Merkez Bankası Para Politikası Kurulunca (PPK), ''Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesinin, ülkenin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyeceği belirtilerek, yeni Orta Vadeli Program'ın bu doğrultuda hazırlanması ve Avrupa Birliği müktesebatının gerektirdiği yapısal düzenlemelerin devamının büyük önem taşıdığı ifade edildi.
 
Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 23 Ağustos'ta gerçekleştirdiği toplantının özetine göre, Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,41 oranında azalırken, yıllık enflasyon Temmuz Enflasyon Raporunda da öngörüldüğü şekilde sınırlı bir oranda artarak yüzde 6,31'e çıktı. Bu dönemde temel mal (gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın dışında kalan mallar) grubu enflasyonu yatay seyrederken, hizmet grubu fiyatlarının yıllık artış oranı yükseldi. Bu çerçevede, temel enflasyon göstergeleri de artmaya devam etti.
 
Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 7,65;e gerilerken, işlenmemiş gıda fiyatları, sebze ve et fiyatlarındaki artışa karşın meyve fiyatlarındaki düşüş sonucunda yüzde 3,65 oranında azaldı.
 
İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek ve tahıllar grubu fiyatları ile işlenmiş et fiyatları yükseldi. Ayrıca, katı ve sıvı yağ fiyatlarındaki artış eğilimi sürerken, şeker fiyatlarında da artış kaydedildi. Bu gelişmelere bağlı olarak, işlenmiş gıda grubunda yıllık enflasyon yüzde 8,25;e yükseldi. İşlenmiş gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimin Ağustos ayında da sürebileceği tahmin ediliyor.
 
Hizmet fiyatlarının da değerlendirildiği kurul toplantısının özetine göre, hizmet fiyatları Temmuz ayında yüzde 0,74 oranında artarken, yıllık hizmet enflasyonu yüzde 5,39'a yükseldi. Bu dönemde akaryakıt fiyatlarının yansımalarıyla ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki artış devam etti. Bu grupta fiyat artışının önümüzdeki dönemde de süreceği öngörülüyor.
 
Kiralar ılımlı yükseliş eğilimini korurken, paket tur fiyatlarında yüksek bir artış kaydedildi. Bu gelişmelere bağlı olarak hizmet enflasyonunun ana eğiliminde sınırlı bir yükseliş gözlendi.
 
Temel mal grubu yıllık enflasyonunda son dönemlerde gözlenen artış eğilimi Temmuz ayında durakladı. Yıllık enflasyon giyim grubunda artış eğilimini korurken, dayanıklı mal (altın hariç) grubunda geriledi. Aylık bazda ise mobilya fiyatlarında artışlar gözlenirken, beyaz eşya fiyatlarında azalış kaydedildi. Diğer taraftan Kurul, döviz kuru gelişmelerinin yansımalarıyla kısa vadede grup enflasyonunda geçici artışlar gözlenebileceğini not etti.
 
Kurul toplantı özetinde, hizmet ve temel mallardaki görünüm çerçevesinde temel fiyat göstergelerinin yıllık artış oranları Temmuz ayında yükseldiği, mevsimsellikten arındırılmış verilerin yakın dönemde ana eğilimin aşağı yönlü olduğuna işaret ettiği vurgulandı. Toplantı özetine göre, döviz kurundaki hareketlerin yansımalarına bağlı olarak, Ağustos ayında temel enflasyonun bir miktar artış göstereceği tahmin ediliyor.
 
ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR
 
Son dönemde açıklanan veriler, Kurul;un küresel büyümenin giderek hız kaybettiği yönündeki tespitini teyit ettiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
 
''Bu doğrultuda dış talep zayıf seyrini korumaktadır. Euro bölgesi merkez ülkelerinde ikinci çeyrek büyümesi beklentilerin altında gerçekleşirken Temmuz ayına ilişkin PMI verileri daha da olumsuzlaşan bir görünüm arz etmektedir. Ayrıca, ABD ekonomisi için çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan kısa ve orta vadeli büyüme tahminlerinde de aşağı yönlü güncellemeler görülmektedir. Kurul, Ağustos ayında yaşanan gelişmelerle birlikte dış dünya büyümesine ilişkin görünümün giderek kötüleştiğini belirtmiştir. Kurul üyeleri döviz kuru hareketlerinin sağladığı rekabet avantajına rağmen küresel gelişmelerin dış talebi sınırlamaya devam edeceğini ifade etmiştir.
 
İktisadi faaliyete ilişkin yavaşlama sinyalleri giderek güçlenmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle sanayi üretimi Haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,9 oranında azalarak beş ay üst üste düşüş kaydetmiştir. Şubat ayından itibaren düşüş eğilimine giren kapasite kullanım oranındaki yavaşlama eğilimi Temmuz ayında daha da güçlenmiş ve Ocak ayına kıyasla birikimli düşüş 4 puana yaklaşmıştır. Öncü gösterge niteliğindeki sipariş beklentilerinin Temmuz ayındaki seyri, imalat sanayi faaliyetinin yılın üçüncü çeyreğinde de zayıf seyrini koruyabileceği yönünde sinyal vermektedir.''
 
Özette yurt içi nihai talepte yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğiliminin sürdüğü, Ağustos ayına ilişkin öncü göstergelerin tüketici güveninde süregelen zayıflamanın belirginleştiğine işaret ettiği vurgulandı.
 
Bu dönemde yatırım eğiliminin de uzun bir aradan sonra ilk defa yavaşladığının gözlendiğine işaret edilen özette, ''Temmuz ayında bir önceki çeyrek ortalamasının altında seyreden otomobil ve hafif ticari araç yurt içi satışlarının, Türk lirasındaki değer kaybına paralel olarak, zayıflamaya devam etmesi beklenmektedir. Bütün bu gelişmeler, yurtiçi talepteki yavaşlamanın derinleşebileceği yönünde sinyal vermektedir. İşsizlik oranları kriz öncesi seviyelerinde seyretmektedir. Bununla birlikte, Mayıs döneminde mevsimsellikten arındırılmış sanayi istihdamının gerilemesiyle tarım dışı istihdam artışı yavaşlamış ve işsizlik oranları bir önceki çeyreğe göre bir miktar artış göstermiştir. Öncü göstergeler istihdamdaki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte de süreceğine işaret etmektedir'' ifadelerine yer verildi.
 
PARA POLİTİKASI VE RİSKLER
 
Toplantı özetine göre, Kurul üyeleri, döviz kuru hareketleri nedeniyle enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporunda öngörülen seviyelerin geçici olarak bir miktar üzerinde seyredebileceğine dikkati çekerken, temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki yükselişin de bir müddet daha sürebileceğini hatırlattı. Bununla birlikte, iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle, döviz kurundan kaynaklanan fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve enflasyondaki yükselişin geçici olması beklendiğini belirten Kurul üyeleri, bu doğrultuda yıl sonundan itibaren temel enflasyon göstergelerinin tekrar düşüş eğilimine gireceği tahmininde bulundu. 
Kurul, 2012 yıl sonunda ise enflasyon görünümünün yüzde 5 hedefi ile uyumlu olduğunu vurguladı.
 
Kurul, iktisadi faaliyetin giderek yavaşladığı ve makro finansal risklerin sürdüğü bir konjonktürde enflasyondaki geçici fiyat hareketlerine tepki vermenin uygun olmayacağı değerlendirmesinde bulundu. Bununla birlikte, enflasyon beklentilerinin yakından izlenmesinin ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedeflere ulaşılmasını engelleyecek bir bozulma gözlenmesi halinde gerekli tedbirlerin alınmasının önemli olduğu ifade edilen Kurul toplantısında, gerek kredilerde ve yurt içi talepte gözlenen yavaşlama gerekse döviz kuru hareketleri iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunduğu tespiti yapıldı.
 
Kredilerin artış hızının bütün alt kalemlerde gerilemeye devam ettiğine, özellikle ihtiyaç kredilerindeki ivme kaybının dikkati çektiğini ifade eden Kurul, ayrıca, döviz kurundaki birikimli hareketlerin yılın ikinci yarısında ithalat talebini belirgin biçimde sınırlayacağı öngörüsünde bulundu. Önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesinde kayda değer bir iyileşme olacağı tahmininde de bulunulan toplantı özetinde şunlar kaydedildi:
 
''Cari işlemler dengesinin ana eğiliminin sağlıklı olarak izlenebilmesi için mevsimsellikten arındırılmış aylık verilerin takip edilmesinin gerektiği tekrar vurgulanmıştır. Bununla birlikte Kurul üyeleri, orta ve uzun vadede cari işlemler dengesinin kalıcı olarak makul düzeylerde tutulabilmesi için verimliliği ve tasarrufları artırıcı yapısal düzenlemelerin önemine dikkati çekmiştir.
 
Kurul, 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantısında alınan önlemlerle ekonomimiz üzerindeki aşağı yönlü risklerin bu aşamada dengelenmiş olduğunu teyit ederek bu toplantıda politika araçlarında değişikliğe gidilmemesi konusunda mutabık kalmıştır. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından izlenmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önem taşıdığı belirtilmiştir. Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurgulamıştır.
 
Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edecektir. Bu süreçte Merkez Bankası ve diğer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkatle değerlendirilecektir. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecektir. Mali disiplinin devamı aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Yeni Orta Vadeli Program'ın bu doğrultuda hazırlanması ve Avrupa Birliği müktesebatının gerektirdiği yapısal düzenlemelerin devamı büyük önem taşımaktadır.''