Gürkan Hacır/Akşam

Kürtlerle dans


Geçen hafta, internete sızan Oslo'daki MİT-PKK görüşmesi damgasını vurdu. Bu kent, daha önce de barış anlaşmalarına da ev sahipliği yapmıştı, psikolojik etkisini gözardı edemeyiz. Ancak diğer devletlerin örgütlerle hangi şartlarla masaya oturduğunu iyi bilmemiz gerekiyor. Uzun lafın kısası, PKK'yla masaya oturulur. Ama masadan nasıl kalkılacağı iyi hesap edilmeli... Yoksa 'Kürtlerle Dans' bir anda 'Kurtlarla Dans' oluverir

Tam iki ay önceydi. Skyturk'te yaptığım Şimdiki Zaman'a Cengiz Kapmaz'ı konuk etmiştim. Cengiz Kapmaz 'Öcalan'ın İmralı Günleri' kitabının yazarıydı. Kapmaz'a canlı yayında en kritik soruyu, devletin Öcalan'la görüşüp görüşmediğini sormuştum. Kapmaz, sorumu son derece rahat bir tonda 'Evet, görüşüyor' diye yanıtlamıştı. 'Peki görüşmeleri kim yürütüyor' soruma ise 'Bizzat MİT Müsteşarı Hakan Fidan' yanıtını vermişti. Bu yayın, ertesi gün bir çok gazetede yankı buldu. Hatta Sözcü gazetesi manşetine taşıdı. Öyle ya, devlet hem PKK terörünü tümden bitireceğini söylüyor hem de kapı arkasında onlarla anlaşma mı yapıyordu? Herkes şaşkındı... (Hükümetin 'şahin' İsrail politikasında da başımıza aynı şey gelirse şaşırmayın!..)

SORULAR BİTMİYOR

Peki ama bu görüşmeler; nasıl nerede ve de en önemlisi kimlerle yapılıyordu? Geçtiğimiz hafta basına sızan MİT-PKK görüşmesi bütün bu sorulara cevap oldu. Hadi elinizde tutuklu bulunan Öcalan'dan faydalanmak için onunla görüştünüz ve akan kanı durdurmak istediniz, diyelim. Peki örgütün halen aranan yöneticileriyle hangi sıfatla görüşecektiniz? Ülkede bir yandan devam eden mücadele zaafa uğramayacak mıydı? Sorular böyle sürüp gidiyor...

PSİKOLOJİK ETKİYE DİKKAT

Oslo tesadüf mü? Hayır... Tabii ki tesadüf değil... Çünkü Oslo daha önce de barış anlaşmalarına da evsahipliği yapmıştı. 1993'te İsrail ve Filistin en üst düzeyde ilk kez Oslo'da bir araya gelmişler ve barış görüşmelerine başlamışlardı. Orada da arabulucu ülke olarak İngiltere bulunuyordu. Görüşmeler 20 Ağustos 1993'te sonuçlandı. Ardından Filistin adına Yaser Arafat ve İsrail adına da Başbakan İzak Rabin Washington'da görüşmelerin nihai imzasını attılar. Bu da tarihe Oslo Barış Görüşmeleri olarak geçti. İşgalci İsrail ile ezilen halk Filistin'in temsilcileri Oslo'da bir araya geldi ve barış imzaladı. Yıllar sonra Türkiye ile PKK yine aynı kentte barış görüşmelerine başladı. (Basına sızan görüşmelerin aslında Kuzey Irak'a bağlı Selahaddin kentinde yapıldığını öğrendik. Ama ilk görüşmeler Oslo'da yapılmıştı. Zaten ses kaydında da bu defalarca ifade ediliyor.) Oslo olayının psikolojik etkisine de dikkatinizi çekmek isterim.

En çok alıntı yapılan, kim dersiniz...

Trajikomik bir başka not... Son bir haftada etnik terör ve devletlerin bu örgütlere yaklaşımlarına ilişkin 5 ayrı kitabı okudum/inceledim. Hemen hepsinde en çok alıntı yapılan isim aynıydı. Bu isim hem ETA'yı hem IRA'yı ateşkes ve barış süreçleriyle beraber yerinde incelemişti. Türk istihbarat birimleri yıllarca onun çalışmalarından yola çıkarak strateji geliştirmişti. İstihbarat akademilerinde onlarca kez ders vermişti. Oysa şimdi tam gerektiği anda o ortalıkta yoktu. İsmi merak ettiniz değil mi? 'Ergenekon Terör Örgütü' davasının tutuksuz sanığı Prof. Emin Gürses! Emin Hoca iki yıl hapisten sonra kabuğuna çekilmiş evinde kitap yazmaya devam ediyor.

İNGİLTERE'NİN IRA İLE BARIŞ GÖRÜŞMELERİ

Buyurun İngiltere'nin IRA ile pazarlığına... İrlanda, Büyük Britanya İmparatorluğu'nun ilk kolonisidir. Vikinglerin kontrolündeki adaya Kral Mam Murrough'un çağrısıyla gelen İngilizler bin yıldan fazla İrlanda adasında söz sahibi oldular. Ancak tuhaflık İngiltere Kralı VII. Henry döneminde başladı. Kral Henry, adanın dinsel mezhebinin bir gecede değiştirilmesi talimatını verdi. İrlanda'nın yerli halkı Katolikti. Kral ise onların da Protestan olmasını emretmişti. İşte bitmek tükenmek bilmeyen savaş da böyle başladı. Katolik - Proteston savaşının en uzun süreli ve şiddetlisi İrlanda topraklarında yaşandı. 1919 yılında İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) kuruldu.IRA'nın askeri kanadı PIRA'ydı. PIRA 24 Nisan 1993'te sadece 10 poundluk bir bombayla Nat West gökdelenini yerle bir ettiler. Eylem sonunda 1 ölü 130 yaralı ve tam 1 milyar dolarlık zarar vardı. İngiltere, terörle mücadele için ayırdığı paradan daha fazla ekonomik zarara uğradığını bu eylemle anladı. Artık doğrudan örgütle ve onun siyasi temsilcisiyle konuşacaktı.

Barış süreci için neler yapmalıyız?

- Önce Meclis'te gizli bir oturumda konu ele alınmalı ve tartışılmalıydı. Ardından muhalefet parti liderleriyle bir araya gelip, teknik bilgilendirme yapılmalıydı.

- Devletin güvenlikle ilgili diğer kurumlarının üst düzey yöneticilerine görüşme bilgisi verilmeli, görüşler alınmalıydı.

- Kamuoyu önünde efelenmek yerine toplum buna hazırlanmalı, medyanın barış sürecine destek vermesi sağlanmalıydı.
- Strateji belirlenmeliydi. Örgüte ne verilecek, ne istenecek, nereye kadar çekilinecek, hepsi satır satır tespit edilmeliydi.

- O zamanlar yardımcı olsa da MİT Müsteşarı görüşmelerde bulunmamalıydı. Sonra yetkin bir ekip kurulmalıydı.

- Görüşmeler askeri kanat sorumlularıyla değil BDP ile yürütülmeliydi. Örneğin bir Ahmet Türk veya Aysel Tuğluk pekala muhatap alınabilirlerdi.

- Yapılan görüşmeler belli bir tonda da olsa kamuoyuyla paylaşılmalıydı. Uzun lafın kısası, PKK'yla masaya oturulur. Ama masadan nasıl kalkacağımızı iyi hesap etmemiz zorunludur... Yoksa 'Kürtlerle Dans' bir anda 'Kurtlarla Dans' oluverir!...

IRA barış isteğini ispatladı

PKK ile eş zamanlı olarak IRA'nın serüveni...

- IRA'nın görünürde iki büyük kanadı vardı. Askeri kanadı PIRA ve siyasi kanadı Sinn Fein!
PKK'nın ise askeri kanadı uzun yıllar ARGK (Şimdi HPG oldu) siyasi kanadı ise ERNK'ydı. (Şimdi onun yerine BDP diyebilirsiniz.)

- IRA liderlerinden Boby Sands 1981'de ölüm orucuna başladı. Belfast'taki Long Kesh Ccezaevi'nde ölüm orucunun 66. günü hayatını kaybetti.

PKK kurucularından Kemal Pir 1982'de Diyarbakır Cezaevi'nde açlık grevinde hayatını kaybetti.

- Ağustos 1994'te PIRA ateşkes ilan etti. 1996 Şubatı'nda ise aniden anlaşmayı bozdu.
PKK defalarca ilan ettiği ateşkesi her seferinde kanlı eylemlerle aniden bitirdi.

- PIRA 1988'de 'Barışa doğru bir strateji' diye bir broşür yayınladı.

Öcalan, İmralı'da 'Demokratik Cumhuriyet'e doğru' projesini yazdı.

- Ocak 1998'de İngiltere 1972'deki 'Kanlı Pazar' olayıyla ilgili soruşturma başlattı.

Türkiye yıllar sonra ilk kez faili meçhullerin çözülmesi için kararlılıkla faillerin üzerine gitti. Buraya kadar her şey ne kadar benzer değil mi? Sonunda İngiltere bu meseleyi çözmek için IRA'yı muhatap aldı. 19 Temmuz 1997'de PIRA'nın ilan ettiği ateşkesin ardından barış görüşmeleri başladı. IRA barış istediğini ispatladı. İngiliz hükümeti görüşmeler için parlamentodan izin aldı. Başta MI6 olmak üzere devletin güvenlik birimleri aylar süren toplantılar yaparak stratejiler belirlediler. Örgütün tam olarak gücü ve mali yapısı hesap edildi. Katolik nüfusun demografik yapısı hesaplandı. Verilecek taviz ve kırmızı çizgiler net olarak belirlendi. Sonra başta eğitim bakanlığı olmak üzere çok sayıda bakanlıkta çalışma ekipleri kuruldu. Ve Sinn Fein'le masaya oturuldu. Görüşmeler doğrudan değil Sinn Fein aracılığıyla yürütüldü.