İsrail Başbakanı Netanyahu Türkiye-İsrail ilişkilerini onarmak istediklerini belirterek, Ankara’ya, “Elimizden gelenin en iyisini yapalım çünkü çıkar birliğimiz var” mesajını gönderdi.

İSRAİL BAŞBAKANI NETANYAHU TÜRKİYE İLE BARIŞMA FORMÜLÜ ARIYOR

Mavi Marmara saldırısının ardından Türkiye ile ilişkileri kopma noktasına gelen İsrail, bu durumdan çıkış yolu arıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mavi Marmara saldırısı sonrası kopma noktasına gelen Türkiye-İsrail ilişkilerini onarmak istediklerini belirterek, Ankara’ya, “Elimizden gelenin en iyisini yapalım; çünkü çıkar birliğimiz var” mesajını gönderdi.

HER İKİ ÜLKE BÖLGEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Nethanyahu, 31 Mayıs 2010’da İsrail Ordusu’nun Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda düzenlediği kanlı operasyonun ardından, bir grup Türk gazeteciyi Tel Aviv’e davet ederek, konuya ilişkin ilk kez Türk basınına konuştu. Netanyahu, Ankara’ya, “Türklerin ve Yahudilerin uzun bir tarihe dayanan ilişkileri var. Türkiye ve İsrail normal ilişkilere dönmek için yol arıyor. Bu, hem her iki ülke için ve hem de bölgemiz için çok önemli. İlişkilerimizi yeniden onarmak istiyoruz” mesajını gönderdi.

ORTAK ÇIKARLAR NEDENİYLE BARIŞMALIYIZ

Ancak İsrali yönetimi halen Türkiye’nin hassas olduğu konuları kaşımayı da sürdürüyor. Mavi Marmara konusunda kendilerinin haklı olduğunu savunan Tel Aviv, Türkiye’nin Gazze’deki ambargoyu da kaldırmaya yanaşmıyor. Geriye kalan tek seçenek ise “ortak çıkarlar nedeniyle barışmalıyız” şeklinde özetleniyor. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Türkiye ile ortak bir çıkarımız var. Îkimiz de bölgede istikrar istiyoruz. Zaten hiçbir zaman Türkiye’yle müzakereler kesilmedi. Hala açık kanallarımız var” diyor.

YUNANİSTAN'LA İLİŞKİ TAMAMEN ROMANTİK

Netanyahu, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile yakınlaşmalarının ‘Türkiye’ye karşı olmadığını’ da öne sürerek, Yunanistan ve Rum yönetimiyle ilişkilerinin başlangıcı olduğunu söylediği ‘romantik’ öyküyü şöyle anlattı: “Şubat 2010’da eşimle Moskova’ya gittim. Akşam bir restorandaydık. Yanımıza biri geldi ve ‘Papandreu yanınıza oturmak istiyor’ dedi. Tabii otursun dedim. İlişkilerimizi geliştirmeye karar verdik.Bu Mavi Marmara’dan 4 ay önceydi.

ÖZÜR DİLEMEDEN BARIŞSAK OLMAZ MI

Netanyahu’nun koalisyon hükümeti, müzakere edilen özür belgesini şimdilik rafa kaldırırken, Tel Aviv, “özür dilemeden ilişkileri düzeltecek sihirli formül” arayışında. Üst düzey bir yetkili, bu yöndeki çalışmaları, “Hala iki ülke arasında köprü kuracak sihirli formülü bulmaya çalışıyoruz. Bu formülün iki ülkeyi de memnun etmesi ve onurlarını koruması gerekiyor. Açıkçası, şimdilik bulamadık ama bulan varsa, tavsiyelerine açığız” şeklinde özetledi. Ancak Mavi Marmara gemisine saldırıya ilişkin tutumda bir değişiklik olmaması, sihirli formül bulma ihtimalini zayıflatıyor. İsrailli yetkililer, saldırıyı hala, “Ordumuz, uluslararası sularda, uluslararası hukuka uygun bir şekilde devriye geziyor. İsrail’e kaçak silah girişini önleme hakkımız var” diyor. Mavi Marmara’da kaçak silah olmadığının ortaya çıkması, uluslararası sularda sivil bir gemiye silahlı saldırının dayanağının olmaması dikkate alınmıyor. Dahası, Tel Aviv yönetimi Mavi Marmara saldırısıyla ilgili hala Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynayan tavrını sürdürüyor: “Yaşananlar travmatik. Ama sadece 9 vatandaşını kaybeden Türkiye için değil, aynı zamanda ‘operasyon sırasında neredeyse ölmek üzere olan’ İsrail askerler için de bu geçerli!” Sihirli formülün bulunmasını zorlaştıran ikinci unsur da yine İsrail’in, Gazze ambargosunu sürdürme isteği. İsrail, “Türkiye’den özür dilersek Gazze’ye uyguladığımız ambargonun gayri meşru olduğunu kabul etmiş oluruz” diye düşünüyor.