'Bu nereden aklınıza geldi' sorusuna verilen yanıt ilginç: Beşiktaş'ta yoksul sayısı çok az. Kömür dağıtarak kimseye ulaşamayız

"Beşiktaş, yoksulluk sorununun en az olduğu ilçelerden biri. Kömür dağıtarak kimseye ulaşamazsınız." Bu sözler AKP Beşiktaş İlçe Başkan Yardımcısı ve İlçe Sosyal İşler Başkanı Ali Osman Terzioğlu'na ait. Terzioğlu, bunları Guiseppe Verdi'nin 'Macbeth Operası'nın birinci perdesinden sonra verilen aradaki sohbetimiz sırasında söylüyor.

AKP Beşiktaş İlçe Teşkilatı, altı aydır düzenli olarak çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliklerde 'buluşma'lar düzenliyormuş. Önceki akşamki buluşma yeri Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) Büyük Salonu'uydu. AKP Beşiktaş İlçe Başkanı Avukat Bülent Gökçen'in deyişiyle 'mahalleden arkadaşlarla' toplanıp gelmişler. Devlet Opera ve Balesi'nin sahnelediği 'Macbeth Operası' için 650 bilet alarak dağıtmışlar. "Hep belirli sayıda bilet alarak dağıtıyor musunuz?" diye soruyorum. "Bu salon çok büyük olduğu için kapatamadık. Genelde salonu kapatırız" diye yanıtlıyor İlçe Başkanı Gökçen.

'Ashura'ya da gitmişler

"AKP ve opera insanın zihninde kolay yan yana gelen kavramlar değil" diye araya girmeme biraz alınıyor. "O sizin önyargınız" diyor, "Biz Beşiktaş'ı kültür kenti yapmayı, bütün Beşiktaşlıları da kucaklamayı hedefliyoruz."
Bundan önceki buluşmayı nerede gerçekleştirdiklerini sorunca
"Garajistanbul'da Beşinci Sokak Tiyatrosu'nun sergilediği 'Ashura' oyununda" diyor. "Bir sonraki buluşma nerede?" soruma "Henüz karar vermedik" yanıtını alıyorum. "Bir rock konserinde olabilir mi mesala?" deyince de "Neden olmasın?" diyor İlçe Başkanı Gökçen'in yanındaki yardımcısı.

Gong çalıyor ve salona giriyoruz. Yaklaşık 1300 izleyici kapasitesi olan AKM Büyük Salon'un tamama yakını dolu. "Macbeth'i AKP Beşiktaş Sosyal İşler Başkanı Terzioğlu ile birlikte izliyoruz.

Birinci perde için verilen arada Terzioğlu'na "Böyle buluşmalar düzenlemek nereden aklınıza geldi?" diye soruyorum. Yanıt ilginç: "Teşkilatlarımız kendi bölgelerinde farklı çalışmalar yürütüyor. Beşiktaş, Türkiye'de yoksulluk sorununun en az olduğu ilçelerden biri. Biz burada kömür dağıtarak kimseye ulaşamayız. Diğer çalışmalarımızın yanı sıra bu tür etkinliklerle de her kesimden insana ulaşmaya çalışıyoruz."

Terzioğlu gelenlerin hepsinin AKP'li olmadığını, tam aksine bazı 'CHP'li dostları'nın da buluşmalarına katıldığını söylüyor.
'Ayrım gözetmeden her kesimle iletişim halinde olmak...' Konuştuğum bütün AKP'liler bunu ısrarla vurguluyor. İlçe Başkanı Gökçen, "Geçen hafta sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik. 40'tan fazla örgüt katıldı. Hatta şu kadarını söyleyeyim: Gelenler arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile Çağdaş Leventliler Derneği'nin de temsilcileri vardı" diyor.
Gökçen'in yardımcısı Terzioğlu da "Bizim her kesimden üye ve yöneticilerimiz, hatta üç tane de emekli paşamız var" diye konuşuyor.
Söz 'türban' konusuna geliyor. "Aslında bu sorunu solcular, sosyal demokratlar çözmeliydi" diyorlar. Açıkça ifade etmeseler de türbanın son gündeme getiriliş biçiminden onlar da rahatsız gibiler.


Türban sahnede!

Salondan iki gözlem ve hukukçulara sorular: Shakespeare'in 'iktidar hırsı'nın kişiyi ne tür felaketlere sürükleyebileceğini anlattığı Macbeth'ini izlemeye gelenler arasında çok az türbanlı vardı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait olan AKM 'kamusal alan' sayılır mı? Eğer sayılırsa izleyiciler AKM'ye başörtüsüyle girerek suç işlediler mi? Yoksa 'hizmet alan' oldukları için türbanla bulunmaları yasalara aykırılık teşkil etmez mi? Sahnedeki Shakespeare'in cadılarınınsa tamamı türbanlıydı. Hatta türbandan da öte adeta tesettürlü. Devlet sanatçısı, yani bir anlamda kamu görevlisi olan oyuncular, böyle kıyafetlerle 'hizmet sunarak' suç işliyorlar mı?