Bulgaristan'da bir trafik kazasının ardından Bulgarlarla Roman azınlık arasında başlayan ve ülke geneline yayılan etnik gerginlik diğer Balkan ülkelerinde yaşayan Romanları da tedirgin etti.

Makedonya'da nüfusu, resmi kayıtlara göre 55 bin, sosyal araştırmalara göre ise yaklaşık 200 bin olan Romanlar, Bulgaristan'da Roman azınlığa karşı yükselen ırkçılığı endişe ve korkuyla izlediklerini söylediler.

Makedonya Romanları, tüm Balkan ülkelerinin Roman azınlıkların hakları ve diğer toplumlara entegrasyonu konusunda Makedonya modelini örnek alması gerektiği görüşünde birleşiyorlar.

Makedonya'daki Romanlar da sosyal yaşam, eğitim ve ekonomik durum konularında sorunlar yaşıyorlar. Ancak devletin özellikle son yıllarda Roman azınlığa karşı bakış açısını değiştirmesi ve entegrasyon süreciyle ilgili olumlu politikalar uygulaması Romanları umutlandırıyor.

-Roman asıllı doktor Bayram Berat?

Üsküp Tıp Fakültesini bitiren ve uzun yıllardır hem hekim hem de üst düzey bürokrat olarak görev yapan Roman asıllı doktor Bayram Berat, tüm dünyada Romanların 6000 yıldır ayrımcılık gördüğünü ve aşağılandığını belirterek, "Ancak artık daha fazla geç kalınmadan ön yargılar yıkılmalı" dedi.

Romanların bazı devletlerin yönetimleri tarafından; sorun çıkaran, suç işleyen, sosyalleşemeyen, yasalara uymayan ve her şeyi isteyen, ama hiçbir şeyi kabul etmeyen bir toplum olarak tanıtıldığını kaydeden Dr. Berat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kimse Romanların insan olduğunu kabul etmek istemiyor. Kendilerinden daha değişik toplumları hemen dışlıyorlar. Bu konuda en büyük suçlulardan biri de medya. Kriminal suçlarda hemen etnik kimlik ön plana çıkarılıyor. Bir Roman hırsızlıktan yakalandıysa başlığa hemen 'Roman hırsız yakalandı' diye yazıyor. Oysa aynı suçtan Makedon veya Bulgar yakalansa sadece suç başlığa çıkıyor. Suçlu suçludur, suç da suçtur. Suçluyu ve suçu etnik kimlikle nitelendiremezsiniz. Böyle nitelendirirseniz bütün toplumu aşağılamış ve suçlamış olursunuz. Bizler aslında barışçı, neşeli ve uyumlu bir toplumuz. Ama kendimizi anlatamıyoruz ve bazen devlet de anlamak istemiyor."

-"Makedonya'dan ders alsınlar"?

Makedonya'nın azınlıklar arası entegrasyon modelini başarılı bir şekilde uyguladığını ifade eden Dr. Berat, artık devletin Romanların da insan olarak yatırım yapılabilecek ve bu yatırımdan gelir sağlanacak bir toplum olduğunun farkına vardığını söyledi. Dr. Berat şöyle konuştu:

"Makedonya vatandaşları ve devleti, sadece eğitimli Romanların başarılı olabileceklerini anladı. Bu açıdan Makedonya yönetimi tüm dünyaya rahatlıkla, 'Gelin, bizden ders alın' diyebilir. Makedonya'daki Romanlar belki Hollywood'daki Amerikalılar gibi yaşamıyor, ancak ekonomik kriz ortamında kendi halinde iyi, insani bir yaşam sürdürmektedirler."

Dr. Berat, Bulgaristan'daki gelişmeleri de şöyle değerlendirdi:

"Bulgaristan vatandaşlarına sakin olmalarını ve her sabah aynaya bakarak içlerindeki insanı bulmaya çalışmalarını öneriyorum. Başkalarının önlerine koyduğu bariyerleri, duvarları yıkmalarını istiyorum. Özellikle genç Bulgarlar dünyaya ve yaşama sevgiyle bakmalı. Eğer Makedonya'da bir Bulgar suç işlerse, biz tüm Bulgarlar kötüdür mü diyeceğiz. Bütün dünyadaki Romanları da birbirlerini sevmeye, olabilecek en iyi işlere, özellikle bilime ve okumaya sarılmaya çağırıyorum."

-Türk çarşısındaki Romanlar?

Makedonya'da Romanlar kendilerine en yakın toplum olarak Türkleri görüyorlar.

Başkent Üsküp'te Osmanlı mirası ünlü Türk çarşısında da çok sayıda Roman esnaf ekmek parası peşinde koşuyor.

Müslüman Romanlardan Hamza İsmail de onlardan biri. Türk çarşısının merkezinde konfeksiyon mağazası olan Hamza İsmail'e göre Makedonya'daki Romanlar bugüne kadar hep sıkıntı içinde yaşadı. Hamza İsmail, devletin Romanlara daha fazla yardım etmesi gerektiği görüşünde. İsmail, "Devlet bize tam olarak sahip çıkmalı ki diğer milletler gibi yaşayabilelim" dedi.

Yasal olarak Makedonya'daki diğer toplumlarla Romanların aynı haklara sahip olduğunu vurgulayan İsmail, "Ancak sosyal ilişkilerimizde problem var. Aynı haklara sahibiz, ama buna rağmen kendimizi yeterli derecede özgür hissetmiyoruz" diye konuştu.

Bulgaristan'daki gelişmelerden de son derece tedirgin olduğunu sözlerine ekleyen Hamza İsmail, Bulgaristan yönetiminin Romanlara yardım etmesini istedi.

-Makedonlardan Romanlara destek?

Makedonya'da devletin Roman azınlığa gösterdiği ilgiye Makedonların da büyük bir bölümü destek veriyor. Makedonların aşırı milliyetçi kesimi, Romanları ikinci sınıf ve sadece ağır işlerde çalışması gerekli vatandaşlar olarak görürken, özellikle kültürlü kesim Romanların hak ve özgürlüklerinin sonuna kadar korunmasının son derece önemli olduğunu düşünüyor.

Makedonya'nın ünlü cerrahlarından Prof. Dr. İlia Pangovski, ırkçılığın ve aşırı milliyetçiliğin Balkan topraklarından kökten yok edilmesi gerektiğini belirterek, "Milliyetin hiçbir önemi yok. Önemli olan insan olabilmek" diye konuştu.

Prof. Pangovski, Romanların neşeli, eğlenceli ve barışçı bir toplum olduğunu kaydederek, "Onlara yönelik eğitim sistemi biraz daha düzeltilmelidir. Bu konuda onları teşvik edebilecek eğitimli Romanlara büyük görev düşüyor" dedi.

-Türklerin görüşleri?

Makedonya'da Romanlara en fazla destek veren ve en yakın olan toplum şüphesiz ki Türkler.

Üsküp Türk çarşısında kuyumculuk yapan Abdülkerim İbrahim, Romanların durumunun eskiye göre çok daha iyi olduğunu söyledi. İbrahim, "Türklerde olduğu gibi onlarda da bazı eksiklikler var. Çünkü biz de azınlığız, onlar da azınlık. Dertlerimiz, sıkıntılarımız aynı. Bu yüzden birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Makedonlar ve Arnavutlar çoğunluk oldukları için onların sorunları biraz daha az" diye konuştu.

Kaçınılmaz olarak çoğunluğun azınlıklar üzerinde bir sosyal baskısı olduğunu ifade eden İbrahim, şunları söyledi:

"Şartlar da farklı. Onların yaşadığı semtler daha modern, daha gelişmiş, daha çok yatırım yapılan yerler. Bizim kaldığımız yerler ise biraz daha eski, daha geri kalmış durumda, yani şartlar eşit değil. İster istemez insanın aklına çifte standart geliyor. Nitekim de var. Sert bir şekilde olmasa da dışlanmışlık hissediliyor. Üsküp'ten geçen Vardar nehrinin karşı tarafı Makedon, bu tarafı da Müslüman'dır. Orada bir arkadaş dükkan açtı, işletemedi. Müşteri gelmedi, kapatmak zorunda kaldı. İşte dışlanmışlığın bir örneği."

-"Babamız yok ki bizi korusun"-

Makedonya'da Romanlar genelde fizik gücü isteyen işlerle uğraşıyorlar.

Türk çarşısında küçük tezgahında demircilik yapan İbram Zeki de sabahtan akşama kadar çekiç sallayarak evinin geçimini sağlamaya çalışıyor.

İbram Zeki, Türk çarşısının en sevilen ve saygı duyulan ustalarından biri. "Babamız yok ki bizi korusun" diyen İbram Zeki, şöyle konuştu:

"Devletin en ufak bir yardımı bize dokunmadı. Kendi halimize terk edilmiş durumdayız. Nasıl hayatta kalacağız sadece Allah bilir"

-"Entegrasyon süreci başarılı"-

Ayson Mehmet "Beyaz" Romanlardan. Makedonya'daki Romanlar, okumuş, mevki sahibi soydaşlarına "Beyaz Roman" diyor. Soros'un Açık Toplum Vakfı'nda sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışan Ayson Mehmet, Makedonya'da Romanların yaşamının diğer ülkelerdekine göre daha takdir edici düzeyde olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Bence Makedonya'daki Romanlar entegrasyon sürecini başarıyla geçiyorlar. Eğitime daha fazla önem vermeye, sicil toplum örgütlerinin faaliyetlerine katılmaya başladılar. En büyük sorun gettolaşma. Eğer bunu da aşarsak dünyanın tek örneği olacağız."

-Üsküp'te Roman belediyesi-

Romanlar, diğer ülkelerde olduğu gibi Makedonya'da da gettolarda yaşamayı tercih ediyorlar. Başkent Üsküp'te Romanların çoğunlukta yaşadığı, belediye başkanının da Roman olduğu Şoto Orizari ilçesi, ülkenin en büyük pazarlarından birine ev sahipliği yapıyor.

Lüks villalarla derme çatma barakalar, çöp ve hurda yığınlarının iç içe olduğu Şoto Orizari'de yaşayan Romanların büyük bir bölümü, geçimini pazarcılıkla sağlıyor. İlçede en fazla yapılan meslek olarak pazarcılığı, çöp toplayıcılığı ve hurdacılık ile inşaat işçiliği izliyor.

Ercan Miftar, pazarın sevilen, sayılan ve iyi para kazanan esnaflarından biri.

"Biz de tüm diğer milletler gibi özgürce yaşama hakkına sahibiz. Çalışıp ekmeğimizi kazanıyoruz" diyen Miftar, şikayet edip "hayatım zor" diyenlerin çalışmayan ve çalışmak da istemeyen kişiler olduğu görüşünü savunuyor.

Ercan Miftar, Makedonya'da Romanların iyi yaşadıklarını, diğer milletlerden büyük tepki görmediklerini belirterek, Şoto Orizari'nin tüm Avrupa Romanlarının ana merkez üssü olduğunu söyledi.

İlçede bakkal dükkanı işleten Mehmet Beyza da Şoto Orizari'nin tüm dünyaya örnek bir barış semti olduğunu söyledi. Burada Makedon, Türk ve Romanların iç içe huzur içinde yaşadıklarını belirten Beyza, "Kimse birbirine karışmıyor. Küçük çaplı anlaşmazlıklar tabii ki oluyor, ama bunlar bütün toplumlarda yaşanan ve büyük sorun yaratmayacak tartışmalar. Biz barışçı bir milletiz" diye konuştu.

-Roman bakan ve milletvekilleri?

Makedonya'da Romanlar, siyasi ve kültürel alanlarda örgütlenmiş bulunuyor.

Toplam beş ayrı siyasi parti, Romanların temsilciliğini yapıyor. Bu partiler ulusal partilerle koalisyon kurarak seçimlere giriyorlar.

İktidardaki Nikola Gruevski hükümetinde Roman kökenli Necdet Mustafa devlet bakanı olarak görev yapıyor.

Romanlar, Parlamentoda da iki milletvekiliyle temsil ediliyorlar.

Devlet Televizyonunda haftada iki gün 30'ar dakikalık Romanca program yayımlanıyor. Haber, müzik ve belgesel ağırlıklı program bütün ülkede izlenebiliyor.

Ayrıca Romanca tüm gün yayın yapan iki ayrı özel televizyon kanalı da var.

Makedonya'daki Romanların en önemli sorunu ise eğitim alanında. Romanca eğitim veren okul yok. Romanların ağırlıklı yaşadığı bölgelerdeki okullarda öğrenciler haftada sadece bir saat, o da seçmeli olmak üzere Romanca dersi alabiliyorlar.

Romanlar devletten öncelikle Roman okullarının açılmasını, üniversitelerde Roman kürsülerinin kurulmasını, böylece çocuklarının en iyi şekilde eğitim almasını istiyorlar.