Bütün hocalarımıza saygım sonsuz, velakin bu yazımda artık yazmalıyım diye düşündüm. Ramazan ayının bütün her şeyde olan bereketi ekranlarda gördüğümüz hocalara da sonuna kadar yansıyor ve bütün kanallarda birbirinden ünvanlı ve hoş sedalı hocalar boy gösteriyor. Dikkatimi cezbeden ve bu yazıya da beni itekleyen mesele ise sohbetlerde işlenen konular.

Her alanda olduğu gibi din alanında da hocaların mevzu seçiminde güncel olaylara ışık tutmaları gerektiği din gibi toplumları her alanda düzenleyen bir konuda konuşurken de bu hassasiyetlere dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yine bence hocaların asıl iştigal etmeleri gereken konu toplumu yanlış giden noktalarda nasıl olması gerektiğini dinin delil ve ispatları ile anlatmaları ve örneklerle işlemeleridir. Eğitim ve öğretimin temel adabı da budur diye düşünüyorum. Günlerdir bu konulardan birkaç tanesini de not alıyorum. Bakınız saatlerce durmadan kafa patlatılan konular;

-Uzayda namaz nasıl kılınacak?
-Kadın erkeklerin arasında namaz kılar mı?
-HZ. Yakup a.s. sabrı
-Hz. Yusuf a.s. güzelliği
-Cennette kaç huri düşüyor?
-Kadınlara da huri var mı?

Liste uzayıp gidiyor. Herkesin de kanalı değiştirmeden önce benin söylediğim başka konu mu kalmadı lafını söylediğini düşünerek bu yazıyı yazdım.

Günümüz Türkiye’sinde terör almış başını giderken, eşler arasında, anne baba ile çocuk arasında diyalog azalmış ve aile denilen toplumun çekirdeği derin yaralar almışken, birileri namaz kılan herkese düşman, birileri de namaz kılmayan herkese düşman iken, bir hoca da çıkıp toplumsal barışın din açısından değerlendirmesini yaparken duydunuz mu?

Ben duymadım…

Yada anneler babalar evlatlarınıza sahip çıkın onlara vatana ihanetin en olduğunu ve vatan denilen toprağın en demek olduğunu öğretin çünkü dinimiz açısından sıla önemlidir, dediğini duydunuz mu?

Ben duymadım

Bir hocanın da eşler arasında ki hukukun öneminden kadın ve erkeğin yuvalarında önce birbirine saygı duyması gerektiğinden dinin böyle emrettiğinden, yuva kavramına dinin verdiği önemden bahsettiğini duydunuz mu?

Ben duymadım

Çocuklarınızı kendine ve diğerlerine saygılı, hoşgörülü, dinleyen ve empati kuran bir nesil olmayı öğretin diyen bir hoca duydunuz mu?

Bugün siyaset denilen mefhumun toplumda bu kadar önemli olduğu bir zamanda asıl müminlerin emiri nasıl olunur? Anlatan bir hoca duydunuz mu?

Yada kul hakkı ile karşıma gelmeyen diye buyruğu olan bir dinin mensubu olmaktan nasıl gurur duyulması gerektiğini insanın ne kadar önemli olduğunu, insan hayatının ve onurunun ne kadar haklı gerekçelerle savunulduğunu olaylarla anlatan bir hoca duydunuz mu?

Veyahut kendine taşlar atılan bir liderin hem de dini liderin taş atanları helak edeyim diye koruma falan değil bizzat melek geldiği halde hayır onlar bilmiyorlar denilen bir liderin, yani peygamber a.s. hoşgörüsünü ve güzel bakışını merhametini yöneticilere, liderlere örnek olsun diye anlatan bir hoca gördünüz mü?

Bence yine bence diyorum biri hoca ise hakikat olan neyse, şartlar ne olursa olsun anlatması üstüne vazifedir. O zaman bizim ramazan hocaları en kötü haliyle iki sonuca yol açmaktadır ki bu toplum açısından çok tehlikelidir.

Birincisi toplumun özellikle dinle ilgili kesin ve açık bilgisi olmayan kesimini dinden daha da soğutuyor, dine ve dindara karşı olan önyargıyı körüklüyorlar. En büyük vebalde budur.

İkincisi ise dini konu ve çerçeve olarak başka şeylerle ilgilenmeyen sadece saçma sapan ayrıntılar ile uğraşan bir bilim haline getiriyorlar.

Sonuç olarak bu yazıyı yazdım bunu gören hocalar aaa biz ne yaptık derler mi bilinmez ama en azından bir fitili yakmış oldum. Çünkü bu programlara katılan kalabalıklar gösteriyor ki toplum vicdani olarak ve psikolojik açıdan doyacak kaynaklar aramaktadır. Toplumun psikolojik olarak aç olduğu sağlık bakanlığı psikiyatri istatistiklerinden de anlaşılabilir.

O zaman birbirimizi anlamak, anlaştırmak, kaynaştırmak açısından kanunların yetersiz kaldığı dönemde dinin en doğru şekilde anlatılması ve öğretilmesi elzemdir.

Vesselam