Sıkışmış siyasi halleri

Oktay Gönensin/Vatan


İktidarda bulunan siyasiler basını sevmez. Sevmedikleri, “özgür basın”dır. Siyasi iktidarın denetiminde, etkisi altında olan, hatta iktidar nimetlerinden yararlanan basın da hep olagelmiştir.

Tayyip Erdoğan dün yeni bir saldırı başlattı. Hedefini de açık açık söyledi.

Sıkıntısı, Doğan Grubu gazetelerindeki Deniz Feneri “hırsızlığı” ile ilgili haberler.

Deniz Feneri olayı yolsuzluktan da öte, adi bir hırsızlık olayıdır. İnsanların dini duygularını sömürerek para toplamak, sonra bu paraları ticaret, hatta siyaset için kullanmak düpedüz hırsızlıktır.

Almanya"da görülen bu davayla ilgili haberler bir süredir bütün önemli gazetelerde yer alıyor. Bu haberlere yer vermeyenlerse, AKP"ye yakın gazeteler ve televizyonlardır. Bu gazeteleri okuyanların Deniz Feneri rezaletinden ve davanın Almanya"daki seyrinden haberi yok.

Tayyip Erdoğan"ın rahatsız olduğu haberler de bu haberler. Çünkü hırsızlıkla toplanan paraların ucunda bir AKP bağlantısı olabileceğine ilişkin bazı işaretler bulunuyor.

Erdoğan bunun için köpürmüş ve herhalde “en iyi savunma saldırıdır” diye düşünüp harekete geçmiştir.


***

Eğer AKP"nin, AKP hükümetinin ve çevresindeki bürokratlardan herhangi birinin Deniz Feneri rezaletiyle bir ilişkisi yoksa, normal olan, gerekli açıklamalar yapılarak, belgeler ortaya konularak olayın aydınlanmasına çalışılmasıdır.

Erdoğan normal yolu seçmedi. Tipik bir “sıkışmış siyasi hali” ile düzeyini de ne yazık ki fazla aşağıya çektiği bir saldırıda bulundu.

İktidar sahiplerinin çevrelerinde bol miktarda “şakşakçı” bulunur. Dün Erdoğan kendisinden geçmiş şekilde konuşurken bazı önde gelen AKP"liler de gevşek gülümsemelerle onu izliyordu.

Ama Erdoğan bunlara itibar etmesin. Yaptığının yanlış olduğunu, bu düzeysiz saldırının aslında kendisine zarar verdiğini söyleyenlere itibar etsin.

Dün Erdoğan"ın konuşmasını izlerken yaklaşık on yıl önceki bir sahneyi hatırladık. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller kendisini siyaseten kurtarmak için son bir hamle olarak basına saldırmıştı. Sultanahmet Meydanı"nda Erdoğan"ın dünkü üslubunun aynısıyla, ağır ama mesnetsiz iddialarla esmiş köpürmüştü.

Bugün Çiller evinde oturuyor. Kendisi hakkında “iyi bir başbakandı” diyeni bulmak da zor. Hatta birkaç yıl sonra gençler adını bile zor hatırlayacak ya da hatırlamayacak.

Sıkışan siyasinin halleri böyledir. Sıkışmamış, rahat, ne yaptığını bilen siyasinin halleri ise bunun tam tersidir.