Bu ay içinde düzenlenmesi planlanan toplantıda, aile puanı sisteminden şartlı bağış ve çapraz verici havuzuna kadar bir dizi önlemin ele alınması öngörülüyor.
 
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, Türkiye'de nakil bekleyen binlerce hasta bulunmasına rağmen, organ bağışının yetersiz olduğuna dikkati çekti.
 
Bu sorunun çözümü amacıyla kısa bir süre önce yapılan toplantıda çeşitli görüşler ortaya atıldığını anlatan Kapuağası, bu görüşlerin bu ay düzenlenmesi planlanan toplantıda ayrıntılarıyla ele alınacağını ve bir karara bağlanacağını söyledi.
 
Masaya yatırılması öngörülen görüşlerden birinin ''çapraz bağışçı havuzu'' oluşturulması olduğunu belirten Kapuağası, şu bilgileri verdi:
 
''Böbrek hastalarında çoğu zaman aileden biri bağış yapmak istiyor, ama doku uyumu yoksa bu mümkün olmuyor. O zaman aynı durumdaki bir başka hastanın vericisi ile çapraz bağış mümkün olabiliyor. Bu tür hastalar için bir havuz oluşturulursa sistem daha iyi işler diye düşündük. Eşleştirmeleri biz yaparız ve nakle imkan sağlarız. Ancak bu sistemde, onay kurumunun çok iyi işlerlik kazanması gerekir. Bu aynı zamanda 'organ mafyası'na da son veren bir düzenleme olabilir. Bu henüz olgunlaşmamış bir fikir.''
 
-''ORGANLARI BAĞIŞLANAN DEDE, İLERDE TORUNUNU KURTARABİLECEK''-
 
Kapuağası, kadavra donör sayısının artırılması için de bazı önlemlerin gündeme gelebileceğini belirtti.
 
Ortaya atılan bu önlemler arasında, yaşamını yitiren yakınlarının organlarını bağışlayanlar için ''aile puanı sistemi'' getirilmesinin yer aldığını bildiren Kapuağası, şunları söyledi:
 
''Henüz düşünce aşamasında olan bu sistemde mesela kadavra bağışı yapan bir ailenin birinci veya ikinci derece yakınları arasından ilerde organ bekleyen bir hasta çıkarsa, bu hastaya ekstra puan verilecek. Böylece organ bağışı yapan ailenin hastası, nakil için önceliğe sahip olacak. Bir anlamda organları bağışlanan dede, ilerde torununun hayatını kurtarabilecek.''
 
Mevcut sistemde şartlı organ bağışının mümkün olmadığını, bir ailenin, hayatını kaybeden bir ferdinin organlarını bağışlarken organ bekleyen bir başka yakınının bundan yararlanmasını isteyemediğini hatırlatan Kapuağası, ''Bu tür vakalarla yılda 4-5 kez karşılaşıyoruz. Sisteme kayıtlı organ bekleyen bir hastaya aile isterse ve uyum varsa hayatını kaybeden yakınının bağışlanan organlarından biri takılabilecek'' şeklinde konuştu.
 
Beyin ölümü tespit edilenlerin çok azının organ vericisi olduğunu, bu sayının artmasının organ bekleyen binlerce hastayı yeniden yaşama bağlayacağını vurgulayan Kapuağası, yoğun bakımlarla ilgili olası donörlerin takibinin daha etkili hale gelmesi için de önlemler alacaklarını bildirdi.
 
-''MERKEZLER DE TAKİBE ALINACAK''-
 
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, ayrıca organ nakli merkezlerinin de sıkı takip altına alınacağını, yıllık nakil sayıları belirli bir sayının altında, nakil sonrası ölüm yüzdeleri ise belirli bir oranın üzerinde olan merkezlerin uyarılmasının planlandığını belirtti.
 
Kapuağası, yılda belirli bir sayının altında nakil yapan merkezlerin önce uyarılmasının, ikinci yıl bunun tekrarlanması halinde ise faaliyetine son verilmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
 
Uygulamaya konulması planlanan düzenlemeyle canlı organ vericilerinin de takip edileceğini ifade eden Kapuağası, bu kişilerden hayatını kaybedenlerin ölüm nedenlerinin sorgulanacağını söyledi.
 
Doğu ve Güneydoğu'da, özellikle Diyarbakır ve Van gibi illere yeni organ nakli merkezleri açılması için çalışma yürüttüklerini de açıklayan Kapuağası, ''Organ nakli ruhsatını artık hekimlere değil merkezlere vereceğiz. Hekimin ayrılması durumunda, merkez ruhsatını kaybetmemiş olacak'' bilgisini aktardı.