Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Sayın Mustafa Birincioğlu ait olduğu toprakların değerlerine bağlı, üzerinde yaşayan insanlara fikren ve bedenen hizmeti seven, yüce gönüllü, çelebi bir insandır.

İhtisas alanı tıp konusunda olduğu kadar mesela inşaat mühendisine taş çıkartacak derece mühendislik, bir sosyologla bilimsel bir konuyu müzakere edebilecek kadar da sosyal bilimler alanında yetkindir.

Rektör olduğu dönemde ADÜ gerek saygınlıkta gerek bilimsel çalışmalarda gerekse fiziki kapasitede önemli mesafeler kat etti.

Fakat bütün bu özelliklerine, iyi niyetine ve hizmet aşkına rağmen belki Genel Ülke siyasetine değil ama Aydın’ın siyasetine ve güçler arasındaki hassas dengeye Hoca’nın yabancı olduğu anlaşılıyor.

Basından geçen hafta içinde Vali Bey başta olmak üzere Garnizon Komutanı, Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlarına Üniversite Sosyal Tesislerinde verilen yemeğe ev sahipliği yaptığını öğrendik.

Eminim ki, Hoca hem konumu hem de bir aydın olmanın gereği Aydın’ın sorunlarına birlikte çözüm üretilmesi için Büyükşehir Belediye Başkanı ile Vali Bey’in bir araya gelmesine canı gönülden önderlik etmek istemiştir.

Bunda yanlış olan, yadırganacak bir şey de yoktur. Aksine takdir edilmesi ve alkışlanması gereken bir konudur.

O nedenle asıl kafa karışıklığına neden olan yemek değil sonrasında basına servis edilen görüntüler ve “Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu Aydın’ı yönetenleri bir araya getirdi” şeklindeki haberdir.

Haber bu güne kadar çeşitli nedenlerle Vali Bey’le mesafeli görünmeyi tercih eden ancak şartların kendini böyle bir görüntü vermeye zorladığı Özlem Hanım’ın ricası ile mi Hoca böyle bir işe girişti sorusunu akla getirdi.

Ne fark eder demeyin… Burası önemli.

Şahsına yönelik bir tehlike söz konusu olmasa ortada fol yok yumurta yokken seçim öncesi ve sonrası “Özel İdare Mallarını vermedi” diye bütün Aydın’a şikâyet ettiği Vali Bey’e ani bir değişimle yakınlaşmayı niye aklına koysun ki…

Görünüşe bakılırsa Aydın Mitingi sonrası Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la kısa süreli konuşması ve sosyal medyada hakkında yer alan dosya iddiaları sanki yaklaşan bir tehlikenin işaret fişeğidir.

Demek ki, şartlar onu “barış meleği” olmaya zorluyor.

O nedenle konu ile ilgili haber ve görüntülerin basına Özlem Hanım üzerinden servis edilmesi hem kamuoyuna bir mesaj hem de katılımcılar üzerinden “uzlaşmaz” algısını yıkmaya yönelik bir hamleydi.

Derin Aydın siyasetinin şifrelerini bilmeden bu birlikteliğe safiyane bir şekilde aracılık etmek ilk başta rektörlük seçimlerinde tekrar aday Hoca’nın da işine gelmiş, olabilir.

Ancak bırakın kazandırmayı birilerinin siyasi emellerine alet olduğu, dengeleri bozduğu gerekçesi ile Hoca’ya seçimi hepten kaybettirebilir.

Üstüne üstlük hakkında paralel yapı tarafından korumaya alındığı iddiası bulunan Özlem Hanım’a adı geçen yapı adına yardım ediyor algısına da yol açabilir.

Seçilebilecek oyu alsa bile böyle bir görüntü nedeniyle Cumhurbaşkanı tarafından veto edileceğini söylemeye bilmem gerek var mı?

Sonra Özlem Hanım’ın siyaset cephesinde ilişkilerin ömrü tülbent kuruyuncaya kadardır. Amaca ulaşılınca “herkes yerine” denir.

Hatırlarsanız 2010 Ağustosunda dönemin Milletvekili Fatih Atay’ın önderliğinde Cumhuriyet Meydanında toplanan CHP li belediye başkanları Vali Hüseyin Avni Coş’u tanımadıklarını yönde bir manifesto yayınlamışlardı.

Böyle bir karara uymanın getireceği zorlukları bilen Özlem Hanım arabuluculuk işlerini seven devrin Esnaf Odası Başkanı Hulusi Akşit’in yardımı ile Vali Bey’le arayı düzeltmişti.

Sonrasında da Hulusi Akşit “mutemet adam” sıfatı ile Aydınspor 1923 takımının başkanı yapılmıştı.

2012-2013 sezonunda takımın şampiyon olma ümidi belirince “başarıyı siyasette değerlendirir” düşüncesi ile gözünün yaşına bakılmadan başkanlıktan uzaklaştırılıverdi.

O manifestoyu yayınladıklarına bin pişman eden, Fatih Atay’a seçim kaybettiren Hüseyin Avni Coş’un yerine atanan ve iktidar-millet tahterevallisinde devlet adamı kimliği ile ortada durmayı tercih eden Kerem Al’ın gelişi CHP li başkanları adeta sevince boğmuştu.

Siyasi dengeleri gözetmediği gerekçesi ile zamansız merkez valiliğine atanınca da “Allah Vali Beyi başımızdan eksik etmesin” diyenler ne veda yemeğine ne de konaktaki uğurlama törenine katıldı.

Sayın Vali Erol Ayyıldız’ın da konudan ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Zira tanıyanlar iyi bilir… Destede kâğıt biter o cephede oyun bitmez.

Hoca’mızın geldiği oyuna bari o gelmesin…

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg