Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin haklarındaki hüküm Yargıtayca bozulan sosyolog Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu 5 sanığın yeniden yargılanmasına devam edildi.
 
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan hükümlü olan Maşallah Yağan ile tutuksuz sanık Abdülmecit Öztürk katıldı. Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu diğer 3 sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, Pınar Selek'in avukatları olan babası Alp Selek ve kız kardeşi Seyda Selek de hazır bulundu.
 
Duruşmada, Yargıtay'ın bozma ilamına karşı beyanı alınan Abdülmecit Öztürk, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararına katılmadığı belirterek, daha önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Öztürk, beraatına karar verilmesini istedi.
 
Maşallah Yağan da Yargıtay'ın neye dayalı olarak kararı bozduğunu anlayamadığını ve merak ettiğini söyleyince Mahkeme Heyeti Başkanı, ''Kararı okudun mu? Avukatlarına bir danış. Eski karar senin lehine'' dedi. 
 
Yağan, ''Kararı okudum. Lehime olan eski kararda direnilsin'' diye konuştu.
 
Duruşma, tutuksuz sanıklardan Kadriye Kübra Sevgi'nin Yargıtay'ın bozma ilamına karşı diyeceklerinin sorulması için ertelendi.
 
-DAVANIN GEÇMİŞİ-
 
Mısır Çarşısı girişindeki Ünlüoğlu Büfe'de 9 Temmuz 1998 tarihinde meydana gelen 7 kişini öldüğü, 9'u yabancı uyruklu 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin yapılan operasyonlarda, sosyolog Pınar Selek'in de aralarında bulunduğu 15 kişi yakalandı.
 
Davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 8 Haziran 2006 tarihinde verdiği kararda, sanıklardan Alaattin Öget, ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, Abdülmecit Öztürk ile İsa Kaya ise aynı suçtan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
 
Mahkeme heyeti, Erdal Nayır'ın örgüt adına öldürülmesi eyleminde gözcülük yapan Kadriye Kübra Sevgi ile Heval Öztürk'e ''Yasa dışı örgüt üyesi olmak'' suçundan 12,5'ar yıl hapis, Maşallah Yağan'a da Küçükyalı İdealtepe'de bir parka bomba koyduğu gerekçesiyle 5 ay hapis cezası verdi.
 
Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya, bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için sosyolog Pınar Selek ve sanıklardan Abdülmecit Öztürk'e bu konuya ilişkin ceza verilmesine gerek görmeyen mahkeme heyeti, Selek'in de aralarında bulunduğu ve ''Yasa dışı örgüte yardım ve yataklık etmek''le suçlanan 9 sanık hakkındaki davayı ise zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırdı.
 
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 17 Nisan 2007 tarihli bozma ilamında, sanıklardan Kadriye Fikret Sevgi'ye ''Ek savunma hakkı verilmediği'', Heval Öztürk'e ilişkin de eksik inceleme yapıldığını kaydetti.
 
Sanık Abdülmecit Öztürk hakkında davanın iddianamesinde bulunmamasına rağmen ''Erdal Nayır'ı öldürme talimatı vermek'' eyleminden hüküm kurulduğunu belirten ceza dairesi, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında ''ceza verilmesine gerek olmadığı'' yönündeki kararı da yerinde bulmadı.
 
-2. KARAR-
 
Bunun üzerine yeniden yapılan yargılamada mahkeme heyeti, 23 Mayıs 2008 tarihinde Erdal Nayır'ın öldürülmesi eylemine ilişkin yargılanan sanıklardan Alaattin Öget'i eski TCK'nın 125. maddesi uyarınca ''Devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
 
Yine aynı olaya ilişkin yargılanan İsa Kaya'nın, aynı suçtan müebbet hapisle cezalandırılmasına karar veren mahkeme heyeti, Kadriye Kübra Sevgi, Heval Öztürk ile Abdülmecit Öztürk'e ''Yasa dışı örgüte üyesi olmak'' suçundan 12,5'ar yıl, Maşallah Yağan'ı da Küçükyalı İdealtepe'deki bir parka bomba koyduğu gerekçesiyle 6 yıl 8 ay hapisle cezalandırdı.
 
Mahkeme heyeti, Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı için diğer sanıklardan Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk'ün bu suçtan beraatına hükmetti. Selek'in eylemlerinin ''Yasa dışı örgüte yardım ve yataklık etmek'' kapsamında kaldığını kaydeden mahkeme heyeti, Selek ve aynı suçtan yargılanan diğer sanıklar Suat Kayak, Erkan Öget, Menderes Öget, Alican Öget, Hasan Kılıçdoğan, Delibaş Arat, Ercan Alır ve Baran Öztürk hakkında, ''Yasa dışı örgüte üye olmak ve yardım yataklık etmek'' suçlarından açılan kamu davasını zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırdı.
 
-2. BOZMA KARARI-
 
Yerel mahkemenin hükmünü inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 10 Mart 2009 tarihli kararında, Pınar Selek'in ''sosyolojik araştırma yapma'' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçip Fransa ve Romanya'ya gittiği, siyasi eğitim ve kod adı aldığı, İstanbul'da ''Azat'' kod adlı örgüt mensubu ile irtibat kurup bomba imal ettiği, diğer sanık Abdülmecit Öztürk ile beraber Mısır Çarsısı'na bomba koyduğu belirtildi.
 
Pınar Selek, Abdülmecit Öztürk, Heval Öztürk ve Kadriye Kübra Sevgi'nin eylemlerinin müebbet ağır hapis cezası öngören eski TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında ve delil değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek hüküm kurulduğu belirtilen kararda, Maşallah Yağan'ın da bomba koyma eylemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde TCK'nın 174. maddesi kapsamında kaldığı, ancak sanık hakkında 170. maddeden hüküm kurulduğuna yer verildi.
 
Kararda, belirtilen nedenlerle Pınar Selek, Abdülmecit Öztürk, Heval Öztürk, Kadriye Kübra Sevgi ve Maşallah Yağan hakkındaki hükmün bozulduğu kaydedildi.
 
-YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZI-
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise dairenin bu kararına Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk açısından yaptığı itirazda, Öztürk'ün polis ifadesini kabul etmemesi üzerine alınan ek ifadesinde, eylemi Pınar Selek ile birlikte gerçekleştirdiklerini söylediği, sanık Öztürk'ün bu şekildeki ifadelerinin yan delillerle desteklenmedikçe bir ''ikrar'' olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.
 
İtiraz başvurusunda, patlamanın bir bomba nedeniyle olup olmadığının maddi bulgularla ve bilimsel olarak kanıtlanamadığı, olay yerine ilk giden bomba imha uzmanlarının tutanaklarında ve raporlarında bombaya dair bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, dosya içerisinde bu ve buna benzer çok sayıda değerlendirme ve bilirkişi raporlarının bulunduğu, bütün bu raporlar göz önüne alındığında patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği kaydedildi.
 
Başsavcılık, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının yerinde ve doğru olduğunu savunarak, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasını istedi.
 
Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 9. dairenin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetti.