İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Hrant Dink cinayetiyle ilgili duruşmaya, tutuklu sanıkları Erhan Tuncel ve Yasin Hayal katıldı. Davanın tutuksuz sanıkları ise duruşmaya gelmedi.


Mahkeme heyeti başkanı Rüstem Eryılmaz, Dink cinayetinin işlendiği Şişli'deki kameralarda görüntülenen kişinin Osman Hayal olup olmadığı hususunun sorulduğu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan rapor geldiğini ve raporda, ''Kamera kayıtlarında görünen şahıslara ait fotoğraflar ile Osman Hayal'e ait fotoğrafların mukayese edildiği ve mukayese sonucunda elde edilen verilerin yetersiz olduğu''nun yazıldığını ifade etti.

Müdahil avukatlardan Esra Salmancı, söz alarak, suçun ortaya çıkarılması ve yargılamanın doğru yapılabilmesi için Şişli'deki Akbank Pangaltı şubesi ve Saray Kumaşçılık önündeki güvenlik kameraları kayıtlarında telefonda konuştukları görünen kişilerin tespit edilebilmesi için, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) alınacak telefon konuşmaları dökümünün önemli olduğunu savunarak, görüşme kayıtlarının 5 yıllık süre dolunca imha edileceğini ve 4,5 yıldır süren yargılamada söz konusu görüşme kayıtlarının silinmesine 64 günlük bir sürenin kaldığını anlattı.

Görüşme kayıtlarının korunması gerektiğini söyleyen Salmancı, TİB'deki telefon kayıtlarının muhafaza altına alınarak silinmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etti.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ
Duruşmada söz alan Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin de, en son Ankara Kumrular Sokak'ta meydana gelen patlamada şüphelinin kimliğinin MOBESE kayıtları ve TİB'in takibi sonucu belirlendiğini, Güngören patlamasına ilişkin şüphelilerin de bu şekilde yakalandığını hatırlatarak, TİB'in bu davaya ilişkin telefon kayıtlarını kamuoyundan sakladığını ve bunun için de yasal olmayan kılıflar sunduğunu ifade etti.

Söz konusu görüntülerde telefonla konuşan kişilere neredeyse 5 yıldır ulaşılamadığını ve görüşme kayıtlarının imha edilmemesi için alınacak tedbirin hayati olduğunu kaydeden Çetin, Osman Hayal'in görüntülerinin yetersiz olduğu belirtilen bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ve kamera görüntülerinin yeni bilirkişi incelemesi için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektronik Mühendisliğine gönderilmesi talebinde bulunduklarını dile getirdi.

SAVCI USTA: HAKİKAT ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKACAK
Taleplerle ilgili görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, daha önce verdiği mütalaayı tekrar ettiğini belirterek, şunları söyledi:

''Geçen celse mütalaa verdiğimiz sırada, tarafıma ve mahkemeye karşı olumsuz tutum takınıldı. Bununla ilgili açıklama yapmalıyım. Mütalaa ile dava bitmiş durumu oluşmaz. Herkese yeni bir değerlendirme sunuldu. Hiç bir vatandaşımızın bu davayla ilgili umutsuzluğa kapılmasını istemiyoruz. Devletimize güvenmek zorundayız. Delil olmadığı taktirde kimseyi sanık sandalyesine oturtmak doğru olmaz. Ne kadar zaman geçerse geçsin ısrarla davayı takip etmeliyiz. Hakikat asla gizlenemeyen bir gerçektir, er ya da geç ortaya çıkacaktır. Bir kişinin başka bir kişiyle görüşmesini cinayet talimatı gibi değerlendirmek doğru olmaz.''

Savcı Usta, telefon kayıtlarının imha edilmemesi için tedbir konulması talebini uygun gördüğünü de söyledi.

SANIK AVUKATLARI SÜRE İSTEDİ
Duruşmada mütalaaya karşı söyleyecekleri sorulan tutuklu sanıklar avukatları, savunma için süre istedi.

Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan sanık Erhan Tuncel de, Dink cinayetinin örgütlü ve planlı yapıldığını savunarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bu konuyla ilgili bir mektup yazdığını ve kendisine yalan makinesi alınması halinde bu davayı 3 saatte çözeceğini öne sürdü.

Savcının suçu işleyen 'terör örgütü' iddiasıyla hemfikir olduğunu, örgütle ideolojik bir bağlantısının olmadığını, kendisiyle ilgili GSM kayıtlarının bilinçli bir şekilde kaybedildiğini ve beraatını sağlayacak kayıtların bulunduğunu anlatan Tuncel, savcının iddianamedeki suçlamaların dışına çıkmadığını ve bunun da 5 yıllık yargılama sürecinin boş olduğunu gösterdiğini iddia etti.

'Ergenekon' örgütüyle yakından uzaktan alakasının olmadığını ve savcılık mütalaasıyla nezdinde yargılamanın çürüdüğünü belirten Tuncel, beraat ve tahliyesini talep etti.

HAKİMDEN BABA HAYAL’E: SONRA KONUŞURSUN
Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta'nın taleplerle ilgili görüşünün alınması sırasında izleyiciler arasında bulunan sanık Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal, mahkeme heyetine yönelik, ''Konuşmak istiyorum. Mahkemeye yarayacak şeyler söylemek istiyorum'' dedi.

Mahkeme heyeti başkanı Rüstem Eryılmaz da, Hayal'e, ''Sonra konuşursun'' dedi.

5 ARALIK’A ERTELENDİ
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, TİB'e yeniden yazı yazılarak olay yerinden yapılan telefon görüşmeleriyle ilgili 30 Mayıs 2011 tarihli ara karar gereği sinyal bildirimlerinin yeniden istenmesini öngördü.

Osman Hayal'in görüntüleriyle ilgili yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talebini de reddeden ve müdahil avukatlarının TİB ile ilgili GSM operatörlerindeki bilgi ve kayıtların silinmemesi için tedbir kararı verilmesi taleplerinin TİB'den cevabi yazı geldikten sonra karar bağlanmasına hükmeden heyet, sanık avukatlarına esas hakkında savunmalarını hazırlamak için süre vererek duruşmayı 5 Aralık 2011 tarihine erteledi.

SAVCIYLA BAŞBAŞA GÖRÜŞTÜ
Duruşmada konuşmak istediğini söyleyen tutuklu sanık Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal, duruşmanın ardından Hrant Dink cinayeti soruşturmalarını yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılarından Muammer Akkaş ile bir süre görüştü.

HRANT'IN ARKADAŞLARI: BU DAVA BÖYLE BİTMEZ
Bu arada, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, oğlu Arat Dink ve kardeşi Yervant Dink, eski milletvekili Ufuk Uras ile Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Hollandalı eski Milletvekili Joost Lagendijk'in de aralarında bulunduğu kendilerine ''Hrant'ın arkadaşları'' adını veren grup Beşiktaş'taki Barbaros Parkı'nda toplandı.

''Hrant'ın arkadaşları'' imzalı, Türkçe ve Ermenice ''Hrant için, Adalet için'' yazılı bir pankart açan grup, ellerinde de ''Bu dava böyle bitmez'' yazılı dövizler taşıdı.

''Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz'', ''Hrant için, Adalet için'', ''Öldür diyenler yargılansın'' gibi sloganlar atan grup, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne yürüdü.

KARŞI MÜTALAA
Adliye önünde grup adına açıklama yapan yazar Ümit Kıvanç, Hrant Dink suikastı davasının geçen duruşmasında, savcının, ''Bu sadece milliyetçi duyguları kabarmış, gençlerin işlediği bir cinayet değildir. Ergenekon örgütünün Trabzon'daki bir hücresinin işidir. Bu hücrenin üstyapı ile örgütsel irtibatları ortaya çıkarılamamıştır'' dediğini söyledi.

Kıvanç, bu konuda yeterli araştırma ve soruşturmanın yapılmadığını öne sürerek ''4,5 yıllık mahkeme sürecini hakikat ortaya çıkmasın diye canla başla uğraşarak geçirdiler. Arkadaşımızı öldürtenlerin yargılanması ve cezalandırılması amacıyla 4,5 yıldır mahkeme kapısındayız. Mütalaa diye önümüze konan şey bir müsamerenin son perdesini kapatma talimatından başka bir şey değil. Karşısına kendi mütalaamızı koyuyoruz'' diye konuştu.

Mütalaaları olduğunu bildirdiği 11 maddelik metni okuyan Kıvanç, Dink'in katillerinin suikastın çok öncesinden beri devletin kontrolü altındaki kişiler olduğunu iddia etti.

Bu kişileri kullanan ve yönlendiren devlet görevlilerinin cinayette katkısı ve rolü olduğunu savunan Kıvanç, bu konunun araştırılmadığını savundu.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB), davanın başından beri cinayetin aydınlatılmasından çok soruşturmanın bir noktada durması daha derine gitmemesi için çalıştığını öne süren Kıvanç, bu duruma ilişkin TİB'den hesap sorulmadığını söyledi.

‘HRANT’I ÖLDÜRENLER DEVLET İÇİNDE’
Soruşturma ve yargılama sürecinde yaşananları eleştiren Kıvanç, ''Sonuç, Hrant'ı öldürtenler, devlet içindedir ve ortada bunun sayısız kanıtı vardır'' dedi.

CHP’Lİ AĞBABA: HÜKÜMET ORTAYA ÇIKARMAK İSTEMİYOR
Öte yandan, TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Milletvekili Veli Ağbaba ise Hrant Dink cinayetinin üzerinden bin 760 gün geçmesine rağmen olayın asıl sorumluları hakkında bugüne kadar hiçbir işlem yapılmamasının hükümet'in ''bir ayıbı'' olduğunu söyledi.

Ağbaba, TİB'in, Dink cinayetine ilişkin ''kasta varacak davranışlarda bulunduğunu, görevini ihmal ettiğini ve suç işlediğini'' ifade ederek “TİB Başkanı, AK Parti hükümeti tarafından korunuyor. AK Parti ve TİB, bu cinayetin arkasındaki gerçek güçleri açıkça ortaya çıkarmak istemiyor'' dedi. AA