Antalya'da geçirdiği trafik kazası sonrası bilincini yitiren, ailesi bulunamadığı için koruyucu aile olarak Gülsüm Kabadayı'nın bakımını üstlendiği "Umut bebek" için yeni bir umut doğdu.

Kemik yaşı 17 olarak belirlenen ve "Mustafa Öz" adına nüfus cüzdanı çıkartılan "Umut bebek'in Rusça konuşmalara tepki vermesi nedeniyle, Rusya veya çevresindeki ülkelerin vatandaşı olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.


Geçen yıl 30 Ağustos'ta Antalya- Serik karayolunda bir aracın çarpıp olay yerinde bırakılan ve vücudu felç olan kimliği belirsiz genç, getirildiği Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nin yoğun bakımında, yakınlarını bekleyen Handan Yılmaz ve Gülsüm Kabadayı adlı iki kadının sevgisiyle yeniden hayata döndü. 155 gün AÜ Hastanesi'nde yoğun bakımda kalan ve 157 gün de Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören, hastanedekilerin "Umut bebek" adını verdiği genci, hastanede kaldığı sürede gönüllü annelik eden Gülsüm Kabadayı hiç yalnız bırakmadı. Eşinden boşanan ve babasından kalan 500 TL tutarındaki emekli maaşı ile geçinen üç çocuk annesi Gülsüm Kabadayı, hastaneye yakın olması için Yıldız Mahallesi'nde kiralık bir eve taşındı.


NÜFUS CÜZDANI VERİLDİ
Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, tedavisi tamamlanan Umut Bebek'i devlet korumasına aldı. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin raporu ile kemik yaşının 17 olduğu belirlenen gence "Mustafa Öz" adına düzenlenmiş ve doğum tarihinde 01.01.1992 yazan nüfus cüzdanı verildi. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, genci, tedavi sürecinde annelik yapan Gülsüm Kabadayı'ya koruyucu aile statüsünde verdi. Devlet, aileye de 651 TL maaş bağladı. Geçen Ramazan Bayramı'nda yeniden rahatsızlanan ve Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan "Umut bebek" tedavisinin ardından yeniden eve getirildi.


KİMLİĞİNE DAİR YENİ BİR UMUT
Halen Gülsüm Kabadayı ile birlikte kalan "Umut"un kimliğine ilişkin yeni bir umut doğdu. Gencin bir tesadüf eseri Rusça konuşmalara verdiği tepki, Rusya veya çevresindeki ülkelerden birinden olabileceğini düşündürdü. Umut'u hastanede tanıyan ve o günden beri yanından hiç ayrılmayan koruyucu annesi Gülsüm Kabadayı, evlerine gelen Ender Metin adlı misafirleri kimliksiz genci Rusa benzetti. Bunun üzerine Ender Metin Rusya'daki oğlunun Umut'a telefonda Rusça kelimeler söyleyerek, anlayıp- anlamayacağını denedi. Kabadayı, bu denemede Ender Metin'in oğlunun telefonda Umut'a Rusça söylediği "gözlerini kapat", "elini kaldır" gibi komutlara tepki gösterip öncekilere göre çok farklı hareketlendiğini kaydetti.


RUSÇA KELİMELERE TEPKİ VERDİ
"Umut'un Rusça'ya vereceği tepkileri gözlemleyebilmek için ikinci bir deneme daha yapan Gülsüm Kabadayı, Antalya Rus Okulu'ndan Evgeniya Ünalmış'ı eve davet etti. Umut'un tepkilerini görebilmek için eve gelen Ünalmış'ın Rusça olarak "Annen-baban var mı, adın ne" gibi soruların ardından "Beni anlıyorsan elini kaldır" dediğinde elini kaldırması, herkesi heyecanlandırdı. Mustafa Öz adı verilen hasta, Evgeniya Ünalmış'ın Rusça gözlerini kapatmasını ve elini kaldırmasını söylemesiyle gözlerini kapatarak, elini kaldırmaya ya da konuşmaya çalışarak tepki verdi.


Evgeniya Ünalmış, Mustafa'nın Rusça sorduğu tüm soruları cevaplamaya çalıştığını belirterek, “Demek ki Rusça anlıyor. Türkçe "Umut bana bakar mısın?" diye sorduğumda bakmadı, ama Rusça aynı şeyi söylediğimde bana bakmaya çalıştı” dedi.


SÖYLENEN ÇOK ŞEYİ ANLIYOR
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki doktorları, Umut'un uyanıklık durumunun iyi olduğunu ve tam bilinci açık denilemese de şu aşamada söylenilen çok şeyi anladığını, fakat konuşamadığını belirtti. Geçirdiği onca travma düşünülürse verdiği tepkilerin oldukça iyi olduğunu belirten doktorları, şunları söyledi:
“Vücudunda şekil bozuklukları var. Bizim söylediklerimizi algılıyor ve bakışları da çok canlı. Yüzde 100 herşeyi anlıyor mu kesin birşey diyemeyiz, ama davranış ve bakışları ile bizi anladığını düşünüyoruz. Beyinde ağır bir hasar geçirmiş bir insan için, ileriki durumu için daha güzel gelişmeler bekleyeceğiz. Dış görünüme bakıldığında bir turist olabileceğini düşündük. Rus mu değil mi bu konuda henüz birşey diyemeyiz.” / hürriyet