Hepimizin hassasiyetleri vardır.

İsterseniz siz buna moda tabiriyle “Kırmızı çizgiler” deyin.

Bu hassasiyetlerin olması önemlidir elbette..

Değerler; insan kişiliğini oluşturur, buna “Omurga” deriz.

Değerleri olmayan insanlara ise “Omurgasız” denir.

Hani bilirsiniz, çocuklarımız için kırtasiyelerden aldığımız oyun hamuru vardır.

Kuruyuncaya kadar istenilen şekil verildiği için çocuğun her istediğini yaptığı..

Birde,  heykeltıraşın büyük bir sabır ve çabayla, elindeki çekiç ve keskiyle mermeri oyarak  ortaya çıkardığı yapıtlar vardır.

Baktığında hangi ustanın elinden çıktığını erbabının bildiği...

Ustasının ortaya çıkardığı eseri öyle bozup dağıtmak ve yeniden yapmanın zor olduğu...

Heykel ustasının yaptığı eserler gibidir “Milletlerin kimlik ve karakterleri.”

Öyle bir iki müdahaleyle değişmez ve değiştirilmez.

Milletler karakterlerini asırlar içinde nesilden nesile taşıdıkları değerlerle biçimlendirir.

Dostluklarını ve düşmanlıklarını da...

Milletleri yönetenler, tarih içinde oluşan değerlere göre hareket etmekle vazifelidir.

Siyasi akıl, böyle zamanlarda girer devreye ve milletin geleceği için çaba ortaya koyar.

Ortaya konan çabalar millet tarafından dikkatlice izlenir, çaba sahipleri, kimi zaman dua alır, kimi zaman beddua…

Son günlerde bunun ötesinde bir hal yaşıyoruz;

Sanal medyanın kontrolsüzlüğünden midir nedir, siyasi kanaatlerimize uygun olarak yönetenleri eleştirmekle vazifeli sayıyoruz kendimizi.

Hakkaniyet ölçüsüne göre davranmak ise neredeyse mümkün değil.

Şarlatanların varlığı tartışma zeminini bir hayli kirlendiriyor...

Mesela;

Ülkenizin yöneticileri aramızda anlaşmazlık bulunan bir konuyla ilgili diplomasi mi yapıyor.

Bunlar, hemen o ülkeyle ilgili dikkate alınması gereken hassasiyetini gündeme sokuyor.

Yöneticiler Çin ile bazı görüşmeler mi yapacak, hemen Doğu Türkistan- Uygur meselesi gündeme getiriliyor.

İsrail’le görüşme yapılıyorsa Filistin’e ve Mavi Marmara’yı..

Rusya’yla görüşüyorsanız Çeçenistan ve Türk Cumhuriyetlerini vs...

Almanya’yla görüşüyorsanız FETÖ meselesini..

İngilizlerle görüşüyorsanız gündemimizde hangi anlaşmazlık varsa onu...

AB ile ilgiliyse vatandaşlarımıza bir türlü açılmayan  kapıları, anlaşılmaz Kürtçülük politikalarını…

ABD ile görüşüyorsanız Suriye’de yaşanan iç savaşta desteklediği YPG/PKK’yı ve Anadolu’dan beslendiği halde, Anadolu’ya savaş açan şizofrenin iadesine kilitlenir meseleler..

Bunları uzatmak mümkün.

Bu itirazlar, dış politikayla ilgili olanlar.

Her şeyi çok bilen bu insanlar, kendi hassasiyetlerine göre pozisyon almaya çalışıyor veya etki alanındaki insanları bu alana çekmeye çalışmakla alanı kirletiyorlar…

Kimi zaman masumca “Kırmızı çizgilerini” hatırlatmak, kimi zaman yöneticileri yıpratarak.

Bazen komik duruma düştükleri oluyor, çoğu zaman acınacak duruma…

Her tutum ve tavırlarını belirleyen “Kırmızı çizgileri, hassasiyetleri” değil.

Düpedüz düşmanca tutumları, öfkeleri ve hırsları…

Bu insanlarla, sağlıklı bir zeminde konuşma çabası beyhude...

Hemen hemen tutumları iç politikada da aynı;

Sevmedikleri her konu ve kişi için aynı tavrı gösteriyorlar.

İslam’ın yasakladığı ve  psikoloji biliminin desteklediği “İfrat ve tefrit” bu olsa gerek.

Bunlar hiç bir olayı kendi dinamikleriyle değerlendirmiyor, her olayı dostlukları ve düşmanlıklarına endeksleyerek belirliyorlar..

Düşmanlıkları da, dostlukları da ölümüne...

Kendilerinde hiç yanlış yok, doğrularında şüpheleri ise asla olamaz(!)

“Alçak, namussuz, omurgasız, akılsız, payanda, çapsız vs” aklınıza gelen, gelmeyen bütün kötü sıfatlar karşı olduklarına aittir...

Bunların başka versiyonları var, onlar da sevdiklerini katiyen eleştirtmezler.

Sevdikleri “Hatadan, günahtan ve yanlıştan münezzehtir...” haşa!

O kişi veya kişiler “Eleştirilemez, uyarılamaz, ikaz edilemez!”

Kim alınan pozisyonu eleştiriyorsa “Alçaktır, fitnecidir!”

Lider, “Körü körüne biatı eleştirse” bile, ona biat etmemek affedilmez!

Çevremiz ve sanal medya bu “Şarlatanlardan” geçilmez vaziyette.

Sürekli düşmanlık üretiyorlar ama oluşturdukları gerilimden yine kendileri şikâyetçi.

Ne diyelim;

Allah akıl ve iz’an sahiplerini artırsın.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA