MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP ve AKP ile aynı masaya oturmalarının mümkün olmadığını belirterek, “Ben milletin bölünmesine gidecek bir süreci engelleyeceğim, kararım budur” dedi. VATAN’a konuşan Vural, son dönemde yaşananlarla ilgili şu mesajı verdi:

BİRİNCİ ŞART: Marjinal, radikal bir takım talepleri kabul etmek demokrat olmanın birinci şartı haline dönüştürüldü. Yani Türkiye’yi, Türk milletini etnik kimliklere göre tanımlamazsan demokrat olamazsın. Oysa demokrasi ortak değerler üzerine yükselir. Farklılıkları değil ortak değerleri ön plana çıkar. Türkiye’de demokrasinin mihenk taşı PKK mı olacak, siyasal Kürtçülük mü, yoksa BDP mi olacak? Eline silah alan adamlar, bölmek isteyen adamlar, marjinal düşünceleri merkeze taşıdığınız anda merkezde oluşan ortak değerler ayrışmaya başlar.

IRKÇI DEĞERLER: Elbette çok marjinal, radikal istekleri olan insanlar vardır. Ama ben bu marjinalitenin bu radikal, ırkçı düşüncelerin Türk siyasetini, demokrasiyi ve partileri teslim almasını doğru bulmuyorum. İnsanlarıma etnik kimlikle “Sen neredensin?” diye sorarak kafatasçı olmaya başlandı. “Diyarbakırlıyım” diyor, “Kürtsün o zaman” diyorlar. Bu insanları kategorikleştirmeye, dışlamaya doğru götürür.

İZMİR MUTABAKATI: Etnik kimlik talebine siyasal çözüm bulunmasının milletin çözülmesi olduğunu düşünüyorum. Benim aradığım mutabakat nedir? İzmir’de 81 ilden insanların yaşadığı huzurlu ortamdır. Aradığım milletin oluşturduğu mutabakattır, millet mutabakatında buluşulsun diyorum. Bu millet sosyal mesafesi olmayan bir milletti. Alışveriş yaptığını, evlendiğini, komşusunu etnik kimlere göre değerlendirmezdi. Milletin okulunu, bölgesini, televizyonunu ayırmaya başladınız. Bu toplumsal bir çözülmeyi getirir.

MEŞRUİYET: Şiddete siyasal çözüm arayışlarına meşruiyet kazandıran her türlü adım demokrasimizi rehin alır. Ben eyaletle mi demokrat olacağım, okullarımı ayırarak mı demokrat olacağım? Siz eline silah alanı, şiddeti kullananı, “Bunun bir gerekçesi var” diyerek meşrulaştırdığınız zaman yolda gasp yapanın da meşruiyeti olur. Tinerci çocuğun öldürmesinin de meşruiyeti olur. Hepsinin bir sebebi var.

AMAÇ DİRENÇ KIRMAK: Bize haksızlık yapılıyor. Oysa Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmasını biz istedik. İçtüzükle ilgili komisyonu biz istedik. Bir çok konuda görüşüyoruz. Cumhurbaşkanlığı meselesinin önünü biz açtık. Ama bu işle ilgili girdiğin süreç, siyasal çözüm sürecidir. Bir an için şöyle düşünelim: MHP eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı kabul etmiş olsaydı bu sürece girmiş olacaktı. Peki bu sürecin nerede yönetildiğini siz biliyor muydunuz? Oslo’daki görüşmede özel temsilci, “İçişleri Bakanı siyasi parti yetkilileriyle de görüşmek suretiyle, bu görüşmelerden bize bir sıkıntı çıkarmaması için bir modalite icat etti” diyor.

ULUDERE TUZAK MI?: Habur’a devlet töreni yaptılar, Oslo’ya gidip görüştüler. Sayın Başbakan çok mertse, yaptıkları iş fevkalede işlerse o zaman protokolleri açıklasınlar istiyorum. Ben milletin bölünmesine gidecek bir süreci engelleyeceğim, kararım budur. 2007 yılında TSK’nın Irak’ın kuzeyine gönderilmesi için yetki istedi hükümet. PKK terör örgütünün bertaraf edilmesi için. Bunu bir araç olarak istedi, verdik. Aracı kullanmadı. Güvenlik kuvvetleri elinden geleni yapıyor ama siyasetin yapması gereken adımlar atılmıyor. Bunun güvenlikle ilgisi yok ki. İstihbarat dedik. Mesela Uludere gibi bir konuda istihbaratla ilgili bir tuzağa düştü, düşürüldü veya ne oldu?