Kariyerine modellikle başlayan, ardından rol aldığı başarılı yapımlarla ekranın aranan yüzleri arasına giren Özgül Kavruk, son olarak 'Hatasız Kul Olmaz' dizisiyle izleyiciyle buluştu. Destek verdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren güzel oyuncu, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı... 
 'Parmaklıklar Ardında', 'Sakarya Fırat' ve 'Hatasız Kul Olmaz'... Art arda üç tane İstanbul dışında çekilen yapımda rol aldınız. Bu durum sizi zorlamadı mı? 
İstanbul dışında çalışmayı seviyorum çünkü daha kolay oluyor. İstanbul'da artık bir yerden bir yere gitmek en az iki saat sürüyor. Farklı doku olması açısından da güzel. 
 Sizi hep güçlü, sert kadın karakterlerinde izliyoruz. Size ekranda yakıştırılan karakter tipi bu mu, hep böyle mi devam edeceksiniz? 
Bir oyuncu olarak komedi oynamayı da isterim. Zayıf düşmüş, güçsüz bir kadını oynamayı da çok isterim. Sadece iyi veya kötü, mutlaka bir şey anlatmalı. Bizim mesleğimizin şöyle bir yanı var; belki ben oynadığım rolle birisinin hayatını değiştirebilirim. Elimde böyle bir güç varken, bunun boşa gitmesini istemem. 
 İş dışında ortada görünmek istemiyorsunuz. Neden? 
Bu benim tercihim. Seyircinin bir oyuncuyla ilgili çok fazla fikir sahibi olmasını doğru bulmuyorum. Özgül'ün evliliğini, yediğini, içtiğini bilirseniz, onun oynadığı karaktere ne kadar inanırsınız... Bir eczacının hayatını kimse merak etmiyorsa; benimkini de etmesin. 
 Zihinsel ve bedensel engelliler için yürütülen bir sosyal sorumluluk projesine de destek veriyorsunuz... 
'Düşler Akademisi' projesine gönüllü olarak destek oluyorum. Zihinsel veya fiziksel engeli olan, madde bağımlılığı bulunan veya sosyal imkansızlıklar içinde yaşayan çocuklara yardım ediyoruz. Ataşehir ve Beşiktaş'taki merkezlerimizde, bu çocuklara sanatın farklı dallarında eğitimler veriliyor. 
 İnsanların engellilere bakışı nasıl sizce? 
Bu çocuklar, çevreleriyle normal ilişki kuramıyor. Çevrede engelli insan görmeye de alışkın değiliz. Zaten sokaklar, caddeler de fiziksel engelliler için pek uygun değil. 
 Sadece çocuklar için yapılan kampanyalara mı katılıyorsunuz? 
Hayır, AYDER Alternatif Yaşam Derneği'nin Düşler Akademisi ile birlikte yürüttüğü Best Buddies isimli bir proje de var. Bu projeyle; engelli birisiyle arkadaş oluyorsun ve onu yaşamına katıyorsun. Burada amaç; zihinsel engellilerin hayata katılımını artırmak. Benim de üç yıldır Mukaddes adında bir arkadaşım var. Kendisi 31 yaşında ve Down sendromlu. Onunla her salı Düşler Akademisi'nde buluşuyoruz. 

Eşimle flört aşamasını geçemedik

 Evlilik nasıl gidiyor? 
Çok iyi. Eşim Ömer'le (Seçkin) beş yıldır evliyiz ama aslında evli gibi değiliz, flört aşamasında kaldık ve o aşamayı geçmeyi düşünmüyoruz. Klasik 'karıcım-kocacım' durumu beni cendereye sokuyor. O flört hali daha sağlıklı. İkimizin de kendimize ait hayatlarımız, bir de ortak bir hayatımız var. O flört hali, aşkı da körüklüyor. 
 Çocuk planınız var mı? 
Benim yok ama eşimin var. Çocukları çok sevdiğim için tedirgin oluyorum çünkü çok büyük bir sorumluluk. 

'37 yaşımda 21'imden daha iyiyim'

Rol aldığı dizilerle adından söz ettiren oyuncu Özgül kavruk, yaş aldıkça kendisini daha çok beğendiğini söylüyor: "21 yaşındayken çektirdiğim fotoğraflarıma bakıyorum da; şimdi vücudum o yaşlarımdan çok daha iyi."