Yolgörmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığının ''şebeke suyunun içilmemesi ve gıda bileşeni olarak üretimde kullanılmaması'' yönünde işletmeleri uyardığını, İZTO'nun da gıda üreten firma ve fabrikaların ''suyu arıtmadan geçirerek kullanması'' yönünde yazı yazdığını hatırlattı.

İzmir'de 650-700'e yakın ekmek fabrikası bulunduğunu ifade eden Yolgörmez, şunları kaydetti:

''Bunların yüzde 99'u içme suyu niteliğindeki şehir suyunu üretimde kullanıyor. Şehir suyu içilir mi, içilmez mi? Herkes içmiyor. İçen var, İçmeyen var. Firmalar bunu kullanıyor, ama kuyu suyu kullanan da vardır. Gözümle görmeden diyemem. Bunu araştırmak soruşturmak İZSU'nun, belediyenin yetkisinde. Kimin nasıl su kullandığını bilemiyorum. Tarım İl Müdürlüğünden ruhsat alırken taahhüdümüz, şehir şebeke suyu kullanarak üretim yapmaktır. Biz bunu kullanıyoruz.''

-SU FİYATINDAKİ İNDİRİM-

Arsenikli su tartışmalarının ekmek sektöründe sıkıntı yarattığını ifade eden Yolgörmez, özellikle arseniğin yoğun olduğu belirtilen Karşıyaka ve Bornova bölgesindeki fırıncıların bir süre taşıma suyla üretim yaptığını ifade etti.

Bazı firmaların da arıtma cihazı taktırdığını kaydeden Yolgörmez, İZSU'nun kampanya çalışması yaparak, Ekim 2009'a kadar arıtma cihazı takan firmaların su bedellerinde yüzde 40'a varan indirimler yapacağını duyurduğunu hatırlattı.

Kampanya süresinin çok kısa olduğunu savunan Yolgörmez, şunları söyledi:

''Normal ticarethanede 0-10 ton arası kullanım 4.75 YTL, 11-20 ton arası 5.46 YTL, 21 ton ve üstü de 7.51 YTL. Eğer bize arıtma cihazını taktırdığımız durumda hiçbir şekilde tüketime bakılmaksızın, yani isterseniz 50 ton isterseniz 30 ton tüketin, 4.26 YTL'ye geliyor. Örneğin ayda 500-400 YTL su harcayan, bedel ödeyen firmanın alacağı 120-200 YTL'lik indirim, yılda 2 bin YTL'ye tekabül ediyor. Alacağınız arıtma cihazının fiyatı 8-10 bin YTL'ye varıyor. Onun için matematik olarak baktığımızda, yılda 10 bin YTL arıtmaya verip, 2 bin YTL ıskonto almak hoş değil. Çünkü bize içme suyu niteliğinde su vermek zorunda İZSU. Biz o suyla üretim yapabiliyoruz. Bugüne kadar olayın en yoğun olduğu dönemlerde fırıncılar, özellikle o bölgedeki firmalar içme suyu getirdi. Şaşal'dan, Menderes'ten, Ödemiş'ten sular getirdi. O suyla üretim yapıldı. Bugün itibarıyla İZSU'yla da görüştüm. Iskonto yapılan firma var mı diye, 'Henüz yok' denildi. İzmir'de Karşıyaka'daki bir firma müracaat etmiş, yaklaşık 10 gün olmuş ama ıskonto olmamış. Herhangi bir fırıncıya indirim yapılmadı''

-''ARITMA CİHAZI KULLANANLAR YÜZDE 15'İ GEÇMEZ''-

Yolgörmez, İzmir'de arıtma cihazı kullanan fırıncılar bulunduğunu, ancak bu firmaların yüzde 15'i geçmediğini ifade etti.

Tarım İl Müdürlüğü'ne göre, şehir suyu kullanan kişinin arıtma kurma mecburiyeti olmadığını kaydeden Yolgörmez, şunları söyledi:

''Arıtma cihazı kullanan firmalar var, ama genellenme yaparsam, yüzde 15'i geçmez. Örnek, şehir suyu kullanan kişinin arıtma kurma mecburiyeti yok. Tarım İl Müdürlüğünün böyle dayatması yok. Bana diyor ki müdürlük, 'Şehir şebeke suyu kullan üretiminde'. Kullanıyorum. Kuyu suyu kullanırsam arıtma cihazı takmak zorundayım. Kuyu suyu da kullansam, İZSU atık su bedeli adı altında ona da fatura çıkarıyor. Belediye başkanından talebimiz olmuştu. İzmir'de ekmek firmalarının ucuza ekmek mal etmesine katkı için firmalara indirimli su veriliyordu, fırın ve hamam tarifesi üzerinden. Başkan bunu diğer firmalara yayacağına kaldırdı. Sadece şahıs kuruluşlarına indirimli veriyor, şirketlere vermiyor. Bu da yanlış. Aynı koşullarda üretim yapıyor, aynı pazara sunuyoruz. Tüzel kişiliklerin de bunlardan faydalanması lazım. İZTO'da sektör temsilcisiyim, şirket sahibi olduğum için indirimden yararlanamıyoruz. Başkan suda indirime gitti ama bana faydası yok.''
MİLLİYET