Bu hainliktir. İki günde 6 şehidimiz var. Onlar omuz omuza görev yapıyor. Bir subay,bir astsubay, bir uzman çavuş, üç Mehmetçiğimiz. Görevde gerekirse şehit olmak da var” dedi

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, cuma gecesi Tunceli"nin Nazimiye ilçesine bağlı Sarıyayla Karakolu"na düzenlenen saldırıda 4 askerin şehit olmasıyla ilgili basında çıkan bazı haberleri sert dille eleştirdi. Başbuğ, Kara Harp Okulu"ndan (KHO) 1962 yılında birlikte mezun olduğu silah arkadaşları ve eşleriyle birlikte dün KHO"ya girişlerinin 50"nci yılı nedeniyle Anıtkabir"i ziyaret etti.
Ardından soruları yanıtlayan Başbuğ, 2 günde 6 şehit verildiğini anımsatarak, nisan ve mayıs başlarında terör eylemlerinde artış beklediklerini belirtti. 2"nci ve 3"üncü Ordu bölgelerinde bine yakın karakol bulunduğunu, bu karakolların saldırı anında kendi kendine yetebileceklerini ifade eden Başbuğ, Sarıyayla Karakolu"na yönelik saldırıda, hava şartlarının kötü olduğunu ve görüş olanağı bulunmadığını anımsattı.

Omuz omuza çatıştılar
Saldırının 3 saat sürdüğünü, karakol komutanının emrinde tüm personelin omuz omuza çatıştığını vurgulayan Başbuğ, “Hava şartlarının kötülüğünden dolayı bir tek orada sağlanamayan silahlı helikopterlerdir. Hava şartları müsait değil. Nasıl göndereceksiniz” diye sordu.
Şehit düşen 4 asker ve çatışmaya giren 70 personelin kahramanca mücadele ettiğini belirten Başbuğ, “Görevlerini yerine getirmişlerdir. Görevlerinin yerine getirilmesinde gerekirse şehit olmak da vardır” dedi.

Tunceli"deki eşkıya başı
Terör olaylarının Karadeniz ve Tunceli"de yoğunlaştığını ifade eden Başbuğ, şunları söyledi: “Bu olaylar Tunceli"de bulunan eşkıya başı tarafından yönetilmektedir. 1993"te 33 erimizin şehit edilme olayını gerçekleştiren teröristlerin lideri, 1995 yılında dağda güvenlik kuvvetleri karşısında hayatını kaybetti. Terörle bir yere varamazsınız. Bu ülkede neyi paylaşamıyoruz? Bu olayların TSK"nın devletin terörle mücadeledeki azim ve kararlılığına darbe vuracağını mı zannediyorsunuz? Mücadelemiz kararlılıkla, aynı azim ve iradeyle devam edecek.”
Objektif eleştirilere açık olduklarını belirten Başbuğ şöyle konuştu: “Maalesef Türkiye"de basının bir bölümü, İstiklal Savaşı"ndaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. İnanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain, önyargılı değildi. Komplo senaryoları ortaya atmak, her şeyde TSK"yı hatalı göstermek hainliktir. Her şeyden evvel, bu şehitlere haksızlık yapıyorsunuz. Bu kadar hainlik olmaz. Utansınlar. Her vesileyle TSK"ya saldırmayı kendine görev addetmekten başka görevi yok bu basının. Ayıptır. Ben, gerçekten mütareke basınının bile bunlardan daha düzgün, daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bu kadar hain değillerdi.”
Başbuğ şöyle devam etti: “ Uzmanımız şehit oluyor, niye yalnız uzmanlar şehit oluyor deniliyor. Bu ne biçim insanlıktır? Ben, erimle, uzmanımla, astsubayımla, subayımla, generalimle nasıl ayrım yaparım? Bizim için her can önemlidir. Bu ne kadar hainliktir? Bu TSK personeli arasına nifak sokmaktır, adiliktir.

Hangi orduda böyle general var?
İki günde 6 şehidimiz var. Onlar omuz omuza görev yapıyor. Bir subay, bir astsubay, bir uzman çavuş, üç tane Mehmetçiğimiz. Bunlar omuz omuza görev yapıyor. Bana göstersinler hangi orduda tugayının başında 20, 30 gün harekâta katılan general var? Terbiyesizliktir bu.
Özellikle önyargılı olmayan, olaylara objektif bakan, elbette doğru olduğu zaman eleştiri yapan basına saygılıyım. Sadece ve sadece haksız yere, yalanlara dayalı olarak Silahlı Kuvvetler"e saldırı için her vesileyi kullanan basını lanetliyorum.”

Mütareke basını nedir?
Osmanlı İmparatorluğu"nun son dönemlerinde bir grup gazete, 1918"de imzalanan Mondros Mütarekesi yanlısı tutumu ve Mustafa Kemal önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı"na karşı tutumları nedeniyle “mütareke basını” olarak adlandırılmıştı. Bu gazeteler Türk Milleti kavramını eleştirip, onun yerine Osmanlı halkları fikrinin devam ettirilebileceğini savunuyordu.

Org. Başbuğ kimi kastetti?
Son terör saldırılarının örgütün yerel unsurlarının inisiyatifiyle gerçekleştirilemeyeceği, eylemlerin talimatının Kandil"den verildiği belirtildi. Kandil"in talimat verdiği Bawer kod adlı Süleyman Şahin ve Mahir Başkale"nin saldırıları komuta ettiği bildirildi.
Kaynaklar, örgütün strateji değişikliği mesajının Abdullah Öcalan ve Kandil"den verildiğini belirtiyor. Murat Karayılan da örgüt birimlerine “Saldırı için hazırlanın” mesajı gönderdi. Kapatılan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk"ün Samsun"da yumruklanmasının ardından Kandil"den yapılan “Bu saldırı yanıtsız kalmayacak” açıklamasının da merkezin etkisini gösterdiğini ifade ediyor. Yeniden eylem kararının Cemil Bayık ve Duran Kalkan gibi örgüt yöneticilerinin baskısıyla alındığı bildirildi. İddiaya göre; seçimlere kadar hükümeti yıpratma stratejisi uygulayacak olan örgüt, anayasa teklifinin referanduma sunulması halinde bölgede halkın sandığa gitmesini önleyecek.

Dikkatler Tunceli"de
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, terör olaylarının Karadeniz ve Tunceli"de yoğunlaştığını ifade ederek, “Bu olaylar Tunceli"deki eşkıya başı tarafından yönetilmektedir. Bunlar bellidir” dedi. Bu durum dikkatlerin Tunceli"ye yoğunlaşmasına yol açtı. Bölgede, Süleyman Şahin örgüt mensuplarını komuta ediyor. Şahin"in altında, Tokat"taki saldırıyı da gerçekleştiren Mahir Başkale var. Şeyhmus kod adlı bir terörist de Başkale"nin yardımcısı. 1993"te, PKK"nın sözde “Dersim-Amed-Erzurum” saha komutanlığını Şemdin Sakık yapıyordu. Sakık, yardımcısı Celal Barak"ı 33 erin şehit edilmesinin sorumlusu olarak göstermişti. Barak, 1995"te yeri tespit edilerek, helikopterlerin nokta atışıyla öldürüldü. Sakık ise Barak"ın dağın zirvesinde öldürüldüğünü iddia etmişti.

Başbuğ"dan Tolon"a özel ilgi
Genelkurmay Başkanı Başbuğ, 1962 yılında Kara Harp Okulu"ndan mezun olduğu silah arkadaşları ve eşleriyle birlikte Anıtkabir"de hatıra fotoğrafı çektirdi. Başbuğ bu sırada, Ergenekon"dan tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon"u yanına çağırarak, yan yana poz verdi. Sevil Başbuğ"un tören sırasında duygulu anlar yaşadığı ve gözlerinin dolduğu görüldü.

Milliyet