans elemanını oynatan önündeki orta sahadır. Defans oyuncusuna topu aktarabileceği ne kadar çok seçenek sunulursa o derecede başarılı gözükür. Ben bu konuda şanslı bir sezon geçirdim. Çünkü Gaziantepspor ayağa pasla oynamayı düşünen bir oyun anlayışı içindeydi. Orta saha oyuncularımız en sıkıntılı olduğumuz noktada bile biz defans oyuncularına yardımcı oldular. Ben de topu kullanma anlamında geçtiğimiz sezon kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Riskli pozisyonlar haricinde takıma bu noktada faydalı olmaya çalıştım.”

*Gaziantepspor bu sezonun ilk yarısında oldukça iyi bir çıkış yakalamıştı ve çok beğenilen bir futbol oynuyordu. Ama sonrasında bir düşüş dönemi yaşandı. Bunu neye bağlıyorsun?

“Bizim bu sezondaki en büyük sorunumuz konsantrasyondu. Ligde kendi altımızda yer alan takımlara çok puan verdik, üstümüzdekilerden ise epeyce puan aldık. Öne geçtiğimiz maçlarda skoru koruyamamak bir diğer olumsuz özelliğimizdi. Bunda, belki oyunu çirkinleştirmeden oynama, izleyenlere keyif verme arzumuzun olmasının da rolü olmuştur. Maçın son 10 dakikası içinde yediğimiz gollerle yitirdiğimiz çok fazla puan oldu. Bundan dolayı bir düşüş içerisine girdik. “

*Anadolu"dan bir şampiyon takım çıkar mı?

“Son iki sezonda bunun olmasına ramak kalmıştı ki gerçekleşmedi. Sivasspor iki yıldır yaptığı çıkışla diğer Anadolu takımlarına bazı şeylerin başarılabileceğine dair çok iyi bir örnek oldu. Böylelikle diğerleri de artık bir şeyler yapmaları gerektiğini fark ettiler. Anadolu"dan şampiyon çıkması ihtimalinin imkânsız olmasa bile çok zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü her sezon büyük takımların böylesine kötü bir grafik çizeceğini zannetmiyorum.”

*Bu sezon ligde müthiş bir rekabet yaşandı. Sence Türk futbolunda neler değişiyor?

“Anadolu takımlarındaki yükselişi de yadsıyamayız. Dört büyüklerle Anadolu takımları arasındaki güç dengesi makasının daraldığını söyleyebiliriz. Eskiden maçların sonuçlarını az-çok tahmin etmek mümkündü. Ama şimdi her şey sürprize açık hale geldi. Bunda biraz da elde edilen puana göre performans parası alınmasının rolü olduğunu görüşündeyim. Ayrıca artık Arda Turan gibi özel yetenekli futbolcuların çok az çıktığını görüyoruz. Bu oyuncuların sayısını arttırmak için uğraş verilmeli.”

*Lig her ne kadar çekişmeli geçse de oynanan futbolun kalitesinin aynı seviyede olmadığını görüyoruz. Sen bu görüşe katılıyor musun?

“Bu bir futbol kültürü meselesi. Türkiye"de hiçbir zaman herkesin sabırla ayağa pas yaptığı, top rakipteyken oyuncuların pozisyonunu koruduğu bir lig olmamıştır. Turkcell Süper Lig, her zaman üst düzeyde mücadelenin olduğu, fiziksel olarak çok fazla efor sarf edilen, sert bir lig olarak öne çıkar. Aynı görüşleri ülkemize gelen yabancı futbolculardan da dinleyebilirsiniz. Bir de Türkiye Ligi"nde gol atıldıktan sonra, skoru korumak adında kapanmak demeyelim de denge oyunu oynanıyor. Skoru güzel bir oyunla elde etmek kadar güzeli yok ama iyi oynayana puan vermiyorlar. Belki Gaziantepspor geçtiğimiz sezon farklı bir oyun tarzı benimsese ve kolay goller yemeseydi şimdi UEFA Avrupa Ligi"nde olabilirdi.”

*Ligimizde genç oyunculara yeterince güvenildiğini ve şans verildiğini düşünüyor musun?

“Geçmiş yıllara göre bu konuda büyük değişiklikler yaşandı. Aşağı yukarı her Süper Lig ekibinin kadrosunda oldukça fazla genç oyuncu bulunuyor. Bu Türk futbolu için büyük kazanç. 2-3 yıllık sezon planlamasında kadro sürekliliği sağlaması açısından ve ekonomik girdi sağlama potansiyeli anlamında olumlu.”

*Gaziantepspor"da geçtiğimiz sezon İsmail Köybaşı ve Murat Ceylan gibi genç oyuncular iyi bir çıkış yakaladı. Genç oyuncuların kalitesi üzerinden Türk futbolunun geleceğini nasıl görüyorsun?

“Ben 21 yaşında kaptan oldum. Benimle birlikte de Erdal Güneş vardı. A takıma çıkışımızdan sonra uzun süre bizim peşimizden kimse gelmedi. Bu bence Gaziantepspor"un ayıbıydı. Ama şimdi öyle bir dönemdeyiz ki İsmail, Murat, Ahmet Arı, Ferdi, Coşkun ve oynamadığı için ismini bilmediğiniz bir sürü genç oyuncu var. Bu oyuncuların ligde forma giyme şansı bulması hem kulüp takımları hem de Milli Takımlarımız için birer kazanç. Ayrıca, bu oyuncuların uluslararası turnuvalarda deneyim kazanmaları da önemli. Saydığımız isimler genç yaşta, oturmuş kadroların oyuncuları olabilir. Karakter yapıları da daha iyi. Benim Genç Milli Takımlarda oynadığım dönemde bu tür oyuncuların olmayışı nedeniyle asla bir turnuva takımı olmayı başaramamıştık. Ligden getirdikleri tecrübelerini Milli Takım" yansıtıyorlar. “

*Senin eğitimli bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Bu durum futbol oyununa nasıl yansıyor? Eğitimli olmak futbolu algılamak açısından bir avantaj mı sence?

“Ben Gaziantep Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. Eğitim, psikolojik anlamda etkili oluyor. Takım ortamında işler kötü giderken, futbolcular genelde kendilerini bırakır, umutlarını yitirir. Bu sadece üniversite okumakla ilgili değil, kendini geliştirme anlamında söylüyorum. Bir de eskiye oranla futbolcuların kafa yapısı çok değişti. Ben, hayatın sadece futboldan ibaret olmadığını düşünüyorum. Artık çoğu oyuncu da benim gibi düşünüyor. Kendini eğitmiş bir insan saha içinde kendisini kontrol edebiliyor, öfke kontrolü anlamında da faydalı oluyor.”

*Fenerbahçe"ye transferin için neler söylersin. Aslında devre arasında gündeme gelmişti ama sezon sonuna nasip oldu.

Geçen sezonun devre arasında bana Fenerbahçe"den teklif gelmişti. Ben gitmeyi çok istememe rağmen, bu transfer gerçekleşmemişti. Gaziantepsporlu taraftarların beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Ama onlar da bilsinler ki artık bir futbolcu kariyerinin sonuna kadar aynı kulüpte oynamıyor. Başka takıma gidiyor, sonra geri gelebiliyor. Gaziantepspor"da 8 yıl oynadım ve bu oldukça uzun bir süre. Kendimi geliştirebilmem ve potansiyelimi zorlamak için bazı değişikliklere ihtiyacım vardı.

*A Milli Takım üzerine neler söylemek istersin? Dünya Kupası şansımız ne ölçüde?

“2008 Avrupa Şampiyonası"na zorlu bir eleme döneminden geçerek gitmiştik. 2010 Dünya Kupası için de bir benzerini yaşıyoruz. Şimdi rakibimizin puan kaybetmesini bekleyen bir takım durumuna düştük. Ben eminim ki Bosna-Hersek puan kaybedecek, biz de onları yeneceğiz ve ikinci sırayı geri alacağız. Evet, belki basit puan kayıpları yaşadık ama bu durum, geri kalan maçların da kötü gideceği anlamına gelmez. Gücünü tüm dünyanın kabul ettiği bir takımız. Kendimize güvendiğimiz takdirde aşamayacağımız engel yok.”- fanatik