Fikir ve ruh işçisidir öğretmen…

Hammaddesi insan olan bir sanatkârdır. Ama eseri hemen ortaya çıkmaz ve herkes tarafından da görülmez. Her şeyin çabuk olmasını istediğimiz, hemen görmek, hemen tutmak ve hemen sahip olmak istediğimiz bu çağda, işte bu yüzdendir yaptığı işin değeri anlaşılmaz.

Bilgiyi ezberleten değil, bilgiye giden yolları gösteren, bu yolda öğrencisinin karşısına çıkan engelleri aşabilmeyi öğretendir öğretmen…

Anasınıfından Yükseköğretimin sonuna kadar, bütün öğretim hayatı boyunca bir insanın, en masum, en çocuk, en deli, en karmaşık ve en duygusal zamanlarında onunla en çok vakit geçirendir.

Annedir, babadır, arkadaştır ve de sırdaştır öğretmen…

Bazen öğrencisi için velisinden, bazen de velisi için öğrencisinden hiç de hak etmediği davranışlara maruz kalandır…

Çok şeyin sayısal değerlerle ölçüldüğü ülkemizde, günde sekiz saat çalışmıyor diye bir şekilde topluma şikâyet edilerek hazır yiyicidir diye gösterilendir öğretmen…

Bir Temmuzda başlayıp Bir Eylülde biten iki aylık yaz tatilinin, nasıl hesaplanıyorsa artık, üstüne basa basa üç ay tatil yapıyorlar diye yaygara yapılan tatil arsızıdır öğretmen…

Böyle 24 Kasımlarda, gözleri ışıl ışıl parlayan öğrencileri hariç, yanardöner övgülerle bahsedilendir öğretmen…

Doktorun, mühendisin, avukatın, hemşirenin, işçinin ve dahi pek çok meslek türünün vekili olmaz iken, vekâleten yürütülebilecek kadar basite alınan bir yüce mesleğin ustasıdır öğretmen…

***

Kutlanılması veya anılması gereken özel günler için, o günün anlam ve önemini belirten alışılmış konuşmalar vardır. İstisnalar hariç tornadan çıkmış gibi hepsi birbirine benzer. Hatta bazen aynı konuşma metni bir sonraki yıl aynen okunduğu için kaçıncı yılı olduğu dalgınlıkla düzeltilmez de komik ve rezil duruma düşülür.

Bu gün de o günlerden biri. 24 Kasım Öğretmenler günü…

Yazılı ve görsel basına hep aynı söylemler yapılacak…

Böyle kutsaldır öğretmenlik…

Böyle fedakârlıktır…

Peygamber mesleğidir…

Başımızın tacıdırlar… Gibi övgüler… Övgüler…

Ne değişecek? Hiçbir şey…
 

Yine ziller çalacak… Sınıflar dolacak…

Sonra yine ziller çalacak okullar boşalacak…

Nutuklar atılacak özel günlerde

Şiirler okunacak, eller çırpılacak…

Öğretmen bir mum gibi eriyip gidecek.
 

Şunu gayet iyi biliyorum ki;

Hiçbir hediye, hiçbir övgü ve hiçbir gülücük, bir ilkokul öğrencisinin o minik kollarıyla öğretmenine “örtmenim… Örtmenim” diyerek sarılması kadar samimi, içten ve katıksız olmayacak…

Başta ilkokul öğretmenim Gülsel Orhon olmak üzere bütün öğretmenlerimin ve öğretmenlerimizin gününü kutlar, önceki günlerde bir tren kazası sonucu aramızdan ayrılmış Canan Öğretmenimiz ve şimdi yine aramızda olmayan öğretmenlerimize Allahtan rahmet dilerim.

Sağlıcakla kalın…

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg