Cem Yılmaz, Turkishtime dergisine verdiği röportajında kazandığı parayı nasıl harcadığını anlatırken "Okan'ın (Bayülgen) Doğan Apartmanı'ndaki daireleri bitirmesini bekliyorum, alacağım onları" diye espri yaptı ve ekledi: Ben yalnızca paramı çarçur etmemeye çalışırım
Turkishtime dergisinin seçtiği 'En Yaratıcı 50 Türk' listesinin birinci sırasında komedyen Cem Yılmaz, ikinci sırasında reklamcı Ali Taran, üçüncü sırasında ise iş adamı Cem Boyner bulunuyor. Derginin "Türkiye'de eğlence dünyasına stand-up mesleğini kazandıran şahsiyet... Hâlâ bu meslekte rakipsiz. Sahne dünyasındaki başarısını sinema ve reklam dünyasına da taşıdı. Reklam dünyasında yarattığı karakterlerle çalıştığı markalara, sinema dünyasında yarattığı karakterlerle de şahsi servetine büyük katkıları oldu" sözleriyle tanıttığı Cem Yılmaz, birincilik nedeniyle dergiye bir de röportaj verdi.

İşte o röportajdan satırbaşları:

KARAKTERLERİ...

Sahnede daha çok kendi karakterini yaratmakla ilgilenen birisi oldum. Belli bir kariyer belirlemeyip raslantıyla çıktığım için sahneye, hep "Cem Yılmaz karakterini nasıl oluşturabilirim?" diye düşündüm. Sinemada canlandıramayacağım karakterleri kendime yazmıyorum. Mesela, "Ali karakteri 1.90 boyundadır, mavi gözlüdür. Sahneden koşarak gelir" gibi şeyler yazmıyorum. Komedyenlik açısından da, çok fazla fiziksel komedi yapan bir adam değilim. Bir tık görsele önem verirken, bir tık da zihinsel komedi yapmaya çalışıyorum.

DİL MESELESİ...

Wiro reklamını (Türk Telekom) çekmeden aylar öncesinde, bir tane altyazılı film yapalım fikrine sahiptim. İçerik olarak ne dediğimi değil de bu yabancı dil, altyazı ile ilgili çok şaka üretilebileceğini düşünüyorum. Dil mizah yapan adamın en iyi malzemesidir. O yüzden dil ayırmam. Mesela G.O.R.A. filmi İngilizce başlar, A.R.O.G'da başka diller de konuşuluyor. Gösterilerimde de var. "Japonca bir film yapalım" gibi fikirlerim de var.

MEMNUNİYET...

Memnuniyetsiz ayrıldığımız bir marka hatırlamıyorum ama kendim münferit olarak "Bu reklam filmi diğerleri kadar çalışmadı fikrine" kapılmışımdır. Mesela yeni başlayan Türk Telekom filmlerinin çok komik olmadığına dair bir kamuoyu oluştu. Birbirini takip eden işlerde oluyor böyle. Ama insanlar çıkış noktasını hatırlamıyor. Bir marka gelip; "Benim 43 tane anlatmam gereken şey var, her biri 40 saniye olmalı" diyor. Yapıyorsunuz, "Komik değil" diyor. O zaten komik değil ki.

YATIRIMLARI...

Okan'ın (Bayülgen) Doğan Apartmanı'ndaki daireleri bitirmesini bekliyorum. Bitirince alacağım onları. Tabii ki ciddi değilim. Gayrimenkule şimdiye kadar hiç yatırım gözüyle bakmadım. İhtiyaç olarak aldım hep, hiç de satmadım. Ben yalnızca paramı çarçur etmemeye çalışırım. Borsa gibi enstrümanlarla ilgili bilgim kısıtlıdır. O nedenle öyle maceralara girmem. Tasarruflarım yastık altından bir tık daha yukarıda.

NASIL HARCIYOR?

Kazandığımı kendim harcarım. Her masrafımı kendim yaparım. Çok para harcamam. Kredi kartı kullanıyorum ama hesabımı bilirim. Ekstremi sürekli görmem ama sadece bir sayfa olur. Parayı en çok yaptığım işlere harcıyorum. En cömert olduğum yer orası gerçekten.

Yıllardır bir markayla fiyatta anlaşamayız


Yıllardır bir marka var. İsmini söylemem ama kaba tabirle her boşa çıktığımda benimle çalışmak ister. Hiç de çalışamaz. Büyük, yerli bir marka. Fiyatta anlaşamadık hiç.

Bir kere kare bulmacada sorulmadım!

'En Yaratıcı 50 Türk' listesinde ikinci olan Ali Taran dergi için bir yazı kaleme aldı. Yaratıcı doktorlar, sporcular, aşçılar, avukatlar da olabileceğini, onların bulunması halinde kendisine sıranın gelip gelmeyeceğini merak ettiğini söyleyen Taran; yaratıcılık tanımının da hep İstanbul'dakilere yakıştırıldığını söyledi. Taran yazısında şu ilginç açıklamaları yaptı: "Ben çalışan olduğum zamanları hatırlıyorum, yaratıcılık tanımı kendi küçücük çevremde yakıştırılırdı bana. Ne zaman patron oldum (hissedarlık da buna dahil tabii) adım çokça anılmaya başladı her çevrede.

ALLAH'A MAHSUS

Ama 35 yılı aşkın 'yaratıcılık' hayatımda tek bir kere, kare bulmacada sorulmadım! Bunu hep bir eksiklik olarak görmüş ve hep bunun ezikliğini duymuşumdur. Belki de bulmacaları hazırlayanlar beni nasıl soracaklarını bulamıyorlardır. Olamaz mı? Evet evet, beni nasıl soracaklarını bulamıyorlardır, yoksa tabii ki sorarlardı bugüne kadar. Demek bulmaca hazırlayanların hiçbiri yeterince 'yaratıcı' değil. Halbuki, yaz soldan sağa 2; "Her yapmadığı şey, şehir efsanesi olan kişi kimdir?" diye. Bak bakalım cevabı doğru yazamayan bir tek kişi çıkacak mı? Yaratıcılık Allah'a mahsustur diyenlere de büyüklerimden duyduğum bir hatırlatmam olacak. "Allah'ın bütün vasıfları kulda da vardır ama kul kadar!"