Dost düşman herkes bir daha şahit oldu ki;

Milletimizin büyük çoğunluğunun kalbinde Erdoğan sevgisinin varlığı ve önemi 15 temmuz anma ve kutlamalarıyla bir kez daha ortaya çıktı. Erdoğan üzerinden milletimizle uğraşan ülkeler ve liderlerine zor günler bekliyor.

Onlar, Erdoğan'la uğraştıkça milletimiz sahip çıkmaya devam edecek.

Erdoğan'ın içerideki rakiplerine gelince;

Hiç bir komplekse kapılmadan milletin baş tacı yaptığı Cumhurbaşkanımızla geçinmenin yolunu bulmalıdırlar.

Erdoğan düşmanlığı yaptıkça siyaseten dayak yemekten kurtulamayacakları gibi siyasi başarı da elde edemeyecekler.

Yaşananlardan bu gerçeği anlamış olmalarını dilerim.

Erdoğan'ın bir ricasıyla, insanlarımız ellerinde bayraklarla çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek tek yürek halinde sokaklara, yollara ve meydanlara indi.

Hem de sabahlara kadar.

Bu sevgi seliyle her ruh sarhoş olur, dikkatli olmak lazım.

Bu sebeple taraflara ikaz etmekte fayda var.

Gelin ikide bir milletimizin sevgisini dışa vuracak şekilde insanımızın damarına basmayın.

Cumhurbaşkanımıza karşı yaptığınız anlamsız muhalefetten vazgeçin.

Ülkenin varlığı, birliği ve dirliğine saldıranlarla iş birliği yaparak milletimizi tahrik etmeyin.

Yirmi beş gün süren ve yürüyüş esnasında desteklerini kabul ettiğiniz terör sevicileriyle yaptığınız ‘adalet’ yürüyüşünün oluşturduğu öfkenin dışa yansımasıdır, on beş temmuz kutlamalarında ortaya çıkan coşkulu kalabalık.

Ne olur, milletin sinir uçlarıyla oynamaktan vazgeçin.

 

***

 

15 temmuz ihanet kalkışmasının ‘ Kontrollü darbe’olduğunu iddia edenlerden, CHP,’den ve özellikle parti sözcüsü Aydın milletvekili Bülent Tezcan’dan ricamızdır.

Darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılması adına ortaya koydunuz çaba ve dillendirdiğiniz iddiaların gereğini yapınız.

Elinizde, iddialarınızı destekleyen deliller varsa bir basın açıklamasıyla Cumhuriyet savcısına teslim edin ve suç duyurusunda bulunun.

Yoksa bilgi kirliliği oluşturuyorsunuz.

Suç duyurusu yapmadığınızda darbeciler ve ihanet şebekesinin ‘suç ortağı’ töhmetinden asla kurtulamayacaksınız.

Buna bağlı olarak küçük bir soru.

Darbe gecesi genel başkanınız Atatürk hava limanında darbecilerle ne konuştu?

Darbeciler ‘Darbe size karşı değil’mi dediler?

Genel Başkanınız darbecilere ne dedi de Bakırköy belediye başkanınızın evinde gelişmeleri huzur içinde televizyondan izledi?

Vereceğiniz cevabı bekliyoruz.

Ki; darbe karşıtlığı ve demokratlık konusunda samimiyetinizi ve eski alışkanlıklarınızdan vaz geçip geçmediğinizi görelim.

Bilirsiniz alışkanlıkların terki kolay olmuyor.

 

***

 

Son olarak.

15temmuzda milletimizin ortaya koyduğu muhteşem tavrı kimse sulandırmasın.

Milletlerin tarihinde yaşanan her olay kendi şartlarında değerlendirilir ve kıymeti vardır.

Çanakkale'de, Kurtuluş savaşında, On beş temmuzda ortaya koyduğumuz iradenin her biri kahramanlık destanıdır.

Bu destanları topyekûn milletimiz yazdı.

Biri diğeriyle kıyaslanamaz.

Yazdığımız destanlardan rahatsız olan satılmış ruhluların varlığı ise her zaman olmuştur.

Herkes durduğu yeri kendi kontrol etsin.

Kendi yerini sorgulasın.

Ki; kahraman mı, korkak mı, satılmış mı olduğumuz anlaşılsın.