Üç yıldan beri sol tarafına inen felç yüzünden tekerlekli sandalyeye mahkum olan Müzeyyen Senar, “Sanat dünyasından arayıp soran var mı?” deyince sessiz kalıyor ama sitemini kızı Feraye dile getiriyor: Müjdat Gezen ve bir kaç isim haricinde arayan yok
Senar'a büyük vefasızlık!

Gençler fazla hatırlayamayabilirler, ancak orta ve daha üstü yaşlardaki herkes iyi tanır bülbül sesli Müzeyyen Senar"ı... Türk Sanat Müziği denince ilk akla gelen Müzeyyen Senar ismiydi. Bodrum Kaymakam"ı Abdullah Kalkan"dan öğrendim Müzeyyen Senar"ın felç geçirip, tekerlekli sandalyede zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini. Kalkan"dan rica ettim, “Ne olur beni gençlik yıllarımızın bülbül sesli Müzeyyen Senar"ına götür” diye. Kaymakam Kalkan beni kırmadı ve kızı Feraye"yi telefonla arayıp, Müzeyyen Hanım"la görüşmek istediğimi söyledi. Müzeyyen Senar"dan az sonra kabul cevabı gelince çok heyecanlandım ve Şevket Sabancı ile Bodrum"da yapacağım röportaj için beraberimde götürdüğüm Vatan Gazetesi foto muhabiri Barış Acarlı"yı alıp Müzeyyen Senar"ın evine gittim.

Beni Senar"ın kızı Ferayye kapıda karşılayıp, kapı önünde Müzeyyen Senar ile buluşmamızın gerçekleşeceği ufak bir masa ve iki sandalye konulan yere davet etti. Başladım Müzeyyen Senar"ı heyecanla beklemeye. Az sonra nur yüzlü, bülbül sesli Müzeyyen Senar tekerlekli sandalye ile geldi. Hemen kalkıp elini öpüp “Nasılsınız?” deyince, o gülen yüzü ile kafasını sallayarak, ama sözleri telafuz etmekte son derece sıkıntı çeker halde “İyiyim” mesajını verdi. Yanına oturdum, elini tuttum ve “Sizi iyi gördüm” dedim. Gülümseyerek “Evet” dedi. Hemen kızı Feraye"ye işaret ederek bize ikramda bulunmak istedi. Feraye bize buz gibi limonata ikram etti.

Kültür Bakanı sahip çıktı

Müzeyyen Hanım"a “Rahatsızlık geçirdiğinizi ve Bodrum"da olduğunu bilmiyordum. Tamamen tesadüfen öğrendim. Ne zaman felç geçirdiniz deyince” gülerek Feraye"yi işaret etti. Feraye “Üç yıl önce annemin sol tarafında felç başladı. Çok sıkıntılı günler geçirdik” dedi. Ben de ister istemez ”Peki felçli birine bakım hem çok zordur, hem de önemli ekonomik koşullar ister. Sizin veya Müzeyyen Hanım"ın buna imkanı var mı“ diye sorunca Ferayye şu yanıtı verdi: ”İşte olduğu kadar. Sağolsun annemin sağlığı ile 6 ay boyunca Darüşşafakka ilgilendi. Sonra tekerlekli bir sandalye ile Bodrum"daki bu evime getirdik, yaşam mücadelesi veriyoruz.“ ”Peki annenizin bakımı ve tedavisi için size yardımcı olan var mı?” diye sorunca şunları söyledi: ”Sağolsun Bodrum Kaymakamı Abdullah kalkan bizimle yakından ilgileniyor. Her türlü sorunumıza çare olmak için çırpınıp duruyor. Kaymakam Bey, Muğla Valisi Ahmet Altıparmak"a da haber vermiş olacak ki, sağolsun Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile birlikte evimize kadar gelip bizimle yakından ilgilendi. Bakan Günay, annemin resim sergisi için de Bodrum"a kadar geldi. Bunun dışında bakanlık olarak bize yardımcı olmaya başladılar. “

Sezen, Sibel Can ve Tarkan

Anladığım kadarı ile yıllara meydan okuyan bülbül sesli sanatçı Müzeyyen Senar ifade etmese de kısıtlı imkanlarla adeta bir yaşam mücadelesi veriyor. Merak ettim sordum ”Sanat çevresinden sizi arayan veya katkıda bulunan kimse yok mu?” diye. Müzeyyen Hanım, gülümseyen bir eda ile kafasını sallamaya başlayıp yeniden Feraye"yi işaret etti. Feraye"den ”Sağolsun Müjdat Gezen hep arıyor ve elinden geleni yapıyor. Onun dışında annemi arayan bir elin parmaklarından az. Onlar da Sezen Aksu, Tarkan, Sibel Can ve Şeval Sam“ yanıtını aldım. ”Ya diğerleri?” deyince de ”Bu kadar” dedi. Müzeyyen Hanım, ”Bu dar gününüzde yanınızda bulunmasını veya sizi aramasını istediğiniz başka sanatçı dostlarınız yok mu?” diye sorunca ”Elbette var” anlamında kafasını salladı. Dönüp Feraye hanıma sordum: ”Annenizin hatırını sormasını isteyip te bugüne kadar hiç aramayan sanatçılar kimler?” Feraye Hanım"ın yanıtı şöyle oldu: ”Boş ver. O isimleri ağzıma bile almak istemiyorum. O isimleri ağzıma alsam kötü reklam bile onlara yarar. Onun için o kişileri isimlendirmek istemiyorum.”

TÜRSAB"dan otomobil

Müzeyyen Senar"a dönüp sordum: “Zamanı nasıl geçiriyorsunuz?” Senar, nur yüzlü gülümsemesiyle iki elini yana açıp bana bir şeyler anlatmaya çalışsa da anlatamadı, tekrar Feraye devreye girdi: “Haftada iki veya üç kez, annemi tekerlekli sandalye ile Bodrum Kalesi"nin yanındaki Bodrum Kafe"ye götürüp hava almasını sağlıyoruz. Orayı çok seviyor.” “Peki annenizi bu tekerlekli sandalye ile dışarı çıkarmanız zor olmuyor mu?” deyince de şunları söyledi: “Allah Kaymakam Abdullah Kalkan"dan razı olsun. 15 gün önce TÜRSAB"ın Bodrum"da bir toplantısı varmış. Annemin durumunu TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy"a aktarmış. Başaran Bey de, "Beni Müzeyyen Hanım"a götürürmüsün" demiş. Başaran Ulusoy, Kaymakam Bey ile eve gelip annemi gördü ve geçen hafta şoförü ile birlikte geçici bir otomobil tahsis etmiş. Ayrıca anneme tekerlekli sandalye ile girilip çıkılabilen özel bir otomobil de sipariş etmiş. Başaran Ulusoy"un bu davranışı annemi ve beni son derece mutlu etti.”

Başka ülkede olsaydı!

Müzeyyen Hanım"ı daha fazla yormamak için tekrar elini öpüp yanından ayrıldık. Ayrıldıktan sonra da, yıllarca zevkle dinleyip izlediğimiz Müzeyyan Senar"ı bu halde görmek beni son derece rahatsız etti. Müzeyyen Senar, başka bir ülkede olsaydı bu hale düşmez ve her türlü ihtiyacı karşılanırdı. Ayrıca ülkedeki tüm sanatçılar da onu görüp, elini öpebilmek için kuyruğa girerdi. Ne diyelim, nasıl olsa vefasızlıkta birinciyiz. vatan