Dört vardiya halinde nükleer bir felaketi engellemeye çalışan Fukuşima gönüllüsü 180 kişi, "Bunun bir intihar görevi olduğunu biliyoruz, ama..." diyerek kendilerini Japonya'yı kurtarmaya adadılar.

Dünyayı nükleer bir felaketten korumak için canlarını feda ederek Fukuşima Nükleer Santrali"ne müdahale eden 180 kişi, 4 vardiya halinde canla başla reaktörleri soğutma çalışmalarına devam ediyor.

“Fukuşima 180” adı ile bilinen ve hiçbirinin kimliği dahi açıklanmayan bu kişilerin orta sınıf ailelerden geldiği ve bir kısmının da itfaiyeci olduğu belirtiliyor. Gönüllü olarak santralde kalmaya talip olan bu kişilerin çoğunun orta yaş ve üzeri oldukları söyleniyor. Radyasyon tehlikesi başgösterdiğinde 1400 kişilik personelden genç olanları da santralde kalmak için gönüllü olmuş, ancak bu kişilerin talepleri “Daha çocuğunuz bile yok. Burada kalırsanız kısır olursunuz. Aile kuramazsınız” diye reddedilmiş. Santralde gönüllü kalanlar arasında 6 ay sonra emekli olacak bir çalışanın da bulunduğu kaydedildi.

Ölümcül doz alıyorlar

Hayatlarını tehlikeye atan bu kişiler, “Kendimizi ölüm cezası almış gibi hissediyoruz. Bunun bir intihar görevi olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Santral bölgesinde havadaki radyasyon miktarı 4 bin milisievert düzeyinde. Bu seviyede 7 dakika boyunca radyasyona maruz kalmak bir insanın hastalanmadan dayanabileceği 1 yıllık radyasyon miktarına eşit. Aynı miktarda radyasyona 75 dakika maruz kalmak ise, kanser ve diğer hastalıklara neden oluyor. Fukuşima"nın 180 çalışanı 4 gündür bu dozda radyasyon alıyor.

Bir nesil sakat doğacak

Fukuşima Nükleer Santrali"nin bir faciayla sonuçlanması en kötü senaryoya göre bir neslin yok olması veya sakat kalması anlamına geliyor. Radyasyon en büyük zararı daha dünyaya gelmemiş anne karnındaki bebeklere veriyor. Radyasyonun Etkilerini Araştırma Merkezi başkanı Evan Douple, “Hamile kadınlar hamileliklerinin 9 ila 42"inci günleri arasında çok az bir radyasyona maruz kalsalar dahi karınlarındaki bebeklerin kalp, akciğer ve beyin gelişimi olumsuz yönde etkileniyor. Bu bebekler ya doğmadan ölüyor ya da sakat olarak dünyaya geliyor” dedi.