Şırnak'ta 35 köylünün hayatını kaybettiği saldırı beraberinde bazı soruları beraberinde getirdi. Terör örgütü PKK'nın sınır güvenliğinin testi için kaçakçıları toplu olarak sınıra yolladığı iddia ediliyor.
Dahası psikolojik üstünlüğü ele geçiren asker bu olayla birlikte yeniden prestij kaybedeceği yorumları yapılıyor. PKK ve ona yakın çevrelerin "TSK sivilleri katlediyor" propagandasına dikkat çekiliyor.

Öte yandan Zaman gazetesi bombardımana ilişkin ilginç ilginç bi ayrıntıyı yazdı. Haberde muhtarın sitemi ve Ortasu köyü hakkında çarpıcı bilgiler yer aldı.

Silahlı Kuvvetler son zamanlarda bölgede üst üste başarılı operasyonlar yaptı. Büyük kayıplar veren terör örgütünün, cevap niteliğinde büyük bir eyleme hazırlandığı yolunda istihbarat alındı. Bunun üzerine tedbirler üst seviyeye çıkarıldı. İnsansız hava araçlarının bölgeyi sürekli gözetlediğini bilen PKK, kaçakçı kılığında Türkiye'ye giriş yapıp yapamayacağını test etmek istedi. Bu sebeple kaçakçılar yem amacıyla toplu olarak sınıra gönderildi.

1 YIL ÖNCE AYNI NOKTADAN PKK SALDIRMIŞ

PKK, geçmişte defalarca katırlarla sınırı geçerek karakollara saldırdı. Dağlıca ve Aktütün baskınları bunun en bariz örneklerinden. Ayrıca son olayın yaşandığı Uludere'de 1 yıl önce büyük bir saldırı gerçekleşmişti. 50 kişilik terörist grup, Uludere ilçesinın Irak'a sıfır noktada bulunan Karaçalı Üs Bölgesi'nde saldırmak istemişti. Termal kameralar tarafından karakola 5 kilometre uzaklıkta fark edilen PKK'lıların açtığı ilk ateşte bir uzman çavuş şehit olmuştu. Çatışmanın ardından PKK'lılar Kuzey Irak'ın Haftanin Vadisi'ne doğru kaçmıştı.

Hükümetin ve TSK'nın bu son olayı etraflıca araştırıp sonucunu ivedi olarak kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Olay hata sonucu mu gerçekleşti, eksik istihbarat sebep oldu, kasıt mı var? Ortaya çıkmalı. Devletin vatandaşına sahip çıkması, ölenlerin yakınlarının acısını paylaşması, terör örgütünün bu olayı istismar etmesine izin vermemesi gerekir.

ASKER HER ZAMAN 'SİZDEN KAÇAĞA GİDEN VAR MI?' DİYE SORARDI. BU KEZ SORMADI

Olayı gözyaşları içinde anlatan muhtar Hamza Encü, güvenlik güçlerine sitem ediyor. Yıllardan beri kaçakçılık yaptıklarını, bunu da asker dahil herkesin bildiğini belirten Encü, "Daha önce de termal kameralar sınırda insan tespit ediyordu. Komutan bize telefon açıp soruyordu. 'Sizden kaçağa giden var mı?' diyordu. Verdiğimiz cevaba göre gelenlerin köylü mü, terörist mi olduğunu anlıyorlardı. Bu defa niye sormadılar?" diyor.

Ortasu'da 4. Jandarma Sınır Tabur Komutanlığı'na bağlı sınır güvenliğini sağlayan 1. Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı var. Onarım sebebiyle karakol hizmet dışı. Yani köylüleri tanıyan askerler başka karakollarda görevli. Hava harekâtına karar verenlerin, köydeki koruculara veya muhtara kaçakçıları sormaması soru işaretlerine yol açtı.

BÜYÜKLER KORUCU KÜÇÜKLER KAÇAKÇI

Etrafı dağlarla çevrili köy, terörden dolayı büyük mağduriyetler yaşamış. 980 nüfuslu köyün tamamı akraba. Goyan aşiretine mensup olan köylülerin geçim kaynağı koruculuk maaşı ve kaçakçılık. Hemen her evde koruculuk yapan bir kişi var. Köyde devletin silahını taşıyan, askerle operasyona çıkan 80 korucu bulunuyor. Bunların çocukları da kaçakçılık yapıyor. Büyükler korucu olduğu için kaçağa, 16-18 yaşındaki gençler gidiyor.

PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK PKK MI GEÇECEK?

Öte yandan Star yazarı Ahmet Kekeç, bugünkü köşesinde "Hata mı, sabotaj mı, Muğlalı sendromu mu?" diye sordu. Yazar korkunç olayın ardından kafalarda oluşan soru işaretlerini böyle gündeme getirdi:

"İnsanın dili varmıyor söylemeye ama “yanlış bilgi” ve “hatalı istihbarata” dayalı bu olay akıllara tuhaf sorular üşüştürüyor...

Çukurca saldırısından sonra başlayan “terörle mücadele”de görece de olsa bir başarı kaydedildi ve “psikolojik üstünlük” yeniden güvenlik birimlerinin eline geçti.

Buna, örgütün panikte olduğu, “kışlak”larında barınamaz hale geldiği, ciddi lojistik kayıplara uğradığı bilgisini de ekleyelim.

Bu olay, Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle mücadele kararlılığına ve çabasına ciddi bir darbe vurmuştur.

İki kere iki dört:

Örgüt, bu olayı, “tezvirata” dayalı propagandasına alet edecek, “Türk ordusu sivilleri katlediyor” yargısını güçlendirmek için her platformda kullanacaktır.

İkincisi, psikolojik üstünlüğü yeniden ele alacaktır.

Eskiden, jetlerimiz, yanlış (ve kasıtlı) koordinatlarla, teröristlerin bulunmadığı dağları bombalarmış...

Bu kez, doğru koordinatlarla, yanlış kişileri bombalıyor...

Genelkurmay Başkanlığı, sıcağı sıcağına yaptığı açıklamada, “Olayın derinlemesine araştırıldığını ve kasıt varsa sorumluların ortaya çıkarılacağını” bildirdi.

Kasıt mı, hata mı?

Yoksa “birileri” terörle mücadeleyi sabote mi ediyor?

Ne oluyor? Bilelim..."

 

İHLASSONDAKİKA