'Hurşit paranın sahibi abi!'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş'in adı, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Odatv'nin sahibi Soner Yalçın ile gazeteci Hakan Aygün'ün 'Halk TV' pazarlığı ile ilgili yaptığı telefon görüşmesinde geçmişti. Yalçın'ın telefonda, "Hurşit de gelsin geniş geniş konuşalım demişler çarşambaya" demesi üzerine Aygün "Haydaa bu Hurşit nerden çıktı ya" diye tepki gösteriyor.

"Önce Baykal'a gideceğiz"

Aygün'e cevaben "Hurşit paranın sahibi abi, ne kadar para alacağız" diyen Yalçın, "Biz çarşamba günü sabah erkenden buradan çıkacağız. Önce Baykal'a gideceğiz. Akşam da çok geniş şekilde Kılıçdaroğlu'na gideceğiz" şeklinde konuşuyor. Bu telefon görüşmesi savcılık ifadesinde sorulan Yalçın'ın, "Hurşit Güneş CHP'nin Finans'dan Sorumlu Başkan Yardımcısıdır. Bu konuları onunla görüşmek istedik. Halk TV'nin borçlarını ödeyecekler mi ödemeyecekler mi onu konuştuk" şeklinde cevap verdiği öğrenildi.

Görüştüğünü kabul etti

Sorgusunda Halk TV'yi almak için hangi girişimlerde bulunduğu ve kimlerle temas kurduğu da sorulan Soner Yalçın cevap olarak şöyle diyor: "Halk TV için Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu, Hurşit Güneş ve Gürsel Tekin'le görüştüm."

CANİKLİ: TACİZ SKANDALI KASET OLAYINI DA ÇÖZEBİLİR

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, CHP'de yaşanan 'komplo' olayı ile ilgili çarpıcı açıklamada bulundu. Canikli, Deniz Baykal'ın istifasına neden olan kaset olayı ile son komplo arasında bağlantı olabileceğini iddia etti.

Canikli, Baykal'ın açıklamalarına atıf yaparak, "Aslında CHP'nin içi işi olarak görüyoruz. Sayın Baykal'ın açıklamalarını sonra başka bir boyut kazanma ihtimali çıktı. Baykal 'Bana komplo yapıldı' diyor. Sayın Baykal'ı hedef alan ve zor durumda bırakmayı hedefleyen bir organizasyon. Tamamen CHP içinde CHP'lilerin aktör olduğu bir gelişme var, olaylar zinciri var. AK Parti'liler tamamen bu olayın dışındadır" dedi. Komplo yapmakla suçlanana kişinin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüştüğüne dikkat çeken Canikli, şunları söyledi:

"Sayın Baykal ilk kasetin komplo olduğunu iddia etmişti. Bu gelişmeler aslında bize bu olayların kendisini koltuğundan eden kaset olayı ile bağlantısı var mı sorusunu gündeme getirir. İki olay arasında yakın işbirliği olduğunu düşünüyorum. Olma ihtimali olduğunu düşünüyoruz. Mutlaka sorgulanmalı, gerçek ince ayrıntısına kadar ortaya çıkartılmalıdır. Ana muhalefet partisinin genel başkanını genel başkanlıktan ayrılması sonucunu doğuran olayın bu olaylarla bir alakası varsa yönteme baktığınız zaman Sayın Baykal'ın açıklamalarına paralel açıklamalar yaptığını sanki aralarında bağ varmış gibi gözüküyor. Aktörlerin aynı olması ihtimali vardır. Birinci ile ikinci komployu yapanların çakışma ihtimalini kuvvetli olduğunu düşünüyorum."

TAMAYLIGİL: CHP BU OYUNA GELMEYECEK

CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, eski Genel Başkan Deniz Baykal'la ilgili taciz ve komplo iddialarına yanıt verdi. Partisi adına açıklama yapan Tamaylıgil, "Bizim gündemimiz kirli alanlar değildir. CHP ve onun genel başkanı balçıkla sıvanamayacak kadar kötülük, şantaj ve tehditle yan yana getirilemeyecek kadar pozitif değerlere sahip kişidir. CHP böyle bir siyasi harekettir. Güneş balçıkla sıvanmaz. Biz gündemimizi ortaya koyuyoruz, Gündemimiz Türkiye'nin gündemi" dedi.

Partisinin, çirkin, yalan ve yanlışın içinde olduğu bir propaganda ile karşı karşıya olduğunu, bunu tamamıyla reddettiklerini belirten Tamaylıgil, "Bu kampanyalar, propagandalar, Türkiye'nin gündemini değiştirmek amacı ile ve iktidarın ortaya koyduğu olumsuzlukların kamuoyunun gündeminde tartışılmasını engellemek amacı ile ortaya çıktığı çok net, çok açık. Biz, bu oyuna gelmeyeceğiz. Bizim siyaset alanımız, halkın şikayet ve sorunlarıdır, bu sorunların çözümü için ortaya koyacağımız projelerdir'' diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise, Odatv çalışanı İklim Bayraktar Kaleli üzerinden yürüyen tartışmanın tarafı olmadıklarını belirterek, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın ''tartışmada bahsi geçen AKP yöneticisi'' konusunda savcıya çağrı yapması gerektiğini kaydetti.

CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ise "Dağdaki çobandan Başbakan'a kadar herkes telefonlarını dinlendiğini biliyor" diyerek şunları söyledi:

"Bu bayanın yaptığı görüşmelerin amacı bir nevi kendi suçuna arkadaşları ortak etmek istiyor. Ben gideceğim x bankayı soyacağım bilginiz olsun talebinde bulunuyor. İşleyeceği suça ortak arıyor demektir. Bu olay Sayın Baykal'a değil Baykal ile birlikte CHP'ye kurulmuş bir tuzaktır. Bundan partimizi büyük zarar görür. Burada önemli esas büyük balık kimdir? Büyük balık Baykal değil. Savcı bu bayanı sorguladı. Acaba büyük balığa yönelik sorgulama yapıldı mı yapılmadı mı?”

bugün