Değerli Aydınlılar,

Travma; Hayatımız düzgün akışında ilerlerken aniden meydana gelen, yaşamımızı alt üst eden, bizde dehşet, korku, endişe ve çaresizlik yaşatan olaylar psikolojik açıdan travmatik olaylardır. Kişi gerçek bir tehditle karşılaştığını algılamışsa, fiziksel zarar gördüyse veya tanık olduysa; bu esnada da aşırı derecede korku, çaresizlik ve dehşet hissetmişse bu durum kişi için travmatik bir yaşantı olarak tanımlanabilir. Başka bir değişle, eğer bir olayda kişinin yaşamına, vücudunun bütünlüğüne, yakınlarına bir tehdit söz konusu ise bu olay, yaşayan kişi için bir travmadır.(1) şeklinde tanımlanmış ve açıklanmış.

15 Temmuz kalkışması sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri herhalde en şiddetli travmalarından birini yaşıyor. Keza siyasetimiz. Millet ayrı bir travma yaşıyor. Bu arada yurt dışında Türkiye’ye ayrı bir imaj yükleme çalışması yapılıyor. Yaşananlardan etkilenmemek mümkün değil. Biz böyle bir psikolojik sorunu aşmak için ne yapıyoruz? Hayatımızın bütün yönleri ile etkileyen böyle bir olay karşısında normalleşme için nasıl adımlar atıyoruz. Beyanat vermekle her şey normal seyrine dönmüş oluyor mu? Günü kurtarmak, kısa vadeli düşünmek açılan yaranın kapanmasını sağlayacak mı? Türkiye’nin ekonomik duyarlılığına bir örnek olması açısından 15 Temmuz itibari ile Merkez bankamızın ilan ettiği Amerikan doları satış kuru 2.89 TL. 22 Temmuz 2016 ise 3.06 TL. Serbest piyasada bu kur 3.10 TL seviyelerine çıktı. Yurt içi yerleşiklerin bir açıklamaya göre 9,5, bir açıklamaya göre 2,5 milyar dolar bozdurup Türk Lirasına geçtiği yönünde. Peki, Türkiye’den ne kadar döviz çıkışı oldu da dolar kuru bir haftada böyle yükseldi? Bu tip örneklemeler yaşanan travma sonrası davranış kalıplarını analizi açısından son derece önemli. Travmalar insan davranışlarını bir uçtan bir uca savurma potansiyeline sahip. Tepkileri çok dikkatli izlemek ve hareket etmek gerektirir.

Farkında mıyız bilmiyoruz ancak ülkemizin atlattığı badireden sonra memlekete gelen gele Amerika Birleşik Devletleri Genel Kurmay başkanı gelecek. Ya hu yaşanan travmanın en spesifik örneklerinden biri Gazi Meclis’in saldırıya uğraması. Kimseden tık yok! Şimdi de “Türkiye Suriye olur mu “ tartışmaları dillendirilmeye çalışılıyor. Zannedersin kalkışma batı ülkelerinde oldu travmayı onlar geçiriyor.

Bu bağlamda Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın aşağıdaki uyarıları dikkatle okumanızı tavsiye ederim.

1-Dış çevrelerde Türkiye'deki darbe sürecine ilişkin planlı bir dezenformasyon ve kampanya var. Bu, bilgisizlikten kaynaklanmıyor. Bilinçli!

2- Özellikle NATO kanadından gelen açıklamalar kabul edilemez nitelikte. Anlaşılan darbe başarılı olsa bağırlarına basacaklarmış. 

3- Şimdi her birimize düşen bu algı operasyonuna karşı savaşmak ve daha demokratik bir Türkiye inşa ederek onları kendi kuyularına düşürmek!

4-Eli kalem tutan, dış dünyada söylediği dinlenen herkesin bu negatif imaja karşı çalışması gerekiyor. Kendimiz çalıp söylemeyi bırakmalıyız.

5- Türkiye şu anda içeriden çok dış operasyona duyarlı vaziyette. Güvenlik ya da ekonomik kaynaklı olabilir. Böyle imajlar boşa üretilmez! 

6- Dış tehditlere karşı mücadele düşmanlık üreterek olmaz. İttifakların tazelenmesi, yeni koşullara uyarlanması ilk adımdır. Diplomasi zamanı!

7- Kazanan masaya güçlü oturur; biz cephede kazandık ama masada kaybetmemeyi başarmalıyız. En büyük silahımız Demokratik Türkiye olacak!

Durumun hassasiyeti ve yapılabilecekler net olarak ortaya konulmuş.Şimdi şuna karar verelim.Günü mü kurtaracağız yarınımızı mı?

 

(1) http://www.psikolojistanbul.com/