Özlem YILMAZ/AHT

Mars projesindeki görevlilerden birinin 31 yaşındaki Türk bilim kadını Ferzan Akalın olduğu ortaya çıktı. Gazeteci Ezgi Başaran’ın yazısına göre Akalın, Mars’ta suyun bulunması için organik karbonu bulmakla görevli bilim aracı SAM’in proje müdürü. İddiaya göre Akalın, birkaç yıl önce Türkiye’de bir üniversiteye iş başvurusu yaptı, ancak yanıt bile alamadı. Bu, akla “Türkiye değerlerinin kıymetini bilmiyor mu” sorusunu getiriyor.

‘Değer bilmemek kadar insan harcamak da var’
CHP İstanbul Milletvekili-emekli öğretim üyesi Binnaz TOPRAK:

BAŞKA alanlarda da değer bilmiyor Türkiye. Ne kadar aydınımız varsa yıllar içinde görüşlerinden dolayı hapse girmiştir. Fen vb. alanlarda bu tür araştırmalar sonrası imkânlar da önemli. Hem fen, hem tıp alanlarında o alanda parlak biri olmak imkânlarla ilgili. Türkiye’deki üniversiteler maalesef bu imkânları sağlayamıyor. Ayrıca değer bilmemek kadar insan harcamak da çok var. Gerçekten de bu böyle. En son örneği Fazıl Say. Dünyaca ünlü müzisyen, ancak başına gelenleri biliyorsunuz. Orhan Pamuk’a aynı şey yapıldı. Türkiye hem değerleri bilmiyor, aynı zamanda imkânlar da yok.”

‘Üniversitede kadro bulamaz, bulsa maaşı da az olurdu’
Sosyolog Hülya UĞUR:

BİLİM insanlarının layıkıyla, gerektiği şekilde çalışabileceği ortamları yok. Var olan alanlar bulunuyor ama Türkiye bilimsel araştırmanın gelişebileceği uygun ortamı gerçekten de insanlara sunmuyor. Üniversiteye girip çalışsaydı, kadro bulamayabilirdi. Kadro olsa en fazla 4 bin 500 TL maaş alırdı. Eşinin dolgun maaşı yoksa, kirasını ödedi, gitti geldi ancak yeter. Her şey maddiyat değil elbette. Bu ülkede kalıp bir şeyler yapmaya çalışan insanlar var. Ama olanaklar yok. Bazı bilimsel araştırma fonları size bazı imkânlar sunuyor. Dev bir araştırma yapacak olsam, üzerine para almak şöyle dursun, Diyarbakır’a saha çalışmasına gidecekken, devlet “Uçak paranı veremem, otobüse binip gideceksin” diyebiliyor. Bu ülkede dünya görüşü doğrultusunda insanlara bu imkânların sağlanması ya da sağlanmaması söz konusu. İnsanlara nasıl mobbing uygulandığını görüyoruz. Bu bilim kadını, burada kalsaydı, bu kadar rahat çalışamazdı.

‘Aziz Nesin’in öyküsünde var, atom profesörü mezarlık müdürü yapılır’
Siyaset bilimci-yazar Mümtaz’er TÜRKÖNE:

AZİZ Nesin’in bir hikâyesi vardır. NASA’da çalışan atom profesörünü mezarlık müdürü yaparlar. Bu, ülkenin şartlarıyla alakalı bir durum. Değer bilmemeyle alakalı değil. Türkiye’de çok değerli mühendisler var. Yurtdışında daha iyi imkânlar bulabiliyorlar. ABD’nin imkânları her zaman daha iyi. Kıymet bilme-bilmeme meselesi olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de de zaman zaman değerler ortaya çıkabiliyor. Araştırma imkânları, araştırma fonları, rekabet ortamı çok önemlidir. Türkiye’de maalaesef bu şartlar yeni yeni oluşuyor.

‘Bu bir gelişme meselesidir’
TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can PAKER:

BİLİM insanlarına imkân tanıyan ülkeler, acaba bunu iyi niyetle, bilime âşık olduğundan mı yapıyorlar? Yoksa dünya siyasetindeki yerleri, genel dünyadaki politikaları mı onları bu yola götürüyor? Böyle olmamasının tarihsel gelişimi ve sebebi vardır. Türkiye’de kaç üniversite, ABD’de kaç üniversite var? Bilim politikaları neydi, şimdi ne olmaya başladı? Türkiye şimdi bunu kendine iş edinmeye başladı. Bir ülkenin konumu, ekonomisi, siyasetteki yeri önemli. Bu bir gelişme meselesidir.