Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bilimsel etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. Mualla Öztürk anısına düzenlenen sempozyumda, ruhsal sorunlara yaklaşımda psikoterapi tartışılıyor.
''Çocuk ve Ergenlerde Psikoterapiler'' temalı 3 günlük toplantıyla ilgili AA muhabirine bilgi veren sempozyum başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Aysev, psikoterapinin önemine işaret etti.

Aysev, şunları söyledi: ''Psikiyatrik ilaçlarda son 20-30 yılda meydana gelen olağanüstü gelişmeler psikoterapiye karşı ilginin azalmasına, ruhsal sorunların ilaçla tedavi edilebileceği gibi bir yanılgıya yol açtı. İnsan biyo-psiko-sosyal bir bütündür. Böyle bir organizmaya sadece ilaçlarla yardım edebileceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. Psikoterapi duygusal ve davranışsal sorunlar veya güçlükler yaşayan çocuk ve ergenlerin duygu, düşünce ve davranışlarında değişim yaratmaya yönelik farklı teknikleri olan tedavi yöntemidir.''

Psikiyatri biliminde 400 dolayında farklı psikoterapi yaklaşımı bulunduğunu, izlenecek yaklaşımın, çocuk ya da ergenin o anki yakınması, öyküsü, gelişimsel düzeyi ve tedaviye uyum sağlayabilme becerisi dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Aysev, şunları kaydetti:

''Tedavide hangi yaklaşım uygulanırsa uygulansın, çocukları aileden bağımsız ele almak mümkün olmadığından çocuğun psikoterapisinde aile de terapi sürecine katılmalıdır. Günlük uygulamada psikanaliz ve psikoterapi yapılmayabilir. Fakat çocuk ve ailenin anlaşılabilmesi ve onlara yardımcı olunabilmesi için psikodinamik kavramların ve psikoterapinin temel ilkelerinin bilinmesi ve hastaya zaman ayrılması gerekir. Çocuk ve anne-babasıyla karşılaştığımız andan itibaren psikoterapi başlar.''

Psikoterapinin bir zaman kaybı olarak düşünüldüğünü, ancak bunun yanlış olduğunu vurgulayan Aysev, performans sistemiyle hekimlerin hastalara ayırdığı zamanın azalmasının olumsuz etkilerinin, psikiyatrik tedavilere de yansıdığını söyledi.

Performans sistemi nedeniyle psikoterapik yaklaşıma zaman ayırmanın güçleştiğini ifade eden Aysev, toplantının, psikoterapinin önemine dikkati çekmek amacıyla düzenlendiğini bildirdi.

-İnsana dokunmak-

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Birim Günay Kılıç da psikoterapinin, emek verilen, varılan noktada da o emek ve çabaya değen bir yolculuk olduğunu belirtti.

Psikoterapinin, öncelikle bir insan ilişkisi olduğuna işaret eden Kılıç, ''Çok sayıda tekniği olan bu tedavi yönteminde, ilişkinin, bağlanmanın, insana dokunmanın hissedilmediği terapi, terapi olamaz'' dedi.

Her psikoterapi sürecinde terapistlerin de değişip dönüştüğünü anlatan Kılıç, şöyle konuştu:

''Ruhsal bozuklukları sadece nörobiyolojik bakış açısı ve ilaçla ele almak yetersizdir ve kişiye fayda sağlamaz. Psikoterapi vakit alan ve emek isteyen küçük adımlarla ilerleyen bir süreçtir. Sadece nörobiyolojik temeli bilmek yeterli değildir.''

Kılıç, sempozyum boyunca psikoterapi ana konusu çerçevesinde bilgi ve deneyimlerin paylaşılacağını sözlerine ekledi.