Hükümet adına ulaştırma bakanı dün açıkladı.

Aydın-Denizli otoban yol inşaatı önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacak.

Ak parti hükümetleri döneminde yapılan ihalelerde bitiş tarihi vermek bilinen bir uygulama.

Verilen tarihlere uyulduğunun hepimiz şahidiyiz.

Artık Denizli-Aydın yolunda çekilen sıkıntılar bitecek demektir.

Bu aynı zamanda Özlem hanımın birçok yere “Battı- Çıktı” yapmaktan kurtulacağı anlamına gelir.

Artık yapabiliyorsa şehir merkezlerine “Battı- Çıktılar” yapsın.

Daha fazlasını yapacak dermanının olmadığını “Astim Köprülü Kavşağında” ortaya koyduğu performansta gördük.

Konuyla ilgili Aydın Basınında çokça yazılıp, yorum yapıldığı için tekrar yazmaya gerek yok.

Öyle veya böyle Köprülü kavşak bitti ve hizmete girdi.

Yapanlardan Allah razı olsun.

İlimizin bu gibi hizmetlere çok ihtiyacı var.

Önemli olan bu ihtiyaçların giderilmesi, insanımıza hizmet edilmesi.

Birbirlerine laf yetiştirmekle, kavga etmekle siyaset olmuyor.

Bu tarz siyasetten İlimizin fayda görmeyeceği açık.

Geçen hafta, Nazilli özelinde yazmıştım,

Başkan Alıcık, Büyükşehirden bir hayli dertli.

Sadece O mu dertli, hemen hemen bütün ilçe belediyeleri dertli.

Geçtiğimiz yaz Kuşadası’nda insanlar turizm zamanında şehir merkezinde ayağında galoşla geziyor, sokaklardan fosseptik akıyordu.

Büyükşehir ise “Batık gemi turizmiyle” meşguldü.

Sahi o batırılan geminin Aydın Turizmine  yansıması ne oldu, bilen var mı?

Kısacası, belediyelerin çoğu hizmet alamamaktan şikayetçi.

Doğrusu Aydın’da Büyükşehir tarafından yapılmış tatmin edici ve ilimizin çehresini değiştiren hizmet göremiyoruz.

Sadece hizmet değil, proje de görmüyoruz.

Eskiden belediyeler alt yapı yerine, gözle görünen yerlerde yatırım yaparak, göz boyamakla eleştirilirdi.

Doğrusu Büyükşehri göz boyamakla da eleştiremiyoruz.

Zira bunu da yapmıyor.

Kamuoyunda hizmetleriyle değil, kavgalarıyla ve ihalelerle ilgili yolsuzluk iddialarıyla gündeme geliyor.

Ha! Atlamayalım bir de danışmanlarıyla geliyor.

Danışmanlarla ilgili durum ise yargıya taşınmış vaziyette...

Sizin anlayacağınız, Büyükşehir denince akla hemen;

Ucuz ekmek, yaşlılara evinde bakım hizmeti, anlamsız kavgalar ve yolsuzluk iddiaları geliyor...

İlk zamanlar ucuz etten de bahsediliyordu ama, şimdilerde pek konuşulmuyor.

Açtığı Kültür evlerinde ne yapılıyor? Bunu da bilmiyoruz.

Kültür evlerine dair verilen hizmeti gösterecek, sanatsal bir etkinlikle henüz müşerref olamadık.

Her neyse, elden gelen buysa yapacak bir şey yok.

Tabi şimdilik….

Hele bir portakal mevsimi açılsın Büyükşehir üreticinin yanında olduğunu cümle aleme gösterir(!)

Hem fakir fukara sebeplenir (!),hem üreticinin derdine derman olunur(!)

Belediye dediğin kara günler için vardır(!)

Asli vazifesi ilinde yetişen ürünleri alıp, o ilde yaşayanlara dağıtmaktır(!)

Altyapıymış, İmarmış, Kent vizyonuymuş, Ulaşımmış geçiniz efendim bunları

Öncelik ucuz ekmekte, yaşlı bakım hizmetinde vs vs...

Diğerleri bizim buranın tabiriyle “Olu gide, olu gide aceleye ne gerek va!” türünden işler.

Önemli olan imajdır...

Ne demiş büyüklerimiz “Devir İmaj devri”

Çıkarsın kürsüye, alırsın mikrofonu eline;

“Ben sizin Topuklu efeniz değil miyim!!!??

Ablanız, bacınız, ananız sizin için var!” Dersiniz.

Sarılırsınız bir kaç vatandaşınıza, verirsiniz pozunuzu, alırsınız gönüllerini,

Pardon oylarını...

Hizmet mi dediniz?

“Olu gide olu gide, acele etcek ne va canım!”

Allah’ın günü tükenip duru mu?