Pervin Töre İzmir Kız Lisesi Müdürüyken 2012 başında Aydın Milli Eğitim Müdürlüğüne atandığında CHP kanadı epeyce gürültü koparmıştı.

Yalova Milletvekili Muharrem İnce konuyu Meclis Genel Kuruluna taşıdı ve o güne kadar aldığı disiplin cezalarını sayıp döktükten sonra dönemin Bakanı Ömer Dinçer’e “böyle biri nasıl olur da il milli eğitim müdürü atanır”, sorusunu yöneltmişti.

Ben de bu çıkışlar üzerine “Pervin Töre’ye bir şans verilmeli” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Ve özetle,”Aydın öğretmen ve yönetici camiası önceki müdürün yanlış uygulamaları nedeniyle o zamana kadarki başarı nedeni birlik ve güven ortamı yok olmuştur.

Sayın Töre sadece bu birliği sağlasın, öğretmen ve idareciye arkalarında olduğu güvenini versin başarı arkasından kendiliğinden gelecektir” mealinde bir tespitte bulunmuştum.

Şimdi buradan hareketle onun Aydın’da geçen beş yılının sonundaki karnesine bakacağız.

Bir milli eğitim müdürü için aynı yerde beş yıl kalabilmek hele böyle çalkantılı bir dönemde azımsanacak bir süre değildir.

O nedenle böyle tepe noktalarda kalmanın zorluğu ve yüz eskimesi dediğimiz yıpranma da hesaba katıldığında kendisi için bu tayin zamanlama olarak hem normaldir hem de yerindedir.

Yeni görev yeri Sakarya noktasından bakıldığında ise sürgün de değildir taltif de… Normal sıradan bir tayindir.

Hatta içinden geçmekte olduğumuz zor dönem ve Müdire Hanım’ın geçmişteki FETÖ okulları ile ilişkileri dikkate alındığında mükâfat olarak nitelemek bile mümkündür.

Ayrıca geçmişteki uygulamalara bakıldığında da Aydın Milli Eğitim Müdürleri için Sakarya kardeş şehir gibidir…

Hatırlanacaktır.. eski müdürlerden Aziz Ersoy da büyük deprem sonrası Murat Taner’le yer değiştirmiş Aydın’dan Sakarya’ya tayin olmuştu.

Fakat Aziz Ersoy’unki Pervin Töre’ninki gibi normal tayin değil özel bir görevlendirmeydi.

Çünkü enkaz altındaki Sakarya eğitimini bilgi ve tecrübesiyle ancak onun kurtarabileceğine inanmıştı o zamanki Bakanlık Yetkilileri…

Pervin Töre’nin Aydın Milli Eğitimine kazandırdıklarına gelince devletin imkânları ölçüsünde yaptığı tedarikçilikle okul ve derslik yapımı gibi fiziki şartları iyileştirme dışında onun döneminde:

BİR: Öğretmenlerin kurumlarına olan güveni,

İKİ: Birlik, beraberliğin yeniden tesisi,

ÜÇ: Yönetici atamalarında adalet ve hukuka riayet,

DÖRT: Eğitim kalitesinin iyileştirilmesi,

BEŞ: Nitelikli insan yetiştirme konularında Sayın Töre’nin karnesinin iyi olduğunu söylemek pek mümkün değildir.

Nedenlerine gelince…

Bir defa Müdire Hanım böyle bir göreve hazırlık dönemi olan ne il milli eğitim müdür yardımcılığı ne de ilçe milli eğitim müdürlüğü yapmamış olmanın zorluğunu yaşadı.

İkinci olarak da kurum içi ve dışı ilişkilerinde hep makam korumayı ön planda tuttu. Tabi bu da peşinden bütün öğretmenlerin ablası olmak yerine iktidar partisinin müdürü olmayı getirdi.

O nedenle Sayın Töre eğitim öğretim yerine fiziki yatırımlara öncelik vererek gerek siyasi çevrelerde gerekse üst makamlarda bir popülist politikacı gibi başarı algısı yaratmaya çalıştı.

Bu da öğretmeniyle, yöneticisiyle yönettiği kitle ile iş birliğini gerektiren güven tesisi, nitelikli insan yetiştirme, adaleti gözetme, hukuka riayet gibi asıl ağırlık vermesi gereken konuları geri plana itmesine neden oldu.

O makamı korumak adına:

BİR: Memur, hizmetli gibi idari kadrolar dâhil yaklaşık on iki bin milli eğitim çalışanından iktidar yakını sendika üyesi dışında kalan üçte ikilik bir kitleyi görmezden geldi.

İKİ: Bilgi, yetenek ve irade olmayınca yönetimde tehdit, şantaj ve korkutma devreye girer.

İddia o ki, kendinden öncekilerle kıyaslandığında onun dönemi muhalif sesleri imzasız dilekçelerle susturma, korkutma ve tehdit etme ve gözdağı vermede ilk sırada gelir.

ÜÇ: Öğrencisi tarafından dövülen bir müdür yardımcısı ile birlikte okul müdürüne verilen sürgün cezası öğretmen kitlesinde ve kamuoyunda öğrencilere bu anlamda cesaret verme olarak algılandı ve bu kötü örnek zaten kendini güvende hissetmeyen öğretmenin eğitim, öğretimden elini eteğini hepten çekmesine neden oldu.

DÖRT: Bakanlık kurum yöneticilerini daha aktif hale getirmek, teşkilatlarda sinerji yaratmak amacıyla 2014 Haziranında 2014-2015 öğretim yılı bitiminde uygulanacak bir yönetmelik çıkardı.

Bu yönetmelikle hizmette aktif olanlarla yüzü eskiyen, hizmetten düşmüş olan yöneticileri tespit amacıyla öğretmen, okul aile birliği üyeleri ve öğrenci temsilcilerinden meydana gelen bir komisyon kurulması kararlaştırıldı.

Kurullar toplandı..müdürler demokratik bir şekilde değerlendirildi.. karar imza altına alındı..ilgililer bilgilendirildi.

Sonunda ne oldu biliyor musunuz?

O demokratik değerlendirmeler yok farz edilerek yerine kendi istekleri doğrultusunda yeni isimler belirlendi. Bu uygulama milli eğitime olan güveni hepten bitirdi.

BEŞ: Bütün bunların bir sonucu Pervin Töre göreve geldiğinde Türkiye başarı sıralamasında ilk onda olan Aydın eğitimi onun beş yıllık görevi sonunda 29.sıraya geriledi.

Güle güle Müdire Hanım…