Antalya'da görevli polis memuru Fatih Erdoğan gittiği kursta kullandığı ''delta kanat''ıyla yaklaşık 10 metre yükseklikten düşerek ağır yaralanmasının ardından kaldırıldığı hastanede 4 gün kontrol altında kaldı.

9 gün sonra fenalaşması üzerine kaldırıldığı hastanede diyaframında yırtık olduğu tespit edilen Erdoğan'ın, yapılan ameliyatın ardından yoğun bakımda 8 gün yaşam mücadelesi verdikten sonra beyin ölümü gerçekleşti.

Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 28 yaşındaki polis memuru Fatih Erdoğan, Türk Hava Kurumu'nun açtığı ''delta kanat'' kursuna katıldı. Bir süre teorik eğitim aldıktan sonra uygulama eğitimine geçen Erdoğan, 10 Mayıs'ta delta kanadıyla üçüncü uçuşunda rüzgarın ters esmesi sonucu yaklaşık 10 metre yükseklikten düştü.

Arkadaşlarının çağırdığı ambulans ile Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Erdoğan'ın beyninde ödem olduğu, leğen kemiği ve kaburgasında ise kırık bulunduğu tespit edildi. Hastanenin beyin cerrahi servisinde 4 gün kontrol altında tutulan, beyin ödemi ve kırıklarla ilgili tedavisi yapılan Erdoğan, daha sonra taburcu edildi.

Taburcu edildikten 9 gün sonra fenalaşan Erdoğan, yeniden Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Yapılan kontrollerde diyaframında yırtık tespit edilen Erdoğan, ameliyata alındı. Yoğun bakımda 8 gün kalan Erdoğan'ın beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine ailesi, organlarını bağışlama kararı aldı.

Aile, Fatih Erdoğan'ın ölümünde hastanenin ihmali olduğunu da iddia etti.

AMELİYAT GEÇ YAPILDI İDDİASI

Fatih Erdoğan'ın öğretmen olan kardeşi Hilmi Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, kardeşinin taburcu edilmesinin ardından dayanılmaz ağrılar çektiğini belirterek, ''Doktorlar kardeşim için 'Bir şeyi yok. Ağrıları normal, biz gerekeni yaptık. Kırıklar kendi kaynayacak' diyerek taburcu ettiler. Ağrılarının geçmemesi üzerine taburcu olduktan 2 gün sonra Atatürk Devlet Hastanesi'ne götürdük. Ama burada da 'kırıklar nedeniyle ağrı çekiyor' denildi. Özel bir hastaneye götürdük, yine aynı cevabı aldık'' dedi.

Kardeşinin sürekli sağ omzu ve kalbinin ağrıdığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Taburcu olduktan 9 gün sonra fenalaşınca tekrar Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne gittik. Burada yapılan kontrol sonucunda diyaframında yırtık tespit edildi. Gece 03.00 sıralarında ameliyat kararı alındı. Ameliyatı yapacak hastane başhekimi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan çağrıldı. Başhekim, acil servis doktoruna 'Yoğun bakıma kaldırın, ben gelip ameliyat edeceğim' demiş. Sabah 10.00 sıralarında kardeşimin yoğun bakımda kalbi durdu. Başhekim Erdoğan, kalbi durduktan sonra hastaneye gelip kardeşimi ameliyata aldı. Kalbini yeniden çalıştırdılar. 'Neden diyaframdaki yırtık daha önce tespit edilemedi? Acil yapılması gereken ameliyat için neden o kadar beklendi. Kalbi kaç dakika durdu?' gibi sorulara cevap bulamıyoruz.''

ORGANLARI BAĞIŞLANACAK

Ameliyatın ardından 8 gün yoğun bakımda kalan kardeşinin beyin ölümünün gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, kardeşinin ihmaller nedeniyle hayatını kaybettiğini ileri sürdü.

İnsan hayatının bu kadar basit olmaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, ''İnsanlar artık bu tür ihmaller yüzünden ölmesin. Kardeşim Tunceli'de, terör bölgesinde görev yaptı. Oradan sağ salim geldi, ancak memleketinde ihmalden dolayı öldü. Sorumluların cezalandırılması istiyoruz. Bu nedenle YÖK'e başvuracağız'' diye konuştu.

Kardeşinin ölümünün ardından organlarını bağışlama kararı aldıklarını belirten Erdoğan, ''İnsanların sağlığına kavuşmasına vesile olmak bize mutluluk verecek. Başka birileri hayat bulursa içimiz ferahlayacak'' dedi.

Anne Keziban Erdoğan da, oğlunun acısına dayanamadığını dile getirerek, ''Eşimi de 2 ay önce kolon kanseri nedeniyle kaybettim. 2 ayda 2 büyük acı yaşadım. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum'' diye konuştu.

HASTANE İDDİA İLE İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATTI

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan ise, hastanın hastanelerinde yattığı sürede karın ağrısı olduğunu, ilgili bölümlerin ağrının neden kaynaklandığına bakması gerektiğini ifade etti.

Erdoğan, ''Bu bir hatadır. Doktorlar 'Karın ağrısını tramvaya bağladık, bu nedenle başka bölümlere sevkine ihtiyaç duymadık' dedi. Bununla ilgili soruşturma başlattık. Soruşturma, hastanın karın ağrısı şikayeti olmasına rağmen bunun tramvaya bağlanıp taburcu edilmesine yönelik. Bunu araştırıyoruz'' diye konuştu.

Hastanın ölümünden kendilerinin de üzüntü duyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle dedi:

''Hasta tekrar hastanemize gelince ameliyat kararı vermedik, yatış kararı verdik. Yapacağımız ameliyat acil olan bir ameliyat değildi. Ama kalbinin çalışması yavaşlayınca acil ameliyata aldık. Kalbi daha önce değil, ameliyatta durdu. Bunun üzerine kalbin zarını açıp masaj yaptım, kalbi çalıştırdım.

'Ameliyata geç gelindi' diye bir durum yok, zaten acil ameliyat kararı alınmamıştı. Hastanın midesi, diyaframdaki yırtık nedeniyle göğsüne geçmiş durumdaydı. Ameliyatın ardından hastanın kalbi çalışmıştı, uyandığında iyi bir sonuç bekliyordum. Ancak ameliyattan sonra hastayı uyandıramadık. Uyanmaması beyin hasarını gösteriyor. Ölüm nedeninin netleşmesi için otopsi yapılması lazım. 'Hasta ameliyata geç alındığı için öldü' diye bir şey kesinlikle söylenemez.''