Son zamanlarda Kimse Yok mu Derneği ile birlikte yaptığı yardım faaliyetleri büyük ses getirdi. Akbay ile adeta bir Türk filmini andıran hayat hikayesini konuştuk. Hakkında merak edilenleri sorduk.

Türk filmlerine konu olacak bir hikâyeniz var. Oradan başlayalım isterseniz...

Benim annem ve babam birbirini deliler gibi sevip evlenmişler. Ben bir aşk çocuğuyum ve benim gibi olan insanların özel olduğunu düşünüyorum. Bazı sebeplerden dolayı zoraki ayrılık yaşanmış. Ben babaannemle dedemin yanına büyüdüm. Dört yaşına geldiğimde amcam beni Gaziantep'ten İstanbul'a babamın yanına getirdi. İlk kez babamla karşılaştığım o an benim için unutulmazdır. Benim için büyük bir felaketti. Kimse bunu çocuğuna yaşatmasın. Babamla karşılaşmış olmama sevinmemden çok babaannem ve dedemden ayrılmanın üzüntüsünü yaşadım. Yolu bilsem yürüyerek onların yanına gidecektim.

Çocukluğunuz da oldukça zor geçmiş sanırım...

O dönem bayağı bir zor geçti. İstanbul-Gaziantep arası sürekli gidip geldiğim için ilkokulu zar zor okudum. Sürekli öğretmen değiştirmek, sürekli okul değiştirmek zorunda kaldım. Her sınıfı farklı bir yerde okuduğum için çocukluk arkadaşlarımı hatırlamıyorum.

Radyoculuk aşkı nerden geliyor?

Çocukluğumdan itibaren müziğe ve radyoya ilgim vardı ama radyocu olacağım diye bir derdim yoktu. Çünkü onu benim hayal etmem mümkün değildi. Marangozluk yapan, ilkokulu zor bitirmiş bir adamın radyocu olması mümkün değildi. Ben sadece iyi bir radyo dinleyicisiydim. Çocukluğumda radyo veya teypten bir şey dinlediğimde ve ondan etkilendiğimde o şarkıyı o anda herkesin duymasını isterdim. Bir düğmem olsa da basıp beni etkileyen bu müziği herkesle paylaşsam derdim. O düğmeye yıllar sonra kavuştum. Benim sevdiğim müziği dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca insan dinliyor.

Uzun bir süre marangozluk da yapmışsınız...

Amcam marangozdu. İlkokula giderken aynı zamanda amcamın yanında çırak olarak başladım. Sonrasında kalfalık ustalık derken 25 yaşına kadar İstanbul-Gaziantep arasında gidip geldim.

Zaman zaman kendinizden marangoz Mehmet diye söz ediyorsunuz. Hatta Beyaz Saray'la yaptığınız bağlantıda da bunu vurguladınız.

Benim hayal dünyam çok geniş ve Allah'a çok şükür gerçekleştiriyorum. Benim 'Dünya'ya Mesaj' adında bir projem var. Obama ile bir radyo programı. Bu program dünyadaki bütün önemli radyoların ortak yayını ile gerçekleşecek. Çoğu radyo ile bağlantı bile kuruldu. Beyaz Saray'la yaptığım bağlantıda bu projeyi anlattım. Bunu anlatırken "Sen kim oluyorsun da Obama ile radyo programı yapacaksın?" şeklindeki olası düşüncelere cevap vermek için şunu söylemiştim: Eğer marangoz Mehmet, Başbakan'ı konuk olarak alabiliyorsa, Gezegen Mehmet de Obama'yı alır.

Şu anda bir medya grubu yöneticisi olmanıza rağmen hâlâ radyo programı yapmaya devam ediyorsunuz. Bunca işin içinde her gün zor olmuyor mu?

Aslında biraz zor oluyor. Önceden sadece Gezegen Mehmet vardı, şimdi hem o var bir de Mehmet Akbay var. Zaman zaman daraldığım oluyor ama bir gerçek var ki ben radyo programı yaparken gerçekten rahatlıyorum. Radyo programım bittiği anda Gezegen Mehmet bitsin istiyorum. Ben popülerliği sevmiyorum. İnsanlar gelip benimle fotoğraf çektirmek istiyor. Bunlar neden benimle fotoğraf çektirmek istiyor diye düşünüyorum. Gezegen Mehmet olduğumu unutuyorum. Kendimi ünlü falan görmüyorum. İnsanlar beni sokakta gördüklerinde bir ünlüden ziyade abisinin yanına gelir gibi geliyor. Mehmet Bey olayı yok.

Yaklaşık 20 yıldır radyo programı yapıyorsunuz. Sizin için özel olan ve unutamadığınız program hangisi?

En unutulmazı 17 Ağustos depreminde yaptığım programdı. Deprem anında arabaya binip radyoya koştum. Bütün bina boşaltılmıştı. Bilinçsiz bir şekilde radyoya geldim ve 15. dakikadan itibaren yayına başladım. Çok az uyuyarak 15-20 gün boyunca programa devam ettim. Bütün taksilerin telsizle bağlı olduğu bir merkeze ulaştım. Bu merkez vasıtası ile oradan aldığım en doğru bilgileri insanlara ulaştırdım. Bu programda radyo adını vermedim, kendi adımı vermedim, cıngıl girmedim. Çünkü etik görmedim. Herkes dinledi ama hangi radyo olduğunu bilmeden dinledi.

Mehmet'in Gezegeni yıllardır hep en çok dinlenen radyo programı olarak seçiliyor. Bu programı farklı kılan ne?

Kamyoncu Mehmet ile de konuşuyorum ev hanımı Ayşe teyze ile de. Bazen seyir halindeyken özel bir uçaktan arayıp istekte bulunuyorlar, bazen de dağdaki çoban... Toplumun her kesimiyle sohbet edip onların duygularını yansıtmayı seviyorum. Benim en çok hoşuma giden zıt vuruşlar. Herkesle temas kurmak ve uç noktalarda dolaşmak istiyorum.

 

Ne kadar daha radyoculuk yapmayı düşünüyorsunuz?

İçimdeki duyguları insanlarla paylaşma isteğim hep var olacak. Ömrüm yettiğince, ölene kadar radyo programı yapmayı düşünüyorum.

 

İlkokul mezunu arabeskçi diye aşağıladılar

Toplumumuzda yoktan bir yerlere gelmiş insanların hayatı hep sorgulanır. Siz de böyle sorgulamalara muhatap oldunuz mu?

Zaman zaman bulunduğum yeri hak etmediğimi ima edenler oluyor. İlkokul mezunu arabeskçi şeklinde aşağılamalar da oluyor. 93 yılından beri bu işi yapıyorum. 10 yıldır yapılan bütün araştırmalarda hep birinci sıradayım. Yönettiğim radyo Türkiye'nin en çok dinlenen radyosu. Şu anda Kral Grubu'nu yönetiyorum. Başına geldiğimde Kral FM ve Kral TV vardı. Şimdi iki TV, iki radyo istasyonu oldu. Buranın dışında danışmanlık yaparak kurduğum radyolar var. Hepsi ilk yılında ilk ona girdiler. Kendimi ispat etmem için daha ne yapmam lazım. Ben üniversite mezunu olsaydım, adı sanı bilinmemiş bir yerde staj yapıp bu kurumun başında olsaydım kimse bunu sormazdı bana. Ama Gezegen Mehmet varoştan, yokluktan gelmiş, tırnakları ile kazıyarak gelmiş. Aşağılardaki adam nasıl olur da bu noktada olur? O hep orada olacak, sonsuza kadar dipte olacak? Onun ne haddine.

Kimse Yok mu Derneği ile birlikte yaptığınız yardım faaliyetleri çok ses getirdi.

Ben radyoculuğa başladığım günden beri yardım programları yaptım. Hatta Öteki Türkiye diye program yaptım. Sürekli bu işin içindeyim. Samanyolu Televizyonu ve Kimse Yok mu Derneği'nden teklif gelince ben gurur duyarak kabul ettim. Sanatçıları da organize ettim.

Sanatçıları bir araya getirmek zor olmadı mı?

Sanatçılarla mesai arkadaşı gibi sürekli birlikte çalışıyoruz. Bana güveniyorlar. Kimse Yok mu Derneği'ne güveniyorlar. Abartılacak bir şey olduğunu görmüyorum. Doğru noktada doğru mesajlar verildi çok da güzel sonuçlar alındı.

Bu ay yine ortak bir program yapıyorsunuz?

Ben bu ay daha farklı bir şey yapalım dedim. Her gün bir köye gidelim. Yemekleri ücret karşılığı köylüler hazırlasın. Köy sofrası kuralım ve bütün köylüleri davet edelim, yardıma ihtiyacı olanlara da çok fazla göstermeden yardımımızı yapalım dedik.

Adınız Kral ile özdeşleşti. Hiç ayrılmayı düşünmediniz mi?

Aslında ben 2000'li yıllarda iki yıl ayrıldım Kral'dan. Cem Uzan, Genç Parti'yi kurduğunda istifa ettim ve ağlayarak ayrıldım.

Neden ayrıldınız?

Uzan Grubu'nun 46. Yıl Kutlamaları siyasi bir platforma dönüşünce, beraberinde yaptığım programların içeriklerine yönetim tarafından müdahale edilme noktasına gelindi ve bu konuda yaşanan fikir ayrılığı benim Kral FM'den ayrılmamı gerektirdi. Programımda siyasete girmememi ve suya sabuna dokunmayan bir program yapmamı istediler. O dönem Tayyip Bey'le olan muhabbetim belli. Onu seviyorum, destekliyorum. Diğer tarafta ona meydanlarda hakaret eden bir insan var. Orada kendimle çatışmaya girdim. Daha fazla duramazdım.

Diğer radyoları yönlendirdiğiniz şeklinde bir iddia var, buna ne diyorsunuz?

Hiçbir radyocu arkadaşım 'Mehmet bizi aradı, şu şarkıyı çalmamı istedi' diyemez. Hayatta böyle bir şey istemem. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Hangi radyocudan ne istemişim?

 

Kral'ı TRT değil, istediğimiz klibi yayınlarız

Kral'da klip yayınlanması ile ilgili de çok dedikodu dönüyor. Parası olan mı düdüğü çalıyor?

Klip gelir, klibe bakarız. Klip popüler ise zaten ilk önce biz yayınlayalım diye peşinde biz koşarız. Ama firma bu klibin bizden daha fazla yayınlamasını talep ederse o zaman para veriyor. Çünkü ekstradan bir talepte bulunuyor. Ama bizim belirlediğimiz promosyon alanının dışında daha fazla sayıda yayınlanmasını isterse haksız rekabet olacağından para verse de olmaz. Çok iyi nonameler (ünlü olmayan, bilinmeyen) gelirse destekleriz. Ama bu nadirdir. Yayınlasak da olur yayınlamasak da olur dediğimiz klipler olursa, yapımcılarla konuşur ve belirli bir ücret karşılığında yayınlarız.

Alternatif işleri ya da yeni isimlerin kliplerini yayınlamadığınız da eleştiriliyor...

Burası TRT değil. Türkiye'ye ait bir ortaklık şirketi değil. Bizim kriterlerimiz var, bunlar dahilinde istediğimiz klibi yayınlarız ya da yayınlamayız. Bu kanal verilen bu kararlar sonucunda buralara geldi. Bizim amacımız müziğe hizmet etmek.

Yapımcılarla aranız nasıl?

Yapımcılara ve sanatçılarla hem çok yakınım hem de o kadar uzağım. En kritik dönem ödül töreni zamanıdır. Öncesinde ve sonrasına kimse beni aramaz. Bunu soramazlar bile. Bu tür şeyler benim için tabudur.

ZAMAN