Ergenekon"un 12. dalgasında gözaltına alınarak 3 gün polis nezaretinde tutulan 10 üniversite öğrencisinden üçü, yaşadıklarını Milliyet"e anlattı. Ceren Ertürk, profesörlerle aynı nezarette olmanın ilginç bir duygu olduğunu söyledi

Ergenekon"un 12. dalgasında gözaltına alınarak 3 gün polis nezaretinde tutulanlar arasında Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği"nden (ÇYDD) burs alan 8"i kız, 10 üniversite öğrencisi de vardı. lk kez gözaltı, polis sorgusu ve nezarethane gören üniversiteli gençler, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı"ndaki sorgularının ardından önceki gün serbest bırakıldı ve içlerinden üçü, yaşadıkları o “üç günü” Milliyet"e anlattı.
Ceren Ertürk, Ayşe Ezgi Dilek ve Sibel Kanneci, iki yıldır Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi ve son dört aydır da ÇEV"den aylık 150 lira burs alıyorlar. Kanneci ve Ertürk İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf, Dilek ise İstanbul Üniversitesi Matematik Öğretmenliği 3. sınıfta okuyor.

"Ders notlarını da aldılar"
Ergenekon" un bir tertip olduğunu, kendilerinin de Atatürkçü ve ulusal değerlere sahip çıkan üniversite gençliği oldukları için gözaltına alındıklarını savunan üniversiteli gençler, “Gençlik üniversitelerde Atatürkçü düşüncede birleşiyor, bize yapılanlar buna "dur" demek içindi” diyor.
Ergenekon"dan gözaltına alındığını öğrendiğinde hiç şaşırmadığını söyleyen Sibel Kanneci, “13 Nisan"da 07.30"daki operasyonda bizi de gözaltına aldıklarında, arkadaşımla birlikteydik. Kapımızı çalan polis, "Ergenekon terör örgütüne üye olmak ve yardım etmek"ten bizi gözaltına aldıklarını söyledi. Ders notlarını, müzik CD"lerini, filmleri delil olabileceğini düşünerek aldılar” dedi.
Gözaltında 6 metrekarelik küçük bir hücrede kaldıklarını anlatan Kanneci, şöyle devam etti:
“Ergenekon"un bir tertip olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca TGB üyesiyiz. 1 Temmuz"da başkanımız Adnan Türkkan da gözaltına alınmıştı ve ikinci Ergenekon iddianamesinde TGB de vardı. Bu yüzden arkadaşım da ben de durumu yadırgamadık, şaşırmadık. Polis de olumluydu, ters bir hareketlerini görmedik.”
Aynı zamanda ev arkadaşı olan Dilek ile Ertürk daha geç saatlerde gözaltına alınmış. Sınavı olduğu için, operasyonun başladığı saatten yarım saat önce evden çıktığını söyleyen Dilek, şunları anlattı:
“Sınav sonrası ÇYDD"ye baskın düzenlendiğini öğrenince bir grup arkadaşımla protesto için derneğin önüne gitmiştik. İkindiye doğru TGB"nin Galatasaray"daki ofisine gidip televizyondan gelişmeleri izlerken sivil polis olduğunu söyleyen iki kişi "İfadenizi almamız için emniyete gitmemiz gerek" dedi. Ergenekon demekten çekindiler. "Niye?" dedim, "Sabah izlemişsinizdir olayları, o kapsamda" dediler. Emniyete gittiğimde hemen üzerim arandı ve beni nezarethaneye soktular.

"Hocalarımın karşısındaydım"
İçeride, karşımda üniversite hocam Prof. Dr. Cihan Demirci"yi görünce çok şaşırdım. Herkes şoktaydı. Sanırım ilk günümüz neden orada olduğumuzu düşünerek geçti. Nezarethanede üç öğrenci, dört hoca yedi kişiydik. Hocalarımın karşısında rahat davranmak da güçtü, saygı duyduğumuz, örnek insanlarla birlikte nezarethanede olmak ilginç bir duyguydu.”
Ceren Ertürk ev arkadaşı Ezgi"nin aksine o gün 14.30"da Üsküdar"daki evlerine dönmiş. Ertürk, “Ders çalışıyordum, polisi karşımda görünce çok şaşırdım, daha önce hiç gözaltına alınmamıştım. Evdeki ders ve çeşitli konferanslarda tuttuğum notları topladılar. Benim bilgisayarım yok, ama Ezgi"ninkini delil olabilir diye aldılar. ÇYDD üyesi profesörlerin de olduğu nezarethanede başta tek öğrenci bendim, bana "anne" şefkati gösterdiler, uyurken üstümü örttüler” dedi.

Milliyet