Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Silvan saldırısının ardından, terörle mücadele ve iç güvenlikte polise daha etkin rol verileceği yönündeki açıklaması, tartışma yaŞattı. Erdoğan'a hak verip 'Kır Polisi kurulmasını' öneren de var. Bu tartışmanın 'askeri rencide edeceğini' düşünenler de var.
 
Eski Emniyet Genel Müdürü Saffet Arıkan Bedük: Nizami ordu birlikleriyle gerilla eğitimi görmüş terör örgütleriyle mücadele etmek zordur. O nedenle benim Emniyet Genel Müdürlüğüm sırasında Özel Harekat Birliği'ni kurduk. Türkiye genelinde güvenliği sağlamakla görevli emniyet teşkilatının kırsal bölümünün de kurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Yani Kır Polisi. Bu, hem Turgut Özal'ın hem de DYP'nin projeleri arasında vardı. Tabii ki jandarma da bu konuda başarılı hizmetler vermiştir.
 
Askeri rencide eder
- Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen: Burada kastedilen kırsalda polise görev vermekse bu zor bir proje. Çünkü bu mücadelede gerektiğinde TSK helikopterlerle, zaman zaman savaş uçaklarıyla ağır silahlar kullanıyor. Polise kırsalda görev verirseniz ikinci bir silahlı kuvvetler üretmiş olursunuz.
-  Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç: Ne kastedildiği belli değil. Pat diye bir düzenden başka bir düzene geçiş öyle kolay olmaz. Mücadele içerisinde mutlaka kayıplar vardır, bunlar yaşanacaktır. Ama bıkkın olmamak lazım. Hemen birtakım değişiklik düşünceleri, psikolojik bakımdan bu mücadelenin içinde olan insanları rencide eder, moral bozukluğuna sebep olabilir. Düşünmeden taşınmadan yapılan açıklamalar, yeni fikirler çok fayda getirmez diye düşünüyorum.
 
KIRILMA NOKTASI SİLVAN
Başbakan Erdoğan, KKTC dönüşü yaptığı açıklamada, 13 askerin şehit olduğu Silvan saldırısının 'Kırılma noktası' olduğu mesajını vermiş ve şunları söylemişti: 
Terörle mücadele çerçevesinde iç güvenlikte polisin kullanılmasıyla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bölgelerin hassasiyetine göre bu konuda adım atılacak.
 
Gönüllü yapılar esas olmalı
- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Bugün Türkiye'de herkes yeni askerliğini yapmış 20 yaşındakini delikanlının tecrübesiyle oradaki mücadelede ne kadar netice alındığını tartışıyor. Bu mücadelenin gönüllü yapılarla sürdürülmesi daha uygun olur. Herkes bu konudaki mücadelenin profesyonel yapılarla, asker dışındaki bir yapıyla devam etmesini arzu ediyor. Çünkü askere giden kişi, vatani hizmetini yapıyor. Gönüllülük esası yok. Süreyle sınırlı. Anne baba da evladını emanet ederken, vatan hizmetini yapsın diye emanet ediyor. Terörle mücadelede başka ülkelerin de deneyimleri var. O tecrübeleri görmemiz lazım. Daha etkin bir mücadele için, farklı yapılara ihtiyaç varsa bunu tartışmak ve en faydalı yapı hangisiyse hayata geçirmek konusunda gerekeni yapmak lazım. Milletin bize verdiği sorumluluk onu gerektiriyor. 
- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Son olaylar gösterdi ki, alanda daha etkin çalışabilecek yeni argümanlara ihtiyaç var. Bu konuda devletin üst katında tam bir beraberlik içerisindeyiz. Hem MGK açısından hem de hükümetimizin bu aldığı kararlar bakımından terörle mücadelenin daha netice alıcı bir noktada olmasını hepimiz arzu ediyoruz. Yoksa (asker tamamen çekilecek, onların yerine polis görevlendirilecek) anlamına gelecek sözü kimse söylemedi. 
-  Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: Kendi aramızda farklı analizlerimiz var. Bu, hem güvenlik boyutuyla ilgili, hem milli birlik, beraberlik, kardeşlik projesi. Ekonomik boyutu demokratikleşme, insan hakları boyutu... 
En önemli farkımız sadece güvenlik boyutunu öne alan yaklaşımlardan kaçındık.
- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin: Terörle mücadelede zaman içerisinde ve yakın zamanda yapısal ve yönteme ilişkin birtakım yenilikler olacaktır. Bu yapıda ve yöntemde ne asker dışarıya alınmıştır ne de polis tamamen işin içine dahil edilmiştir. Bu da bizim bakanlık olarak geliştirdiğimiz bir çalışma yönetimidir. Sertleşme diye bir şey yok. Gereğini daha düzgün, daha az zayiatla sıfır zayiatla bu memleketin huzurun sağlama çalışmasıdır.
 
İlk sinyal komisyonda
Terörle mücadelede öngörülen değişikliklerin ilk sinyali 24. yasama döneminin başladığı günlerde verilmişti.
 
Zira TBMM ihtisas komisyonları belirlenirken, AK Partili üyeler açısından yeni bir durum yaşanmıştı. Başkanlığı'na eski Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal'ın seçildiği Milli Savunma Komisyonu'ndan bir gün sonra 3 çekilme kararı gelmişti. Bunlardan biri de emekli Hava Tümgeneral ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'dı. Ünal, istifasıyla ilgili 'Talip olmadığım bir görevdi. İrade dışı bu görevlendirmeyi istifa ederek düzelttim. İstemediğim bir görevde kalmamın anlamı yok' dedi.
 
Asker ve polis koordineli çalışırsa sonuç alınır
 
Eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan: PKK, bugün markalaşmış vaziyette. Hem siyasi, hem ekonomik hem de mali anlamda. Masaya oturmuş bir PKK var. Şehit adedi yükselince 'Şunu yapacağız, bunu yapacağız' söylemleriyle hem kendilerini hem halkı aldatıyorlar hem de hiçbir şey yapmıyorlar. Bana göre 13 şehitten sonra iktidar, muhalefeti de toplayıp Meclis'i tatile göndermemeliydi. Devletin gücünü kullanmayan iktidar ve muhalefet bana göre tutsak vaziyette. 
- Prof. Sedat Laçiner: Terörle mücadelede TSK'nın kullanılması hataylıydı. Yeni dönemde polis yeniden yapılandırılarak daha aktif olmalı. Milli istihbarat teşkilatına yeni operasyon yetkileri verilerek terörle mücadeleye katılmalı. Jandarma, askeri özelliklerinden çıkıp kırsal kesim polisi haline gelmeli. Ayrıca sınırların güvenliği için de yeni bir yapılanma oluşturulmalı. Herkes kendi doğal rolüne dönmeli.
- Strateji Uzmanı Hüseyin Beyazıt: Terör faaliyetleri şehirlere kaydı. Askerin yapılanması daha çok sıcak çatışmalara yönelik. Polis, halkla daha iç içe olduğu için özellikle terörün şehir yapılanmasıyla mücadelede daha etkin rol alabiliyor. Bu, topyekun bir mücadeledir. Polis ve askerin koordineli çalışmasıyla terörle mücadelede mesafe alınabilir. Artık yeni bir özel kuvvet anlayışına polisin de dahil
edilmesi gerek. 
- Terör uzmanı Ercan Çitlioğlu: Terörle silahlı mücadeleyi yasal düzenlemeye göre yapmakla görevli iki kurum vardır. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı. Bu bağlamda polise terörle mücadele daha fazla insiyatif tanınarak görev ve yetkilerinin yeniden düzenlemesi olumlu bir adım ve girişim olarak değerlendirilebilinir.
 
Orduya yönelik eleştiriler azalır
- Prof. Deniz Ülke Arıboğan: Terörle mücadelede özel birliklerin oluşturulması uzun zamandır gündemde. Önceki tecrübenin olumsuzluğu, modelin değil yönetimin yanlışlarından kaynaklalanıyor. Burada savaşkan gücün TSK 
yerine İçişleri Bakanlığı'na bırakılması, orduya yönelik eleştirileri azaltır. Ordunun görevi iç güvenlikten, potansiyel çatışmalarla çevrili coğrafi alanımızın askeri tehditlere karşı korunmasına kaydırılır.
 
'İç güvenlik TSK'nın işi'
- CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi: TBMM kapanmadan sevk edilen tasarı yasalaştı. 50 bin kişilik profesyonel ordu, terörle mücadelede görev alacak. Bunları bir kenara bırakıp terörle mücadelede polis görev alacak demek çelişkili bir durum. Polis tabii ki güçlü olmak zorunda. Ama tabiatı gereği silahlı kuvvetlerin alternatifi olamaz. 
-  MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Türkiye, stratejik taktik ve teknik anlamıyla maalesef terörle mücadeleden vazgeçmiştir. Şimdi asker mi, polis mi?... Bu yaklaşımlar, Bakanlar Kurulu, AK PARTİ ve hükümetin sorumluluktan kaçarak, sorumluluğu asker ya da polise havale etme anlayışından kaynaklanıyor.
 
akşam