ALİ Koç adı bir yöneticiden çok daha fazlasını simgeler. Köklü bir ailenin üyesi olması ve iş dünyamıza yön veren isimler arasında yer almasının yanı sıra, 3 yıldır Fenerbahçe"de asbaşkanlık yapan Koç"la, sarı lacivertli kulübün bugün yapılacak kongresini konuştuk....

* Uzun bir aradan sonra Fenerbahçe"de iki adaylı bir kongre yaşanıyor. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz?

Rekabet ve yarış her zaman iyidir. Bunu sevindirici bir gelişme olarak görüyorum. Diğer tarafta bu kongrenin geçmiş kongrelerden daha fazla veya daha az önemi olduğunu da düşünmüyorum.

* Sizin başkan olmanızı isteyenlerin sayısı bir hayli fazla...

Benim başkanlıkla ilgili bir hayalim var ancak bu, 3 yıl öncesine oranla çok daha düşük bir ateşle yanan bir hayal. Futbol sektörü çok kaygan bir zemin. Sektörün içindeki bazı insanlar da o kadar kaygan. Çok iyi niyetlerle büyük bir aşk ve sevda içinde doğru bildiğini yapmak ne yazık ki yetmiyor. Bunu yaşayarak gördüm. Başkaları tarafından başkanlığa layık görülmek büyük bir gurur, aynı zamanda da büyük bir sorumluluk. Ben şu an buna hazır olduğumu düşünmüyorum.

Başkanlar, yönetim kurullarının kalecisidir

* Futbolda bu sezon hedeflerin çok gerisinde kalındı. Nerede hata yaptınız?

Yönetim kurulu bir takım olsaydı başkan kaleci olurdu. Niye derseniz 90 dakika mucizeler yaratıyorsun, 92. dakikada hatalı bir gol yenilince her şey unutuluyor. Şu anda aday olan kişilerin bile "gelmiş geçmiş en büyük başkan" dediği Aziz Yıldırım için 2008 Şubat"ında Büyük Kulüp"te verilen yemekte söylenenler ile aynı insanların 2009 Şubat"ında söyledikleri çok başka. Ne değişti diye bakıyorsunuz... Ekonomik kalkınma devam ediyor, tesis yatırımları sürüyor. Bir tek futbol takımında bir tökezleme söz konusu. Ancak bu tökezleme öyle yansıtılıyor ki, sanki Fenerbahçe bir felaketin, batağın içinde, düzeltilmesi zor bir durumda. Yani, son 11 yılın bütün kazanımları unutuluyor. Tüm bunlara gülüp geçiyorum.

Son 10 yıla baktığımız zaman bilhassa son 5 yılda Aziz Yıldırım"ın ektiği tohumların, yaptığı yatırımların meyve verdiğini görüyoruz. Son 5 yılda futbol takımı 3 şampiyonluk kazandı, 2 kez de son haftada kaybetti. Avrupa"da da son yıllarda oluşturduğumuz istikrarımız vardı. Ama bu yıl hem ligde hem de Avrupa"da arzuladığımız seviyenin uzağında bir performans sergiledik. Bu bir gerçektir ama dünyanın sonu değildir. Ama her inişin bir çıkışı olacaktır. Fenerbahçe"de bizim koyduğumuz misyon ve vizyon değişmemiştir. Bu seneyi sadece bir erteleme, bir tökezleme yılı olarak görüyorum. Yoksa ben de "başarısız oldunuz" şeklindeki yorumunuza, futboldaki performansımız açısından katılıyorum.

Samimi F.Bahçeliler ile bir sıkıntımız yok

* Başkan Yıldırım, rant peşindeki bazı taraftar gruplarını karşısına aldı. Bunu nasıl çözeceksiniz?

"Fenerbahçe Yönetimi taraftarla kavgalı" söylemine kesinlikle katılmıyorum. Bir gruptan söz ediliyor. O grubun içindeki samimi, gerçek Fenerbahçeliler ile bir sıkıntımız yok. Ancak o grubun yönetim kadrosuyla ilgili bazı sıkıntılar var. Bahsettiğiniz bu taraftar grubunda takımını içten ve samimi biçimde destekleyenlerin başımın üzerinde yeri vardır. Ancak o veya bu nedenle futbol takımının başarısız olduğu dönemleri fırsat bilip, bir baskı unsuru yaratarak, belirli kişilerin sloganlarını söyleyerek, takımınız mağlupken bir gol daha yesin diye tezahürat yaparak taraftar grubu olunmaz.

Amatör branşların hepsinde zirvedeyiz

* Fenerbahçe amatör branşlarda çok başarılı. Bunun sırrı nedir?

Bizim felsefemiz idealist olmak. Amatör branşlara harcadığımız zamanı ve kaynağı sadece futbola ayırsak, bazı insanlar daha mutlu olurdu. Ancak bugün 5-10 yıl sonra herkesin alkışlayacağı bir vizyonun ortasındayız. Aziz Bey, "Fenerbahçe Spor Kulübü"yüz" dedi ve dediğini yaptı. Bu çok büyük maddi ve manevi fedakarlık isteyen bir konu. Bugün Fenerbahçe rekabet ettiği her branşta ya şampiyon oluyor ya da şampiyonluğu sonuna kadar kovalıyor.

"Kelle koltukta" çalıştık Türkiye"ye örnek olduk

* Bir işadamı gözüyle baktığınız zaman Fenerbahçe Kulübü"nün mali tablosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir gerçek var ki, Fenerbahçe siyah ile beyaz kadar değişti. Yani Fenerbahçe Spor Kulübü"nün sporcu sayısından, çalışan sayısına, maddi gelirine kadan her şey ciddi anlamda değişti. Fenerbahçe artık eski Fenerbahçe değil. Dolayısıyla yönetmesi de çok daha zor. Bunu olumlu bir gelişme olarak ifade ediyorum. Geçen yıl Money League"de yapılan araştırma ve Forbes"ta çıkan araştırma sonuçlarına baktığınız zaman Fenerbahçe"nin Türkiye"deki rakiplerinin bayağı önünde olduğu görülüyor. Ancak, Türkiye koşullarında çok iyi olmamıza karşın yurt dışındaki kulüplerin bayağı gerisinde olduğumuzu görüyoruz. Bizim açımızdan en sevindirici gelişme mali yapının istikrarlı bir şekilde güçlenmesi. Ben işadamı olarak baktığım zaman da Fenerbahçe"nin buradaki performansını alkışlıyorum. Ekonomik yapısını buraya getirinceye kadar yaptığı girişimler ve attığı tohumlar Türkiye"deki tüm kulüpler için iyi bir örnek oldu.

Mesela Fenerium öncü olduğumuz konulardan biridir. Stadımız da öyle. Bu cesur "kelle koltukta" yaklaşımıyla çıkılmasaydı belki de böyle bir stat hiçbir zaman olamayacaktı. Daha sonra bu stat örnek alınarak Kayseri"ye yeni stat yapıldı, Galatasaray"a yapılıyor, Trabzon, Antalya ve Sivas için de projeler var. Hepsi cesaretlendi.

Fenerbahçe"nin amatör şubelerdeki başarıları ve yatırımları da diğer kulüpleri kamçıladı. 3 büyük kulüp bilhasa amatör branşlarda rekabet ettikleri zaman ortaya çıkan katma değeri görüyoruz. Eskiden 100-150 kişiye oynanan bayan voleybol maçlarına artık salonlar yetmiyor. Bunların yanı sıra halka arz, FB TV, Fenercell ve ana renklerin dışında forma yapma (turkuaz forma gibi) konularda da öncülük ettik.

Aragones yanlış seçim değildi, doku uyuşmadı

* En çok da Aragones seçimi nedeniyle eleştiriliyorsunuz...

Yaşı ne olursa olsun, en büyük sanatkarlar en büyük eserlerini hep son yıllarında yaparlar. Ben kesinlikle hoca tercihinin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Kimya tutmadı, doku uyuşmazlığı yaşandı. Frekans tutmadı, ülkemizi, kültürümüzü tam anlayamadı. Bunlar sonuçlara da yansıdı. Bu kötü gidişatı daha önceden adresleyip yönetebilmemiz gerekiyordu. Yönetmeye de çalıştık. Ancak girişimlerimiz istediğimiz sonucu vermedi ve bugünkü durum ortaya çıktı. Çok dramatik bir durum olmadıkça sezon ortasında hoca değiştirme dönemini Fenerbahçe çoktan geçti. Ocak ayında fikstürümüz çok iyiydi, hedeflediğimiz bazı kolay maçları kazansaydık bugün çok farklı bir konumdaydık. Önemli maçlarda inanılmaz oynadık ama devamını getiremedik.

* Futbolcuların maç seçtiği görüşüne katılıyor musunuz?

Rakamlara, istatistiklere inanıyorsanız bu sonuca kesinlikle varabilirsiniz. Fenerbahçe öyle maçlarda puan kaybetti ki, hocasız bile çıksa kazanırdı.

* Fenerium dünyada benzeri olmayan bir başarı hikayesi. Bunun öyküsünü anlatır mısınız?

Fenerium, sıkıntıdan doğan bir başarı hikayesidir. Fenerbahçe, Adidas, Nike, Puma ve Umbro gibi ana üreticilerle anlaşamayıp bunlarla restleşmiş ve "kendi markamı yapacağım" diyerek yola çıkmıştır. Fenerbahçe kendi markalı formasından o kadar çok satmıştır ki, eskiden burnundan kıl aldırmayan, çok hevesli olmayan üreticiler şimdi Fenerbahçe forması üretebilmek için birbirleriyle yarışır hale gelmişlerdir.

* Kongre üyelerine mesajınız nedir?

Fenerbahçe"ye yakışan bir kongre olsun. Ancak son günlerde bazı kişiler Fenerbahçe Başkanı"na "sen" diye hitap ediyorlar. Ben bunu büyük bir saygısızlık olarak addediyorum. Beni üzen bir başka konu ise, Sayın Aziz Yılmaz"ın kulübümüzün adının karıştırıldığı üzücü bir olay karşısında önceliği şahsına vererek kulübümüzü koruyacak bir tavır takınmamasıydı. Bu olayda kulüp Aziz Yılmaz Bey"e değil, Aziz Yılmaz Bey kulübe sahip çıkmalıydı.

* Aziz Yıldırım"la çalışmak iddia edildiği kadar zor mudur?

Üç yıl önce yönetime girerken, "Sen çok fevri bir adamsın, başkanla iki günde papaz olursun" dediler. Allaha çok şükür üç seneyi büyük bir sevgi saygı çerçevesinde beraber yaşadık. Aziz Yıldırım değişik bir insan. Zaten böyle olmasaydı kulüp buralara gelemezdi. Bunları yaparken çok çetrefilli bir yoldan geçildi. Bu mücadeleler yapılırken her zaman sevimli olmak mümkün değildir. Bir gerçek var ki, gece yattığım zaman ben yönetimde olayım veya olmayayım, Aziz Bey buradaysa içim rahattır.

Futbolcular bu yıl kutsal formamızın ağırlığını taşıyamadı

* Tuncay Şanlı ve Mehmet Aurelio"nun gönderilmelerinde hatanız var mı? Bu oyuncuları geri getirmek söz konusu olabilir mi?

Kimse Fenerbahçe"nin üzerinde değildir. Kimse de bulunmaz hint kumaşı değildir. Tuncay ve Aurelio, kalmalarını çok arzu etmemize rağmen bazı nedenlerden ötürü kalamadılar. Futbolcunun ismi ne olursa olsun, o savaşan ruhun sahaya yansıması gerekir. Taraftarın tahammül edemediği konu, ki benim de taraftar kimliğim yöneticiliğimden ağır basar; bu kutsal formanın ağırlığını bu yıl arkadaşlar taşıyamadılar. Bu sorumluluğun bilincinde olamadılar. Bu Ahmet, Mehmet olayı değil. Bu olay emeğe ve formaya karşı sorumluluktur. Bu değişecektir. Fenerbahçe"ye önemli futbolcuları getirmek eskisi kadar zor değildir. Ama isimler üzerine odaklanmamak, o ruhu getirmek lazımdır. Bunu da Sayın Başkan"ın seçildiği taktirde halledeceğinden eminim.

Yıldırım"ın olduğu yerde şahsi çıkarlar olmaz

* Başkan Aziz Yıldırım, kulüpte her şeyin açık olduğunu söylemesine rağmen Fenerbahçe"nin borcunun net olarak bilinmediği, gerçek borcun 160 milyon dolar olduğu iddia ediliyor...

Seçim ortamına girildiğinde yapılacak iki şey vardır; ben ne yapacağım ve diğer tarafın ne kadar kötü olduğunu anlatmak. Gördüğümüz kadarıyla yapılacak projeleri anlatmak yerine bizim yönetimimiz hakkındaki şöyle kötüdür, böyle kötüdür söylemlerini tekrarlayıp duruyorlar. Biz defalarca uluslararası firmalar tarafından denetlendiğimizi ve bu işin şeffaf olduğunu anlatmamıza rağmen mali konuda sürekli bir soru işareti yaratılmaya çalışılıyor. Fenerbahçe"nin borcu 11 yıl öncesine kadar tabii ki büyümüştür ama aynı zamanda mali yapısı da büyümüştür.

* Bu ödenemeyecek bir borç mudur?

Kesinlikle Fenerbahçe için ödenebilecek bir borçtur. Hesap sorulacağı söyleniyor. Hesap sorma sözünü tarz olarak yakıştıramıyorum ancak gelen yönetimin geçmişte neler olduğunu irdelemesi en önemli görevlerinden birisidir. Ancak bizim gizleyeceğimiz bir şeyin olması söz konusu değil. Burada her şey şeffaf. Ancak bizi üzen şey sanki mali yapı bu kadar büyürken borç bu noktalara gelirken, birilerinin cebine bir şeyler gitmiş gibi bir intiba yaratılıyor. Bizi en çok yaralayan konu budur. Hatalarımız olabilir ama bir şey vardır ki, Aziz Yıldırım"ın liderliğinde kimse bile bile bu camianın 1 lirasına dahi zarar vermez. Kimse gelip burada şahsi çıkarlar var diyemez.