Tülay Boyacı, 1998 yılında böbrek yetmezliği nedeniyle makineli yaşama mahkum oldu. Tülay Boyacı, genç kızlığa adım attığı günlerde 6 yıl haftanın üç günü diyalize girerken annesi Perihan Boyacı"nın verdiği böbrekle makineden kurtuldu. Ancak, bu sevinci 3 yıl sürdü. Vücudu anne böbreğini reddedince yine diyalize mahkum oldu.

Resmi nikahsız olarak Gürhan Karataş ile birlikte yaşarken Tülay Boyacı, hastalığı nedeniyle anne olmasının mümkün olamayacağını duyarken içindeki annelik ateşini söndüremedi. Evli olan 5 kardeşinin de çocuklarının olması, çevresinden duyduğu “Hasta o, anne olamaz” sözleri genç kadını evlat sahibi olma konusunda hırslandırdı. Boyacı, çok riskli olmasına karşın 3.5 yıldan bu yana birlikte olduğu arkadaşından hamile kaldı. Hamileliği süresince haftada 3 yerine 6 kez 4"er saat diyalize bağlanmak zorunda kalan Boyacı, uğruna ölümü göze aldığı bebeğini geçen 21 Haziran"da dünyaya getirdi. Boyacı"ya, riskli hamileliği, bebeğin anne karnında ölme tehlikesi yüzünden 7 aylıkken sezaryen yapıldı. 1 kilo 600 gram ağırlığında dünyaya getirdiği, adını İsa Can koyduğu oğlunun 2 hafta kuvözde kaldığını, ondan sonra doya doya bağrına bastığını belirten anne Boyacı, şöyle konuştu:

"O benim mucizem"

“Doktorlarım "Sen de ölürsün, bebeğin de" dediler. Ben illa anne olacaktım, benim bu ısrarım karşısında doktorlara yapacak bir şey kalmadı. Benim tedavimi yeniden düzenleyip sürekli kontrol altında tuttular, minik de olsa bebeğimi doğurdum. O benim de mucizem. Çok mutluyum. Babasıyla henüz nikahlanmadık ama İsa Can, benim canım, her şeyim. Artık ben bir anneyim.”

Öte yandan diyaliz tedavisi gördüğü Nevvar Salih İşgören Alsancak Devlet Hastanesi Diyaliz Sorumlusu uzm. Dr. Erdal Karaca, Tülay Boyacı"yı çok büyük risklere rağmen anne olma isteğinden vazgeçiremediklerini söyledi. Karaca, diyaliz hastalarının hamile kalma oranlarının yüzde 1"den bile düşük olduğunu, hamile kalanların da bebeklerini dünyaya ölü geldiğini belirtti.