Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Deniz Aksu Arıcan, sedef hastalarının açık renk, pamuklu, bol kesim giysiler seçmesi, parfümsüz temizleyiciler kullanması ve her gün duş alması gerektiğini belirtti.

Arıcan, Zorlu Grand Otel'de düzenlenen Sedef Hastalığı Halkı Bilgilendirme Toplantısında yaptığı konuşmada, sedef hastalığıyla mücadelede stresi yönetebilmenin önemli olduğunu söyledi.

Sedef hastasının yaşam alışkanlıklarını yeniden düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Arıcan, sağlıklı beslenme adına sebze ve meyve tüketiminin artırılması, sigara kullanılmaması, alkol tüketiminin sınırlandırılması, tuzdan vazgeçilmesi gerektiğini dile getirdi.

Düzenli fiziksel aktivinin ve kilo kontrolünün hastalıkla mücadelede önemine değinen Arıcan, ''Giyim alışkanlıkları yeniden düzenlenmeli. Açık renk, pamuklu, bol kesimli giysiler seçilmeli ve parfümsüz temizleyiciler kullanılmalı. Daha aktif bir yaşam için her gün duş alınmalı'' diye konuştu.

''Hastalık sizi değil siz hastalığı yönetin'' tavsiyesinde bulanan Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sedefi tetikleyen etmenleri iyi tespit etmeli ve onlardan uzak durmalıyız. Bulguları azaltan ya da ortadan kaldıran çeşitli tedavi seçenekleri size yardımcı olacaktır. Doktorunuzla tedavi seçeneklerini konuşun. Tercihinize bağlı kalın ve farklı tedaviler denenmesinden çekinmeyin. Lezyonların alevlenmesine neden olan şeyleri bulmaya çalışın. Hastalığınız hakkında konuşmaktan korkmayın. Birisi size dikkatli baktığında alınmayın, bu sadece basit bir merak olabilir. Kendinizi toplumdan izole etmeyin.''

-''DÜNYADA 125 MİLYON KİŞİ SEDEF HASTASI''-

KTÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaylı, sedefin, bağışıklık sistemi hücrelerinin rol aldığı, deri hücrelerinin büyüme sisteminin değiştiği kronik bir hastalık olduğunu belirterek, ''Tüm deri alanları etkilenebilir. Diyabet, kalp hastalıkları ve depresyonla yakın ilişkilidir'' dedi

Sedefin bulaşıcı bir hastalık olmadığına dikkati çeken Yaylı, ''Ama deride yaygın olarak görüldüğü ve toplum önünde yaşandığı için kişiler arasında 'bulaşabilir' düşüncesi yaratıyor'' diye konuştu.

Dünyada 125 milyon kişinin sedef hastası olduğunu bildiren Yaylı, şunları kaydetti:

''Hastalık 15-25 yaşlarında başlıyor. Hastalığa bağlı eklem tutulumu ise sıklıkla 30-50 yaşları arasında meydana geliyor. Eklem tutulumunun sedef hastalarında görülme sıklığı yüzde 10-30 civarında. Hastaların yüzde 60'ına göre sedef hastalığı günlük yaşamda önemli bir problem. Kadınlarda ve gençlerde yaşam kalitesi daha da kötü etkileniyor.''

Hastaların üçte birinin ailesinde sedef hastası bulunduğuna dikkati çeken Yaylı, ''Anne veya babadan biri sedefse çocuğun sedef olma riski yüzde 10. Her ikisi de sedefse bu oran yüzde 50'ye çıkıyor. Ancak ailesinde hiç sedef hastası olmayan biri de bu hastalığa yakalanabilir'' değerlendirmesinde bulundu.

Sedefin bağışıklık sistemi ve genetikle ilgili olduğunu belirten Yaylı, stres, travma, ilaçlar, iklim, diyet ve alerjilerin sedefi tetikleyebildiğini ifade etti.

Hastalığın birçok tipi olduğunu, ve kesin tedavisinin halen bulunmadığını anlatan Yaylı, ''Ancak çoğu hastada yakınmalar kontrol altına alınabiliyor. Sedef tanısı koyabilmek için ayrıntılı hastalık öyküsü ve ayrıntılı bir deri muayenesi gereklidir. Sedefte erken tanı çok önemli. Sıklıkla kendiliğinden geçmez. Eklem tutulumu erken tedavi edilmezse kalıcı sorunlar oluşturur'' görüşünü ifade etti.

A.A.