Hastalığın nedenleri arasında, düzensiz yemek alışkanlığı, fast-food, gece geç saatlerde yemek yeme, aşırı çay kahve tüketimi, alkol, obezite ve stres yer alıyor.

Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Baş-Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kayhan Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, reflünün, günümüzde giderek artan problemlerden olduğunu söyledi.

Öztürk, midede yemekleri sindirebilmek için yüksek oranda asit bulunduğunu ifade etti.

Midedeki asidin yemek borusu, gırtlak, ağız ve burna kaçmasının ''larengofarengeal reflü'' olarak adlandırıldığını anlatan Öztürk, ''Reflü, sesini kötü kullanan kişilerde ses problemlerine yol açabilmektedir. Reflüye bağlı olarak ortaya çıkan şikayetlerin başında sık boğaz temizleme ihtiyacı, ses kısıklığı, boğazda bir şey varmış hissi, yutma güçlüğü, nefes almada güçlük, kesik kesik öksürük gelir'' diye konuştu.

Bazı hastalarda geceleri ortaya çıkan nefes darlığı ile uyanma ve ağızda kötü tat oluşumunun, reflü ile ilişkili olabileceğine dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:

''Hatta bu hastalar defalarca astım tedavisi de almış olabilirler. Seste kalınlaşma, kadınların seslerinin telefonda erkek sesi olarak algılanması, sesin çabuk yorulması, ses kısıklığı, çatallı ses çıkması, şarkıcı nodülü gibi gırtlağımız ile ilgili hastalıklar reflü ile ilişkili olabilir.''

Fast-food ve aşırı çay kahve reflüye neden oluyor

Hastalığın nedenlerine de değinen Öztürk, ''Düzensiz yemek alışkanlığı, fast-food, gece geç saatlerde yemek yeme, aşırı çay-kahve tüketimi, alkol, obezite ve stres, hastalığın en önemli nedenleri arasında sayılabilir. Reflü ses bozuklukları, kronik sinüzit, kulak hastalıklarının yanı sıra yemek borusu ve gırtlak kanserine de yol açabilmektedir'' diye konuştu.

Kusma, göğüs arkasında yanma, ağza acı su gelmesinin, hastalığın tipik belirtileri arasında yer aldığını vurgulayan Öztürk, şunları ifade etti:

''Tanı koymak için en çok kullanılan yöntem, mide asit salgısını azaltıcı ilaçlara başlanarak, şikayetlerin takip edilmesidir. 24 saatlik asit takibi, endoskopi faydalı yöntemlerdir. Özellikle beslenme ve hayat alışkanlıklarının değiştirilmesini hastalara önermekteyiz. Vatandaşlara, acı, ekşi, baharatlı ve salçalı yiyeceklerden, gazlı, kafeinli ve alkollü içeceklerden uzak durmalarını, yattıkları yatağın baş kısmını biraz yükseltmelerini, yatmadan 3 saat önce gıda tüketiminden kaçınılmalarını, çok dar giysileri tercih etmemelerini ve fazla kilolardan kurtulmalarını tavsiye ediyoruz.''

AA