Birçok parti genel seçim bildirgelerini paylaştı. Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer alan bir ekonomi sorunu yer alıyor. Her ne kadar ekonomimiz iyi denilse de, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz denilse de ekonomi paketlerini ele almadan edemedim açıkçası.

Tek tek parti olarak ele almaya çalışalım hükümet partisi, ana muhalefet, muhalefet ve diğer partilerden bir kaçını ele alalım.

CHP; İnsan Odaklı Ekonomi başlığı altında toplamış,

MHP; Ekonomik Onarım, Yatırım ve Üretim Hamlesi

AKP; İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi

Anadolu Partisi; Ekonomi

Öncelikle hükümet partisi AKP’den başlayalım. AKP hükümeti ekonomi paketlerini açıklarken öncelikle daha önceki dönemlerde neler yaptıklarını ve neler gerçekleştirdiklerini açıklama yapmışlar. İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi adını sanırsam buradan geliyor. Ekonominin normal dönemde kötüye gitmesine rağmen AKP hükümeti, 2023 hedefini savunuyor. Ekonomi sürecinde baktığımızda ise mali disiplini sağlayıp, para politikasını izlemeye devam edeceklerini belirtiyorlar. Büyüme stratejisi olarak baktığımızda ise makroekonomik istikrarın güçlenmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve işgücünü piyasasının etkinleştirilmesi, fiziki altyapının geliştirilmesi, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, kurumsal kalitenin iyileştirilmesi gibi 5 temel ilkeye bürünmüş bir hal sarmış AKP. Özel sektörün güç kazanmasını isteyip, özelleştirmeyi daha çok büyütüp, devletleştirme yapısını azaltma çalışacak.

Tohumculuk üretim kapasitesini arttıracaklarını belirten AKP hükümeti, 13 yıllık bu süreç içerisinde geliştirmek için çaba neden göstermedi diye de sormadan edemeyeceğim. İsrail, Hollanda, Almanya, Fransa, ABD gibi ülkelerden tohum satın alıyoruz. Bu konuda aklımda soru işaretleri var.

Dalgalı döviz kuru rejimi devam edeceklerini önemli politikalar arasında yer almış. Burada Merkez Bankası ile fiyat istikrarını sağlaması gerekmesi gerekiyor. Bu da para politikası ile gerçekleşmesi gerekiyor.

Birçok ekonomi sürecini AKP’nin sitesinden daha detaylı okuyabilirsiniz.

CHP’ye baktığımızda ise, Ekonomiyi üç başlık altında toplamış. Bunlar, bilgi ekonomisi atılımı, istihdama yönelik doğrudan politikalar, refah seviyesi yüksek bir toplum olarak toplamış.

Bilgi Ekonomisi Atılımı’na baktığımızda bilgi teknolojilerinde sadece tüketen değil, üreten bir ülke olmamızı ve bunun için çaba harcanması gerektiğini düşünüyor. Bilgi ekonomisinin eğitimde eşit fırsatların sağlanarak gerçekleşebileceğini dile getirmeleri ise bu noktada eğitim ile birlikte daha iyi bilgi ekonomisi gerçekleştirilebilir.

İstihdama Yönelik Doğrudan Politikalar, aslında baktığımızda Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi işsizlik, aktif ve pasif işsizlik olarak baz alınan sorunları CHP burada çok güzel dile getirmiş ve bunun için de çözüm önerileri üretmiş.  Gelirlerin artmasına yönelik olarak da doğrudan düzenleme olarak asgari ücretin 1500 TL olacağı vaadini vererek birçok kesime umut vermiş oldu.

Refah Seviyesi Yüksek Bir Toplum, insan odaklı bir kalkınma planı göstererek aslında sosyal devlet anlayışını ortaya koymuş oldu. İstikrarlı ve kapsayıcı bir büyüme gerçekleştirebilmesi için yatırım odaklı bir istihdam ve büyüme stratejisi gerçekleştireceklerini beyan etmesi AKP’den farklı bir politika izlediğini gösteriyor. Yalnızca zenginleşme odaklı değil, insani gelişmeyi de hedeflemeleri; bir yapıdan değil farklı yapılardan da üretime geçmesini de sunuyor.

CHP’nin ekonomi politikalarına baktığımızda sosyal devlet anlayışını savunması, herkese eşit yaklaşımla ve tüketim odaklı yapıdan, üretici odaklı bir yapıya geçmeyi yeğlemeleri  işsizlik sorununa da el atmış olacaklar.

MHP’ye baktığımızda, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 3 Mayıs Türkçülük gününde politikalarını açıklaması ise önem arz etti. Baktığımızda birçok başlık altında toplamış, bunlar; Milli iradeyi yolsuzluk, adaletsizlik ve bölücülük için kılıf yapmıştır.

Bugünkü Türkiye tablosu, tam bir yıkım ve hezimet tablosudur.

Türk ekonomisinin çok ciddi yapısal sorunları bulunmaktadır.

Tasarruflar dibe vurmuş, borçlar tavan yapmıştır.

Yatırımlar azalmış, büyüme daralmıştır.

İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı gerilemiş, sanayi üretimi ve ihracatı dışa bağımlı hale gelmiştir.

Sanayimiz, üreticimiz zor durumdadır.

Ülkemizde büyük bir mânevî buhran yaşanmaktadır.

Başlıklara baktığımızda MHP çok güzel noktalara dayanarak ve harika bir özetle sunmuş bulunmaktadır ülkenin halini. Bunlara çözüm olarak sunduğu öneriler ise MHP’nin ülkenin ekonomik kalkınmasını çok iyi yerlere getirebilecek düzeye öneriler sunmuştur.

Anadolu Partisi, CHP’den ayrılan ve ülkenin tek kadın lideri olan parti olduğu için ele almak istedim. Ekonomik kronik problemlerini 6 madde altında belirtmiştir.

1. İşsizlik

2. Dolaylı vergiler ağırlıklı regresif ve pro-konjonktürel vergi sistemi.

3. Kayıt dışı ekonomi.

4. Ҫok düşük seviyeli tasarruf oranı.

5. Cılız, sığ ve finansal ürün çeşitlerinin çok limitli olduğu sermaye piyasaları.

6. Küresel standartlara kıyasla düşük seviyeli doğrudan yatırımlar.

Sunmuş oldukları kronik problemlere çözümler üretmişler. İşsizliğe sunduğu öneri tam istihdam, ekonomiyi rant ve faiz sarmalından kurtarmak. Dolaylı, dolaysız arasında ki orantıyı tersine çevirecekler. Dolaylı vergi %70, Dolaysız vergi %30 oranında alınırken ülkemizde. Bunu tam tersine çevirmeye çalışacak bir politika sunuyorlar. Kayıt dışı ekonomi ile ilgili yasal düzenlemeler yapacak olmaları ise başa çıkılacak en doğru yol olduğu göstergesi sunulmuştur. Cari açık konusunda yapısal olarak sundukları çözüm önerileri arasında tarım, turizm, lojistik, insan sermayesi ağırlıklı olan sektörlere yönelik çalışma yapmaları, bir çok alana değer verdiklerini gösteriyorlar.

Yakından takip ettiğim birkaç partiyi baz almaya çalıştım. Birçoğunun ekonomi paketi olumlu yönlerinin olması ve Türkiye’nin gelecek için umut vermesi sevindiriyor. Ülkemizde bir şeye dikkat çekmek istiyoruz. Ülkenin başına kim gelirse gelsin, parti liderlerinden beklentimi bu yazı ile dile getirmek istiyorum. Parti liderleri ne olduğuna ya da kim olduğuna bakmadan ülke için hangi politika uygunsa ve onu gerçekleştirilecekse bunu diğer partilerden alıp gerçekleştirmeleri dileğiyle.

 

Barış ve huzur içerisinde bir seçim süreci geçmesi dileğiyle.