Türk sanat müziğinin ünlü ismi Umut Akyürek son albümü 'Sinha'yı piyasaya çıkardı. Sanatçının sürekli kendisini yenilemesi gerektiğini söyleyen Akyürek'le; son albümünü ve kariyerini konuştuk.
'Sinha'dan bahseder misiniz?
Türk müziği sanatçısı olduğum için; herkes benden sanat müziği albümü bekliyordu ama ben hiçbir kategoriye sokamadığım, dünya müziği tarzında bir albüm çıkardım. Hem doğu, hem de batı motifleri taşıyor. Yakın zamanda çok iddialı bir remiks çalışmamız da olacak. Dünyaca ünlü DJ'lerle çok farklı bir projemiz olacak. Sanatçı hiçbir zaman yerinde saymamalıdır.

İDDİALI BİR REMİKS PROJESİ
Türk Sanat Müziği türündeki bir besteye remiks yapılması sizce doğru mudur?
Türk müziğinde geleneksel çizgiyi muhafaza etmekten yanayım. Sanat müziğini hiç bir zaman sulandırmamak lazım ama sanatçının farklı tarzlarda da bir şeyler yapması gerekiyor. Ben de bunu yapabildiğimi düşünüyorum. Remiks çalışmasında da birkaç farklı şarkı üzerinde duruyoruz. Belki tangovari bir şey olabilir. Tabii ki; bir Selahattin Pınar'ın şarkısına remiks yapamayız.
Popçulardan kimin Türk sanat müziği söylemesini istersiniz?
Tabii ki Tarkan'ın! Tarkan'la musiki cemiyetinden tanışıyoruz. Türk müziği korosuna geliyordu, alt yapısı var. Hatta geçen gün karşılaştığımızda ona da "Niye Türk müziği albümü yapmıyorsun?" diye sordum. O kadar mütevazı ki; çevresi bu konuda olgunlaşması gerektiğini söylüyormuş.

SANAT MÜZİĞİNDE KISIR DÖNGÜ
Sizin klasik Türk sanat müziği sanatçılarından ayrılan bir haliniz var, öyle değil mi?
1970'li yıllarda Emel Sayın, Seçil Heper ve Muazzez Abacı gerçekten assolistlik kavramının içini çok fazla dolduran isimlerdi. Hem görsel, hem de müzikal olarak. Ancak sonrasında TRT sanatçıları kabuklarına çekildi. Uzun bir dönem de çok fazla çıkış yapabilen isim olmadı. 'Ben TRT sanatçısıyım şarkımı söylerim, çekilirim" dememek lazım. Görsel olarak da özenli olunmalı.
Sanat müziğinde niye kısır döngü var?
Evet, dönüp dönüp eskimeyen eserler okunuyor. Bestekâr konusunda da kısır bir döngü yaşıyoruz, güzel şarkılar çıkmıyor. Çünkü artık aşk da aşk gibi değil, fedakarlıklar yok. İhanet almış başına gidiyor. Dolayısıyla da toplumun hayat görüşü yansıyor şarkılara. "Bittim, yandım!" diyen yok şarkılarda; "Daha iyisini bulurum" gibi sözler var. O ruhu yaşayan bestekâr az olduğu için de, eski şarkılar gibi sözler çıkmıyor. Popüler şarkılar çok fos, içleri de boş!

POLEMİKLERE BENİ ZORLA ÇEKİYORLAR
 Siz kimleri dinlersiniz?
 Gönül Akkor'u çok severim; müthiş bir ses. Nesrin Sipahi, Mustafa Sağyaşar, Ahmet Özhan, Yonca Lodi, Burcu Güneş ve Sezen Aksu'yu da çok severim.

HIRSLARIM YOKTUR!
Çok fazla polemiklere girmeyi tercih etmeyen birisiniz, öyle değil mi?
Evet ama bazen beni zorla çekiyorlar, cevap vermek durumunda kalıyorum. Ben kimseyi kırmak istemem. Haberim çıksın diye hırslarım yoktur. Allah şaşırtmasın, hiç hoş şeyler değil bunlar! Yapanlara da bir şey demiyorum ama ben hoşlanmıyorum. Bir şeyler üretip onunla ilgili konuşmak lazım.

GÖZÜMÜ EŞİMLE AÇTIM BİZ 18 YILDIR BİRLİKTEYİZ
 Eşiniz Oktay Ertuğrul da radyo sanatçısı. İki sanatçının aynı evi paylaşması nasıl bir duygu?
Her evlilikte tabii ki tartışmalar olur. Biz 18 senedir birlikteyiz; konservatuvarda da birlikteydik. Gözümü eşimle açtım diyebilirim. Herkesin evliliğinin iyi olmasını isterim. "Ben sanatçıyım" derseniz, evliliğiniz hiç yürümez. Biz "Konservatuar bitsin, albüm yapalım" demedik. "Birbirimizi bulmuşken, kaybetmeyelim" dedik. Şöhret geçicidir. İnsan yaş aldıkça anlıyor başka şeylerin derinliğini... Kalıcı olan eşinizdir, çocuğunuzdur, akrabalarınızdır!