PKK terörü nasıl bitecek? Ya da minimize edilecek? Son dönemde yaşananlara bakıldığında belirsiz bir sürece girildiği bir gerçek. AK Parti ve CHP, terör sorununda sırt sırta vermek durumunda. Neden mi?
PKK'nın ilk eylemini yaptığı 1984'ten bu yana sorun zincirleme hatalarla kartopu misali büyüyor. Çözüm için "her yol" masaya getiriliyor. İç ve dış gelişmeler, PKK'yı hedefinden saptırmayacağı izlenimini doğuruyor. Önce sorunun Türkiye ayağına gözatalım.
EZBER BOZAN ÖNERİLER GELİR Mİ?
Kılıçdaroğlu'nun terör ya da Kürt sorunu için milli mutabakat arayışının içi henüz dolmuş değil. Sürecin sonradan şekillenmesinden yana. Ancak gelen sinyaller Kılıçdaroğlu'nun kafasındaki düşünce BDP-İmralı-DTK-Kandil hattının beklentilerinden çok daha farklı. Eski ve yeni CHP arasında "denge" gözeten Kılıçdaroğlu, terör sorununda da farklı bir yol izlemeyecek gibi. CHP'li eski vekil ve emekli diplomat Şükrü Elekdağ'a rapor hazırlatan Kılıçdaroğlu'na sunulacak dosyadan "aykırı önerilerin" çıkmayacağı dile getiriliyor.
HÜKÜMETTEN NE KADAR FRAKLI OLABİLİR?
CHP tabanın geçtiği oturduğu "fay hattını" kırmayı göze alamadığını gösteriyor. Bu durum CHP'nin değil genel olarak Türk kamuoyunun yumaşak karnı aslında. Peki Kılıçdaroğlu'nun "Toplumsal Mutabakat Komisyonu" ile sorunun çözümü formülü tutar mı? Bardağın dolu tarafına bakıldığında AK Parti ve CHP'nin oyu yüzde 75'le geliyor. Boş tarafında ise bu sorunun "uç" tarafında yer alan MHP ve BDP'nin mutabakatta olmaması yer alıyor. BDP'nin bu sürece dahil olması PKK'nın "vize" vermesiyle mümkün.
AB YEREL YÖNETİMLER ŞARTI
Muhatap alınmayan PKK'dan savaş baltalarını toprağa gömmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği "AB Yerel Yönetimler Şartı" ile Kandil'in dilindeki "demokratik özerklik" arasında uçurumun olduğunu söylemeye gerek yok. Yine bugün AK Parti'li 5 vekilin hazırladığı yerel yönetimler raporu devrim niteliğinde. AB standartlarında ve hatta ötesinde gibi görülen tekliflerin PKK'yı "kesmeyeceği" biliniyor.
"UÇ" TALEPLERE CHP "HAYIR" DİYOR
Ana dilde öğrenime "evet" eğitime "hayır" diyen Kılıçaroğlu, özünde hükümetten farklı bir söylem getirmediği ortada. Faili meçhuller ve yaraların sarılması noktasında "ağır aksak" da olsa adımlar atılıyor. İki lider arasındaki en bariz fark açılım ve terör mutabakatı arasındaki yöntem farkında. Hal böyleyken Kılıçdaroğlu'nun iyi niyetle söylediği "Terör örgütünün koşulsuz silah bırakması lazım" çağrısının karşılığı yokmuş gibi bir hava oluşuyor.
YENİ ANAYASA KRİTİK BİR SÜRECE GİRİYOR
Bir diğer hassas konu ise yeni anayasa yazımı. Temel sorunlara ilişkin maddelerde üç partinin BDP'ye karşı birleşmesi sorunun bir başka boyutu. Kritik konular masaya geldiğinde ertelenme yoluna gidiliyor. Dolayısıyla "kırılganlık katsayısı" her geçen gün artıyor. Uzlaşma Komisyonu üyesi BDP'li Sırrı Süreyya Önder'in önerilerinin dikkate alınmadığını belirtip "artık gına geldi" çıkışı da olası depremin sinyali olarak görülebilir.
BARZANİ-PYD İTTİFAKI
İçeride yaşanan bu gelişmelere paralel sınır ötesinde PKK'yı "cesaretlendirici" gelişmeler yaşanıyor. Uluslararası denklemde PKK, yine ortaya çıkan "fırsatları" iyi değerlendiriyor. Kandil'den PKK'yı söküp atacak iradenin ne Türkiye'de ne de dışarıdan olmadığı besbelli.
İKİNCİ ÖZERK BÖLGE OLUŞTU
Ankara'nın Barzani'yi yanına alarak PKK'yı ve Suriye'deki uzantısının "belini kırma" girişimleri pek de sonuç vermedi. Kandil'e abluka olmadığı gibi Barzani, 2 ay öncesine kadar kavalı olduğu PKK'nın Suriye uzantısı PYD ile Erbil'de anlaştı. Esad'ın kuzeyde "gardının düşmesiyle" bu iki grup, tek kurşun atmadan bir çok noktayı ele geçirdi. K. Irak'tan sonra Suriye'de de "özerk bölge" kazanımı kuşkusuz Kandil'in eylemlerini artırmasına moral güç verecektir.
UÇAKLAR K.IRAK'A RAHAT KALKAR MI?
Bir diğer olumsuz kaygı verici haber de güneyden geldi. Bağdat hükümeti de Ankara'ya cephe aldı. İktidarın Suriye, İran ve Irak politikaları Maliki hükümetinin şimşeklerini üzerine çekti. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin Irak hava sahasını ve kara sınırını ihlal ettiğini iddia eden Bağdat yönetimi Ankara'yı uyardı ve konuyu BM Güvenlik Konseyi'ne taşıyacağını bildirdi. Kandil'e hava harekatları düzenleyecek Ankara, bu saatten sonra uçakları kaldırma konusunda çok daha fazla düşünecek.