Lösemi hastalığı nedeniyle sürekli kana ihtiyaç duyan Adanalı 14 yaşındaki Bilal Halvacı, kan bulunduğunda çikolata ya da oyuncak verilmiş kadar mutlu oluyor. Ancak, çoğu kez uygun kan bulunmadığı için küçük Bilal haftalarca hastanede yatmak zorunda kalıyor.

Merkez Seyhan ilçesinin Ziyapaşa Mahallesindeki tek odalı bir evde, çift bastonla yürüyebilen babaannesi Hatice Halvacı (82) ile sefalet içinde yaşayan Bilal Halvacı, hastalığının yanı sıra yoksulluk ve çaresizlikle mücadele ediyor.

O, ateşlendiğinde başucunda bekleyecek anne ile elini tutup moral verecek babadan da yoksun. Çünkü, annesi onu 20 günlük bebekken terk etmiş. Babası ise annesini bıçaklamak suçundan cezaevine girmiş.

Bir çocuğun isteyebileceği oyuncak ya da çikolata aklına bile gelmeyen Bilal Halvacı'nın tek isteği yaşam kaynağı kanı bağışlayacak vericinin olması. Kan bulunmadığında haftalarca hastanede yatmak zorunda kalan Bilal, bu yüzden kendisine kan verebilecek bir hayırsever çıktığında onun tüm resmi işlemlerini hastanede kendisi yaptırıyor.

Vericinin etrafında adeta pervane olan küçük Bilal, kan alımından sonra meyve suyunu bile kendisi ikram ediyor.

KIZILAYIN KANI ALINAMIYOR
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Tanyeli ise, halk arasında kan kanseri olarak bilinen löseminin daha çok çocukluk çağında görülen en yaygın kanser türü olduğunu söyledi.

Hastalığın, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan beyaz kan hücrelerinin (alyuvarlar) kontrolsüz çoğalması sonucunda ortaya çıktığını belirten Tanyeli, şöyle devam etti:
''Hastaya verilen kanın grubu önemli değil. Hastaya gerekli olan halk arasında beyaz kan olarak bilinen trombosit süspansiyonudur. Bu da doğrudan donörden alınan kandan elde edilir. Bu yüzden Kızılayın kanı alınamıyor. İkinci yönteme ise 'aferezis' adı verilir. Bu ise hastanın aferez (ayırma) aletlerine bağlanarak sadece trombositlerin alındığı yöntemdir.''

ACI HAYAT
Bilal'e kan bulunması için Kimse Yok Mu Derneği Adana Şubesi aracılığıyla yardım isteyen babaanne Hatice Halvacı, Bilal'in hastalığına 2 yıl önce teşhis konulduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Bilal'in babası bir yıllık evli ve Bilal 20 günlük bebekken annesi tarafından terk edildi. Gelinim, oğluma 'Almanya'daki ailemin yanına gidiyorum, seni ve oğlumuzu da aldırtacağım' diyerek evden ayrıldı, ancak bir daha haber alamadık. Bir gün gelinimi görenler oğluma haber verince her şey ortaya çıktı. Kıskançlık ve öfke ile gelinimin yanına giden oğlum, onun yanındakiler kendine saldırınca bıçak çekmek zorunda kalmış. Oğlum, karısını bıçaklamaktan cezaevinde yatıyor.''

GAZETEPORT