Türk toplumunun en büyük yanlışlarından biri “ben” anlayışına kolayca kapılmasıdır. Ben buldum, ben yaptım, ben gördüm, ben yendim vs. Özellikle yönetim kademesinde bu daha da belirgin, neredeyse hastalık derecesindedir. Sanki başında olduğu kurum o kişinin malıdır. Bütün işleri kendisi yapıp başarmıştır. İşin aslı genellikle tam tersidir. Hatta bazıları bu tavrı ile kurumun işleyişini bile zedelemektedir.

Asıl amaç her konuda mükemmeliyeti yakalayıp en üst derecede başarılı olabilmektir. Bunu ise kimsenin tek başına başarabilmesi mümkün değildir. Mükemmeliyeti ve üstün başarıyı yakalayabilmek için o kurum neyi yapıyor, nasıl yapıyor, ne gibi çıktılar elde ediyor, bu çıktılar sürdürülebilir mi? Bu soruların cevabı başarının derecesini gösterecektir. Kurum amacı başarıyı yakalamak ise takım çalışması en önemli zorunluluktur.

Kimse tek başına koca bir kurumu yönetemez. Hele hele Büyükşehir Belediyesi gibi mega sistemlerde görev bölümü ve takım çalışması anlayışı yoksa asla başarılı olamazsınız. Bir kişi ile milyonlarca kişinin yaşadığı şehirleri tam anlamıyla yönetmek asla mümkün değildir. Bunun için ilk şart iyi oluşturulmuş ve konularında uzmanlaşmaları sağlanmış ekibin varlığıdır. Bu ekipteki sirkülasyon ise çok az olmalıdır. Yöneticilerin yerlerini sürekli değiştirirseniz başarıyı asla yakalayamazsınız. Ayrıca bu ekibin sürekli değişim ve yenilenme içinde olması, hizmet içi eğitimlerin sürekli kılınması gerekir. Ben merkezcilikten de mümkün olduğu kadar uzaklaşılması gerekir.

Kurumların başarı durumlarını gözlemlerken ilk bakılacak şey uzun dönemli stratejik planlamalarıdır. Bu planlamalara ne kadar uyulduğu, sağlanan başarı o kurumun en net görüntüsüdür. Elbette bunun için iyi bir vizyon gereklidir. Hazırlanan stratejik plan vizyoner bir düşünce ile hazırlanmamışsa, babadan kalma yöntemlerle hazırlanıp el yordamı ile ilerleniyorsa incelemeye bile gerek yoktur. Bir başka kriter ise çevredeki benzer yapıdaki diğer kurumlarla kıyaslamalardır. Bu diğer kurumlarla yapılan kıyaslamalar gerçek başarı ya da mutlak başarısızlık tespitinde önemlidir. Bu kıyaslamalarda da yine projelerin gerçekleştirilmesi, kaynakların verimli kullanımı, sunulan hizmetin kalitesi ve son kullanıcılara maliyeti gibi konular ön plana çıkmaktadır.

Şimdi olaya hangi yönden bakarsanız bakın Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin başarılı olunduğuna dair kanıt bulmak oldukça güç. Her ne kadar sanal dünyada sürekli bir başarıdan söz edilse de gerçekler acı ve tüm çıplaklığı ile gözler önünde. Şimdi yapılacağı söylenen projeleri buraya yazmaya kalksam sayfalar almaz. Gerçekleşenler desem yazılacak birkaç şey var sadece. Denizli, Muğla, Manisa gibi benzer yapıdaki belediyeler ile kıyaslayalım desem gerçekleşmeyen projeleri mi kıyaslayacağım, verimsiz çalışmaları mı? Tek bir Kuşadası örneği vermek istiyorum. Kuşadası İnönü Bulvarı bir ayda yapıldı. Hepsi 300 metre. Başka belediyeler bu işi 3 ya da 4 günde tamamlıyorlar. Yapılan alt geçitler ile ilgili memnuniyet anketi yapsanız ezici çoğunlukla memnuniyetsizlik görürsünüz. Söke yolunu hiç sormayın. O yola girenler “çile bülbülüm çile” şarkısını söylüyorlar.

Hızlı ulaşım ağında 22 adet battı çıktı yapılacaktı. Biri hariç bırakın çıkmayı daha batamadık bile. Jeotermal ile ilgili projeler, asfalt şantiyeleri, Aski baraj projeleri, OSB projeleri, engelli ve yaşlılara yönelik projeler, tarım ve hayvancılık projeleri, doğal yaşam parkları, kentsel dönüşüm, Zeybek Arena gibi projelerden haberi olan varsa beri gelsin.

Aslında Çerçioğlu’nun mevcut yönetim ekibi ile yapacağı fazla bir şey de yok. Yönetim ekibinin yetersiz olduğunu sağır sultan bile biliyor. Ekip sürekli yer değiştirmekten perişan oldu. Kimin ne yetkisi var bilinmiyor. Olan yetkiler de korkudan kullanılamıyor. Kullanılan yetkilerin bazıları da yanlış kullanılıyor. Anlayacağınız kötü yönetiliyoruz vesselam.

Burada AYBA çalışmalarına ayrı bir parantez açmak istiyorum. AYBA ile özellikle yoksul kesime dokunulmakta ve sosyal belediyecilik anlamında iyi işler başarılmakta. Bu başarı için Sayın Çerçioğlu’nu her zaman takdir edip, kutlamışımdır. Ama sadece AYBA çalışmalarına bel bağlamak yanlış bir adım olacaktır.

Çözüm basit. Sürekli söylüyoruz. Takım çalışması, biz anlayışı ve şeffaf yönetim. İyi bir kadro ile Aydın sıçrama yapar. Ama mevcut yönetim kadrosu ile bu sıçrama neredeyse olanaksız. Hele hele ben anlayışı ile daha da olanaksız.

Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. (Atasözü)

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA