Hayattayken kendileri için cenaze töreni düzenleyen kasabalılar, gelen yakınlarının taziyelerini kabul ediyor, papazın dualarıyla kutsanıyor. Bununla da yetinmeyen ev sahibi, kendi kazdığı mezara bile giriyor.

73 yaşındaki Marin Voinicu, bu geleneği yaşatan kasaba sakinlerinden biri. Eşini 12 yıl önce kaybeden Voinicu, her geçen gün ona daha fazla yakınlaştığını hissediyor. İki yıldır evinde temsili cenaze töreni düzenleyen yaşlı adam, bu hareketinin sebebini şöyle açıklıyor: "Cenaze telaşını geride kalan akrabalarıma yıkmak istemedim. Öldüğümüzde kimin gelip gittiğini bilemeyiz, ancak şimdi dünya gözüyle cenazeme gelenleri kendim ağırlıyorum. Cenaze törenimde her şey kitabına uygun oldu, hatta kendi kazdığım mezarıma bile girip uzandım"

Cenaze evine gelen akraba ve komşular çeşitli hediyeler getiriyor. Kimi peynir ve yumurta getiriyor, kimi canlı hindi. Cenaze sahibine cep telefonu getiren bir komşusu, "Bana öbür taraftan haber verirsin" diye şaka yapıyor.

Ev sahibi yaşlı adama kız kardeşi Oncica yardım ediyor. Oncica'ya göre bu adet sayesinde cenaze yakınları acı çekmiyor, gözyaşı dökmüyor.

Kasabanın papazı ise törenin dini kısmını eksiksiz yerine getiriyor. Voinicu için hazırlanan tepeden tırnağa 3 çeşit takım elbiseyi kutsayan papaz, ritüeli dualarla tamamlıyor. Papaz bu adeti, insanların ölüm duygusunu hayattayken hissetmek istemesine dayandırıyor.

Dini törenin arkasından yemek faslına geçiliyor. Beraberce yenen yöresel yemeklerle temsili cenaze töreni, acı ve gözyaşından uzakta tamamlanmış oluyor. Belediye başkanının verdiği bilgiye göre, adetin yaygın olarak uygulandığı kasabada, sahiplerinin kazdığı 200 kadar boş mezar bulunuyor.

SABAH