Medyada Adli Tıp Kurumu'nu suçlayan haberlerin yayınlandığı dönemde Adalet Bakanlığı da tatışmalara müdahil oldu. Bakanlık Şahin'in serbest kalma sürecinde rol oynayan kurulun hukuki sürecini anlatan bir rapor yayınladı. Bakanlık, Şahin'in serbest kalmasını sağlayan kurulun nasıl yargılandığını ve Danıştay tarafından nasıl aklandığını ilginç ifadelerle duyurdu. Aynı açıklamada Adli Tıp Kurumu'nun güvenilirlik oranının yüzde 95 olduğuna dair bir vurgu yapılması da dikkati çekti.

Adalet Bakanlığı, Susurluk davası hükümlüsü ve “Ergenekon” soruşturmasında tutuklanan eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin hakkında verilen Adli Tıp Kurumu raporuna ilişkin haberler üzerine kurumun bazı kararlarının tartışma konusu yapıldığını belirterek, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Adli Tıp Kurumu raporlarını yüzde 95 oranında tutarlı bulduğunu” bildirdi.

Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada, İbrahim Şahin hakkında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından verilen rapor ile başkan ve üyeler ve diğer bazı kararlar hakkında çeşitli iddiaların basın yayın organlarında yer alması üzerine açıklama yapma gereği duyulduğu kaydedildi.

Açıklamada, “Susurluk davası” kapsamında verilen 6 yıllık hapis cezasının Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 15 Ocak 2002 tarihli kararıyla kesinleşmesinin ardından Şahin'in sürekli hastalığı sebebiyle cezasının affedilmesi için Cumhurbaşkanlığı makamına başvurduğu anımsatıldı. Şahin'in af için gerekli şartları taşıyıp taşımadığının tespiti için Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca inceleme başlatıldığı, bu kapsamda çeşitli sağlık kuruluşlarınca verilen 9 ayrı raporun yer aldığı dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek yeni bir inceleme yapılmasının talep edildiği belirtildi.

Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun yaptığı muayene sonucunda, 27 Haziran 2003 tarihinde Şahin'in “post kontüzyonel sendrom sonucu oluşmuş demans” arızasının Anayasa'nın 140/2-b maddesinde belirtilen sürekli hastalık kapsamında olduğunun anlaşılması ile Şahin'in Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından 14 Temmuz 2003 tarihinde affedildiği hatırlatıldı.Açıklamada, raporun haber konusu yapılmasıyla birlikte 3. İhtisas Kurulu başkan ve üyeleri ile Kurulun daha önce verdiği bazı kararlarla ilgili de çeşitli iddiaların ortaya atıldığı ifade edildi.

3. İhtisas Kurulu Başkanı Uzman Doktor Nur Birgen'in 7 Aralık 1984 tarihinde asistan olarak Adli Tıp Kurumu'nda göreve başladığı, uzmanlık ve Adli Tıp Şube Müdürlüğü görevlerinin ardından 29 Temmuz 1997 tarihli müşterek kararname ile 3. İhtisas Kurulu Başkanlığı'na atandığı anımsatılan açıklamada, Birgen hakkındaki kararnamenin 13 Kasım 2007 tarihinde yenilenerek görev süresinin uzatıldığı hatırlatıldı.

Açıklamada, Dr. Birgen hakkında 1995 yılında Adli Tıp Şube Müdürü olarak çalıştığı sırada gözaltına alınan 7 kişiye “işkenceye maruz kaldıkları halde haklarında sağlam raporu düzenlediği” iddiası ile İstanbul Tabip Odası Onur Kurulunca 6 ay meslekten men cezası verildiği, kararın Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu tarafından onandığı ancak bu kararın Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiği, Danıştay 8. Dairesi'nin de iptal kararını onadığı kaydedildi.

Kurulla ilgili bir diğer iddianın da ölüm orucuna başlayan hükümlülerle ilgili çelişkili raporlar verdiği yönünde olduğu hatırlatılan açıklamada, bu iddialar üzerine de Dr. Birgen ve kurul üyeleri hakkında ayrı ayrı 3 kere 1'er ay geçici olarak meslekten men cezası verildiği, verilen cezaların mahkemece iptal edildiği, Danıştay tarafından da iptal kararlarının onandığı anımsatıldı.

Haberlerde, AİHM'in Adli Tıp Kurumu raporlarını yetersiz bulduğuna ilişkin değerlendirmeler de bulunduğu kaydedilen açıklamada, “AİHM, Adli Tıp Kurumu raporlarını yüzde 95 oranında tutarlı bulmaktadır. Adli Tıp İhtisas Kurulları, kurul başkanının başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Adli Tıp Kurumu kendisine gösterilen vakalara ilişkin bilimsel ve teknik görüşlerini her türlü etkiden uzak, hiçbir baskı altında kalmadan bildirmekle yükümlüdür” denildi.

Açıklamada, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun Şahin hakkında verdiği 27 Haziran 2003 tarihli karar örneği de yer aldı.

HÜRRİYET