Okul öncesinden başlayarak bütün eğitim kurumlarımızda çocuklarımız, batılı ülkelerin,

Latin Amerika'nın folkloruna ait dansları öğretip oynatmak için büyük çaba içine girecekler mi?

Acaba Latin Amerika ve batı ülkelerinde herhangi bir Müslüman halkın ve biz Türklerin folkloruna ait bir halk dansı öğretiyorlar mı?

 

Batılı her hangi bir ülkede Ramazan, Kurban, Nevruz vb. günlerimiz kutlanıyor mu?

Doğrusu merak ediyorum;

Biz bu aşağılık kompleksinden ve Batı özentisinden kurtulacak mıyız?

Yoksa "Çağdaş batı medeniyeti " diyerek eski düzen devam mı edeceğiz?

Eğitimle ilgili birimler İl ve ilçe müdürlüklerimiz ne bu konuda ne düşünüyorlar?

Bu aşağılık alışkanlıklara karşı ne yapacaklar?

Kendi insanlarına karşı “Milliyetçilik ve dindarlıkta mangalda kül” bırakmayanlar,

İş alışkanlıklarını terk etmeye gelince ne yapacaklar?

Yine ne anlama geldiği belli olmayan “Çağdaşlık” kalkanına mı sığınacaklar?

 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından;

Çocuklarımızın kesinlikle yetişkinlere yönelik oyun, gösteri gibi etkinliklerde görevlendirilmemesi” hakkında talimatları olması ve özellikle “okul dışı mekanlarda gösteri yapmalarına müsaade edilmeyeceğini” belirtmesine rağmen bakalım okullarımız eski alışkanlıklarını sürdürecekler mi?

 

Bu konuda faaliyet yapmakta ısrar edenler hakkında ne yapılacak merak ediyoruz?

Kimin nasıl davranacağını ise bekleyip göreceğiz.

Kılık kıyafet ve yardımcı kaynak kitap “Jandarmalığı” yapanlar ne yapacak?

Bu konuda da “Müfettişler okul okul gezip” denetleme yapacaklar mı?

Bu konuyu yardımcı kitap aldırmaktan önemsiz mi sayacaklar?

Geçen akşam bir arkadaşım Facebook paylaşımında "Kürt Sorununa değil, Kültür sorununa" dikkat çekmişti.

Ne kadar da haklıydı.

 

Pozitivist yaşam tarzı ve ahlakının tek tipçi yaşam tarzı dayatması, insanlık için başka bir medeniyet olamaz algısı, insanlığa büyük felaketler getirmiştir.

“Sosyal bağlamından kopan, kültürel aidiyet duygusunu kaybeden insanlık” haz ve zevk için her türlü ahlaksızlığı meşru sayar hale gelmiştir.

Bu sebepledir ki, toplumsal hayatta cinayetler, hırsızlıklar, fuhşiyat hat safhaya ulaşmış topyekûn insanlığı tehdit eder hale gelmiştir.

 

İnsanlık bu hastalıktan derhal kurtulmalı ve yeniden “Erdeme, ahlaka, insanlığın kadim değerlerine ve ilahi buyruklara” yönelmelidir.

Bunun temeli okul öncesi eğitiminde atılmalıdır.

 

Bu öneriyle; “Ne ırkçı, şoven anlayışı, ne de dinsel fanatizmi” öneriyorum.

Tam aksine “Tek tipçi medeniyet anlayışının sakatlığından, fanatizminden” çocuklarımızı kurtarmayı öneriyorum.

 

Okullarımızda bize ait kadim  kültür değerlerimizin çocuklarımıza verilmesini teklif ediyorum.

İnsanlığa hiç bir faydası olmayan, “Tek tip yaşam tarzı ve kültür dayatan” anlayıştan çocuklarımız kurtaralım diyorum.

Bu görev eğitimcilerin omuzlarındadır

.

Bu görevi, okullarımız yapmayacaksa hangi kurumlarımız yapacak?

Güvenlik ve asayiş teşkilatlarımız mı?

 

Hangisi?