Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, babası şehit pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan'ın naaşının çıkarılması için Genelkurmay Bakanlığı'na talimat vermesinin ardından annesi Fatma Erdoğan ve 18 yaşındaki erkek kardeşi Evrimsel Nail Erdoğan ile Bodrum'a tatile gelen İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümü son sınıf öğrencisi Evrim Erdoğan, Barış Meydanı ve Gümbet Sahili'nde açtığı stantda babasının naaşının çıkarılması için internette başlattığı imza kampanyasını sürdürdü.

Nautilus araştırma gemisinin Türk sorumlusu Bodrum Karya Kültür ve Sanat Vakfı (BOSAV) Başkanı Tufan Turanlı'yla da görüşen Evrim Erdoğan, gelişmeleri değerlendirdi. Turanlı, Nautilus'un iki ay sonra ABD'ye döneceğini belirterek, "Nautilus Türkiye için bilimsel araştırmaların yanısıra Akdeniz'de iki şehidimizin cenazelerinide çıkartıp Türk ulusuna teslim ederek üzerine düşen görevi yapmıştır, yeni görev verilmesi durumunda yine ne gerekiyorsa yapacaktır. Verilecek her yeni göreve hazırız. Buna 16 yıldır Ege'nin 400 metre derinliğinde yatan yüzbaşı Nail Edoğan'ın naaşının çıkarılması da dahil. Şu ana kadar Genelkurmay Başkanlığı'ndan bu konuda herhangi bir talimat gelmedi" dedi.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin de Erdoğan'ın babası için yaptığı çalışmaları yakından takip ettiğini belirten ve büyükelçinin Evrim'e iletilmek üzere mesaj gönderdiğini belirten Turanlı, "Ricciardone, bana mail ile gönderdiği mesajda, "Evrim ve ailesinin 16 yıllık acısının dindirilmesi için gerek Nautilus, gerekse ABD hükümeti olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Öncelikle bir kız çocuğu babası olarak ve NATO'da görevli müttefik bir dost ülkenin görevini yaparken şehit olan yüzbaşının naaşını çıkarılması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Evrim Erdoğan ne zaman gerekirse beni arayabilir. Babasının cenazesini çıkarmak için her türlü maddi ve manevi yardımı yapmaya hazır olduğumuzu bildiririz. Onun yaşadıklarını ve şu andaki düşüncesini anlayabiliyorum' dedi" diye konuştu.

Evrim Erdoğan ise 16 yıldır Ege'nin 400 metre derinliğinde Sakız Adası açıklarında bulunan babasının naaşının çıkarılmasını sağlamak için, tatile geldiği Bodrum'da da stand açarak imza kampanyasını sürdürdüğünü belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün Genelkurmay Başkanlığı'mıza talimat vererek konu ile ilgilenilmesini ve cenazenin çıkarılmasını istediğini öğrenince çok sevindik. Ancak bugüne kadar ailemize bu konuda yazılı ve sözlü herhangi bir açıklama henüz yapılmadı. Bu nedenle bir an önce babamın naaşının Nautilus veya başka bir yol ile çıkarılıp ailemize teslim edilmesini istiyoruz. Annem ve kardeşimle geldiğim Bodrum tatilinde de stand açarak mücadeleme destek arayışına girdim. Üç gün içinde bin 700 imza topladım. Amacım 10 bin imzaya ulaşmak ve babam demir kafesin içinden çıkarılana kadar mücadelemi sürdürmek. Bize destek verenlere ve Sayın cumhurbaşkanımıza, çok değerli mesajlarını ileten ABD Büyükelçi Ricciardone'ye çok çok teşekkür ediyoruz" dedi.

EGE'DEKİ OLAY NASIL OLMUŞTU?

Olay, 8 Ekim 1996'da Sakız adası yakınlarında meydana geldi. Ege Denizi üzerinde günlük rutin eğitim uçuşu yapan Türk F-16'ları saat 14.50'de Sakız adası yakınlarındaki iki Mirage 2000 tipi Yunan savaş uçağı ile karşılaştı. Yunan Mirage uçağındaki pilot Thomas Grivas'ın Türk F-16'sına ateşleme sistemini kilitleyip, uçakta yüklü 'Magic' füzesini ateşledi. Pilot Yarbay Osman Çilekli son anda fırlatma koltuğu sayesinde kurtulurken, öğretmen Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan uçakla birlikte denize gömüldü. Olay, Genelkurmay yetkilileri tarafından it dalaşı sırasındaki 'kaza' olarak değerlendirildi. Şehit Pilot Nail Erdoğan'ın cenazesi bugüne kadar çıkarılamadı. Olaydan 7 yıl sonra Yunan basınında yayınlanan haberlerde Yunanlı pilot Thomas Grivas'ın özür dileyen ifadelerine yer verilince, uçağın kaza sonucu değil, vurularak düşürüldüğü ortaya çıktı. Olayın kaza olmadığı anlaşılınca Erdoğan ailesi Yunan hükümetine karşı AİHM'de 625 bin Euro tazminat istemiyle dava açtı. Erdoğan Ailesi'nin dilekçesini inceleyen AİHM 3'üncü Dairesi, taraflara son delillerini sunması için süre verdi. Daha sonra delilleri yeterli bulmayıp, tazminat isteğini geri çevirdi. Ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş bir kez daha düzeltme istemiyle bu karara itiraz etti.